Depremzedelerin acil ihtiyaçları arasında iç çamaşırı, pijama, eşofman ve çorap önemli bir yer tutuyor. Özellikle sosyal medyadaki yardım mesajlarında o kadar çok iç çamaşırı talebi gördüm ki Tüm İç Giyim Sanayicileri Derneği (TİGSAD) Başkanı Eşref Geyik’i aradım ve bölgeye ilişkin neler yaptıklarını sordum. 500’ün üzerinde üyesi olan derneğin yönetiminin 6 Şubat’ta deprem haberini aldıktan hemen sonra saat 05.30’da online toplandığını anlatan Eşref Geyik, Türkiye İhracatçılar Meclisi ile organize olduklarını, o günden bugüne deprem bölgesine dernek üyelerinden 25 tır ürün gittiğini anlatıyor. Geyik, “Deprem felaketinin sebep olduğu acıyı paylaşıyor ve ilk günden beri TİGSAD olarak elimizden gelen yardımı yapmaya çalışıyoruz. Bölgede bulunan depremzede vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu tüm iç giyim ürünlerini AFAD, AHBAP, Kızılay ve diğer kuruluşlardan alınan talepler doğrultusunda karşıladık. Her yere yetişmeye çalıştık. Gereken her yardımı yaptık ama artık depolarımızda ürün kalmadı. İç talebe ve ihracata da yetişmemiz gerekiyor. Yardımlarımız devam ediyor ama depolarımızın tekrar dolması lazım. Sektörümüz çok güçlü, üretimde sıkıntı yaşanmaz. Ancak pazar kaybetmemek için ihracata devam etmemiz gerekiyor. Bir yandan iç pazar ve ihracat siparişlerinin karşılanması için çalışırken bir yandan da deprem bölgesine ilişkin taleplere cevap vermek için tüm imkanlarımızı seferber ettik” diyor.
‘Üretim ve stoklarda yüzde 20 düşüşle yakalandık’
Pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı ve hammadde fiyatlarındaki artışlar yüzünden talepte düşüş olduğunu hatırlatan Geyik, devam ediyor: “Saydığımız gelişmeler yüzünden sektörde üretim ve stoklar yüzde 20-30 civarında düşüktü. Örneğin atlet… Çamaşır kumaşı özeldir, kenarları dikişsizdir ve tüp dediğimiz şekilde örme yapılır. Makineleri ayrıdır. Talep düştüğü için bu ürünler de azdı depolarda. Ayrıca kış sezonunun de sonuna gelindiği için termal ürünler, uzun kollu atletler gibi birçok ürün bitme noktasındaydı. Yani depreme bu olumsuz şartlarda yakalandık. Her zorluğa rağmen tüm firmalarımız var gücüyle çalışıyor. Elinizde ne varsa yollayın dedik. Hepimiz eşofmansa eşofman, külotsa külot ne varsa dikip gönderdik hızlıca. Özellikle yaşlıların tercih ettiği paçalı donları bile üretip gönderdik. Sadece iç çamaşırı değil diğer ihtiyaç duyulan ürünlerden de ürettik. Örneğin geçen hafta kumaş aldığımız yerleri tek tek arayıp kumaş topladık ve atölyelerde polar battaniye ürettik. Şu anda da taleplere yetişmeye çalışıyoruz. Ancak şirketlerimiz istihdamı korumak, üretmek, para kazanmak zorunda ki yardımlarını sürdürebilsin.”
■ İlk etapta kullan-at ürünler gönderildi, şimdi daha uzun süre kullanılabilecek ürünler gidiyor
Eşref Geyik, deprem bölgesindeki iç çamaşırı ihtiyacına ilk etapta kullan-at tabir edilebilecek ürünler gönderildiğini söylüyor ve ekliyor: “İç çamaşırı önemli bir ihtiyaç. Pantolon gibi bir hafta boyunca giyemezsiniz. Herkese üçer atlet ve don dağıtsanız milyonlarca ürün eder. Dolayısıyla ne kadar ürün gönderseniz de yetmiyor. İlk günlerde ihtiyaca hemen cevap verebilmek için günlük kullan-at ürünler gönderiyorduk. Şimdi daha uzun kullanılabilen, kaliteli ve yıkanabilir ürünler gönderiyoruz.” Bu arada Malatyalı olan Eşref Geyik, kendisine her yerden talep geldiğini ifade ediyor. Tüm ihtiyaçlara çare bulamadığında ise eleştiri aldığını söylüyor ve devam ediyor: “Sadece deprem bölgesinden değil depremzedelerin gittiği illerden de talep geliyor. Hastanelere ürün gönderdik. Otellere yerleştirilen depremzedeler için ürün isteniyor. Belediyeler arıyor. Memleketim Malatya’dan bile eleştiri aldım. ‘Sen nasıl Malatyalı’sın’ diye… Oysa ilk günden beri taleplere cevap vermeye, çoğu zaman bizzat kendim eksik kalan yardımları satın alarak göndermeye çalışıyorum.”
■ ‘Fuarı iptal etmedik, para kazanalım ki bölgeye yardım edelim dedik’
Eşref Geyik, 8-11 Şubat tarihleri arasında Çorap Sanayicileri Derneği ile birlikte Linexpo İstanbul İç Giyim ve Çorap Fuarı’nı yaptıklarını anlattı. Depremden sonra fuarın iptal edilmesine ilişkin öneriler geldiğini söyleyen Geyik, fuarı neden iptal etmediklerini şöyle anlatıyor: “Ben Malatyalıyım. Deprem yüzünden kaybettiğim yakınlarım var. Acımız çok büyük… Ama fuarın iptal edilmesini istemedim. Bu öneriyi getiren arkadaşlara ‘Fuarı yapalım, iş bağlantılarımızı kuralım. Para kazanalım ki deprem bölgesine yardım edebilelim’ dedim. Sonuçta fuarı iptal etmedik.”