İç turizm

Fehmi KÖFTEOĞLU BU AÇIDAN

Bayram öncesi iç turizm pazarı hareketlenirdi. Bayrama 20 gün var ama yaprak kımıldamıyor. Bunda enfl asyon, artan yaşam pahalılığı, deprem ve içine girilen seçim süreci gibi konjonktürel etkilerin payı var. Deprem vs gibi elde olmayanlardan kaynaklanan konjonktürel durum her konuda olduğu gibi iç turizmi de etkiler. Ama tek sorun konjonktürel değil. İç turizm pazarının yapısal sorunu var.

★ ★ ★

Türkiye’de turizm, seyahat endüstrisi literatüründeki tanımıyla “İncoming”e, yani yurt dışından turist almaya dayalıdır. Bu nedenle sektöre ilişkin değerlendirmeler dış pazar üzerinden yapılıyor. Bu bir ‘realite’dir. Ama bu doğru kadar bir gerçek daha var. O da 81 milyon nüfuslu Türkiye’de bir iç pazar olduğu, büyüdüğü ve bunun dikkate alınması gerektiği gerçeğidir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre gelir dağılımının ilk yüzde 20’lik dilimini oluşturan 20 milyona yakın gelir durumu iyi ve harcama gücü yüksek bir nüfus var. Bu, kişi başına geliri 30 ile 50 bin dolar olan, Avrupa ülkelerinin toplam nüfusundan daha büyük sayıda bir kesime karşılık geliyor. Bu kesim iç turizm pazarı için önemlidir. Bu kesimin varlığı turizmin hem dış hem de iç pazar, yani iki ayağı üzerinde oturtularak sağlıklı gelişmesi için önemlidir. Ama turizmde sağlıklı ve uzun soluklu yürüyüşünün iki ayak ile gerçekleşeceği dikkate alındığında iç turizm ayağı zayıftır. Tek ayakla maraton koşulmaz. Turizmde iç pazar ile ilgili kamu yönetimi ve sektörün bir planı yoktur. Oysa turizmdeki rakiplerimizden İspanya en çok yabancı ziyaretçi alan ve bu alandan en çok gelir elde eden ülke olmasıyla ilgili bir planı yanında iç turizm ile ilgili de bir planı var. İspanya’da 1985’ten beri Sosyal Haklar Bakanlığı, Türkiye’de eski Emekli Sandığı benzeri bir kuruluş olan İspanyol Yaşlıları Savunma Federasyonu (FEDEPEM ) üzerinden yürütülen Sosyal Turizm Programı (IMSERSO) bu planın parçasıdır. IMSERSO ile emeklilere sübvansiyonlu tatil yapma olanağı sağlanırken kış döneminde otellerin açık kalmasıyla iç turizm desteklenip geliştiriliyor. Benzer uygulamalar dünya turizminin en büyüklerinden Fransa ve İtalya’da da var. Dünyanın en çok yabancı ziyaretçi alan ülkelerin başında gelen Fransa aynı zamanda iç turizmi en güçlü ülkedir. Türkiye dünya turizminin ilk 10 listesinde olan ve sıralamada yükselen konumdadır. Ama iç turizmde bu durumda değil. Buradan hareketle diyoruz ki Türkiye’de iç turizm pazarı için gelirden en büyük payı alan, gelir durumu iyi ve harcama gücü yüksek kesim ile, günümüz koşullarında bırakalım tatil yapmayı ev kirasını bile ödemekte zorlanan emeklileri ve çalışanları da kapsayan bir iç turizm planı olmalı. Bu, iç pazarın kriz ortamında gündeme gelen, iç turizmin bir tür dolgu maddesi olarak kullanılan araç olmaktan çıkarılıp Türkiye’nin turizmde yakaladığı yükseliş döneminin de gereğidir.

Tüm yazılarını göster