Tekstil sektörü, petrolün ardından dünyayı en fazla kirleten ikinci sektör konumunda. Sektörde temiz üretim modellerinin yaygınlaşması için ilham veren hikayelere ihtiyacımız var. Sürdürülebilir moda markası Hip+Happen bu hikayelerden biri…
Hip+Happen Kurucuları Enfal Akbaş ve Esra Yazıcılar tekstil sektörüne 76 yıldır hizmet eden bir ailenin 3. kuşak temsilcileri. Etik üretim, sürdürülebilir moda ve sıfır atık felsefesi konusunda farkındalık yaratmak amacıyla 2019 yılının Temmuz ayında Hip+Happen’ı kuruyorlar ve aynı yılın Eylül ayı itibariyle hipandhappen.com sitesinden internet satışlarına başlıyorlar. Sürdürülebilir bir marka yaratma yolculuğunu Enfal Akbaş ve Esra Yazıcılar’dan dinleyelim…
En önemli konu doğru ham maddeleri bulmak
“Sürdürülebilir üretim sürecinin en önemli unsuru, doğru ham maddeleri bulmaktan geçiyor. Türkiye, tekstil anlamında çok gelişmiş bir ülke. Ancak, sürdürülebilir ve geri dönüşümlü kumaş konusunda son 20 yıldır bilinçleniyoruz. Bir markanın sürdürülebilir olabilmesi için sadece kullandığı kumaşlar değil, kullandığı tüm materyallerin geri dönüşümlü ve sürdürülebilir olması gerekiyor. Hip+Happen olarak üretimde kullandığımız doğal elyafların EcoVero, FSC sertifikalı olmasına dikkat ediyoruz. Sentetik kumaşlarımızda Repreve ve GRS sertifikalı polyesterler; EcoVerde isimli geri dönüşümlü dikiş iplikleri, geri dönüşümlü düğmeler kullanıyoruz. Ayrıca etiketlerimiz ve ambalajlarımızda da geri dönüşümlü materyaller kullanıyoruz.”
Geri dönüşümlü materyaller 2-3 kat daha fazla bütçeyle üretiliyor
“Doğru materyale ulaşmanın zorluğu, ürün çeşitliliğini kısıtlayan ve maliyetlerin artmasına neden olan bir unsur. Bir ürünün sürdürülebilir olması, model olarak kısıtlı seçenek olması anlamına gelmemeli. Bu konuda bilinç oluşturmak istiyoruz. Fiyatlandırma konusunda ise, her materyaliyle sertifikalı ve sürdürülebilir bir koleksiyon yaratmak çok daha maliyetli oluyor. Oysa, kumaş geri dönüşümlü olunca, nihai ürünün daha uygun fiyatlı olması gerektiğine dair bir bilinç gelişmiş durumda. Ancak, durum maalesef bunun tam tersi. Sürdürülebilir ve geri dönüşümlü materyaller neredeyse iki hatta üç kat daha fazla bütçeyle üretiliyor. Sürdürülebilirlik ve geri dönüşümlü ürün konusunda hem sektörümüzde hem de tüketicimizde bilinç ve farkındalık yaratma konusunda çok çalışmamız gerekiyor. Biz hazırız. Tüm ürün gamında kumaşından, dikiş ipliğine, düğmesine kadar sürdürülebilir bir marka kurduk ve Türkiye’de bir ilke imza attık. Dünyada da markamızı tanıtmak ve bu anlamda ülkemizi temsil etmek için elimizden geleni yapacağız.”
Tüketim çılgınlığı son bulacak
“Değişen trendlerin ve ‘hızlı moda’ anlayışının yok olacağını; uzun soluklu kullanılabilecek zamansız parçaların ve sadece sürdürülebilir ve geri dönüşümlü materyallerin tercih edileceğini düşünüyoruz. Günümüzde yaşanan tüketim çılgınlığının son bulacağını öngörüyoruz. Dolabımızdaki parçaları değerlendirmenin önem kazanacağı, ikinci el ürünleri tercih edeceğimiz bir dönem olacağını düşünüyoruz. Gün geçtikçe hızlı moda anlayışının doğamızdan, dolayısıyla bizden ve geleceğimizden götürdüklerinin bilincinde olacağımıza inanıyoruz.”
Global markalar da sürdürülebilir ürünlere yöneliyor
“Dünya genelinde sürdürülebilir moda konusunda farkındalık çok büyük. Ülkemizde de artık çokça konuşulan bir başlık halini aldı. Global markaların bu konuda önlemler alması, yakın zamanda bütün koleksiyonlarının sürdürülebilir ürünlerden oluşacağını açıklamaları bu konudaki farkındalığın artmasına çok büyük katkı sağladı. Sürdürülebilirliğe yönelen tekstil ve moda sektöründeki üreticilerin ve markaların giderek artacağını düşünüyoruz. Önümüzdeki yıllarda sadece sektörün değil tüketicilerin de sürdürülebilir markalara yöneleceği bir gerçek. Yeni nesil zaten bu bilinçle yetişiyor. Doğaya bu denli zararı olan bir sektörde, bu konu hakkında önlem almayan üreticilere destek verilmeyeceği ve onların tercih edilmeyeceğine kesin gözüyle bakıyoruz.”