Bugünlerde bir “Torba Kanun” teklifi ortalıkla dolaşıyor.
Korsan bir düzenleme midir yoksa Hükümet’in nabız tutma veya yoklama çekme tavrı mıdır bilinmiyor. Ama tam hukuk reformu öncesinde bir Hükümet klasiği sergileniyor.
Amaç belirsizliği, düzenleme karmaşası, ifade bozukluğu adına ne ararsan hepsi bu torba kanun teklifinde yer alıyor.
Eğer bu düzenleme Hükümet’e aitse tam bir hukuk garabeti…
Yürütme ve yürürlük hariç 35 madde olarak görülen torba kanun teklifinde 19 kanunda değişiklik öngörülüyor. İlgililerinin dikkatini çekmek adına düzenleme veya değişiklik yapılan kanunlar aşağıda sıralanıyor.
- 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun,
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu,
- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu,
- 492 sayılı Harçlar Kanunu,
- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu,
- 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu,
- 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu,
- 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu,
- 5307 sayılı LPG Piyasası ve Elektrik Piyasası Kanunu,
- 5369 sayılı Evrensel Hizmet Kanunu,
- 6461 sayılı Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun,
- 3996 sayılı Yap İşlet Devret Kanunu,
- 5510 sayılı Sosyal Güvenlik desteklerine ilişkin Kanun,
- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun,
- 5646 sayılı Gelibolu Tarihi Alanı Hakkında Kanun,
- 4373 sayılı Taşkın Suları ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu,
- 4706 sayılı Hazineye ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi Kanunu,
- 6824 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun,
- 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki ve Hayvan Sağlığı Hakkında Kanun.
Bu kadar kanundan şimdilik bir iki tanesi gündeme girmiş görünüyor.
Örneğin ikinci el araç satışlarında binde 5 oranında Noter Harcı alınması konusu var. Bu konu hemen herkesi ilgilendiren çok önemli bir husus.
Düzenlemenin amacı da kısa yoldan, kolay ve hemen Hazine’ye kaynak bulma. İster istemez şu soru akla geliyor. Acaba 2021 bütçesi hazırlığında bu konu dikkate alınmış ve gizlenmiş miydi? Yoksa nereden ne alabilirsen mantığıyla yapılması planlanan bir düzenleme miydi? Her iki durumun da mantıklı bir izahı yok elbette.
Bir diğer önemli düzenleme de tüm şirketleri ilgilendiren adeta ek vergi. Düzenleme biçimi ne olursa olsun, şirketlerden ilave yüzde 10 vergi alınması amacı var, üstelik geriye doğru 2020 yılı kazançları üzerinden. Bu düzenleme 2021 ve 2022 yılları için de devam ettirilmek isteniyor. Son birkaç yıldır devam eden ekonomik kriz ve bir yıldan beri de dünyayı ve elbette bizim iş dünyamızı da kasıp kavuran salgın koşullarında bu verginin alınması amaçlanıyor. Şirketlerin en az üçte ikisinin finansal tablolarının bozukluğu, iflas veya teknik iflas durumunun varlığı ya görülmüyor ya da göz ardı ediliyor.
Bir başka örnek akaryakıt bayilerine ilişkin düzenleme… Yol üzerindeki bazı korsan akaryakıt bayilerinin veya dağıtıcılarının özellikle KDV vurgunu ile ilgili vergi incelemeleri genişletilmiyor ve sürdürülmüyor. Onun yerine soyut nitelikli yasal düzenleme yolu tercih ediliyor.
Yine torba kanunlar içerisinde, tanımlattırılmamış hayvanlara ilişkin olarak tamamen idari düzenleme ile çözümlenecek çok marjinal ve küçük konu da yer alıyor.
Bu torba düzenleme, Hükümetin aylardır dillendirdiği hukuk reformu ve ekonomi reformu öncesi yapılıyor. O zaman reform inancı ortadan kayboluyor.