Önceki yazımda birbiri ardına anlam bütünlüğü olan bir yazı dizisi ile devam edeceğimi belirtmiştim. Okumaya bu yazım ile başlamış olmanız halinde duraklayıp, kavramları anlamak için önceki yazımı okumanızı tavsiye ederim.
Atıfta bulunduğum önceki yazıda patentlenebilirlik kriterleri ve bu kriterlerin hangi yollarla incelendiği ile patent araştırma ve inceleme raporlarının nasıl okunması ve değerlendirilmesi gerektiğinden örnek dokümanlar üzerinden bahsetmiştim.
Bu yazıda ise yıllar süren patent belgesi alma sürecinin ülkemizde ve başka ülkeler nezdinde hızlandırılmasını sağlayan yöntem ve uygulamalardan bahsedeceğim.
Buluşçular ve firmalar arasındaki en büyük yanılgı başvurusu yapılan bir buluşun patent ya da faydalı model belgesinin birkaç ay içinde düzenleneceği olabiliyor kimi zaman. Tasarım ve marka başvurularının sonuçlanma süreci ülkemizde en olumsuz senaryoda 1 ila 1,5 sene iken patentte bu süre 6 ila 7 yıla çıkabilmektedir. Bu durum ülkemizde olduğu kadar bazı başka ülkelerde de oldukça uzundur.
WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı) tarafından yayımlanan World International Property Indicators 2019 verilerine göre Çin 2018 yılında bir buçuk milyon patent başvuru almıştır. ABD ise 597,141 adet başvuru sayısı ile ikinci sırada yer almaktadır. Japonya ve Kore de bu ülkeleri takip etmekte. Aşağıdaki istatistikte en temel 10 ülke ofisine gelen başvuru sayılarını görebilmek mümkündür.
Aşağıdaki istatistikten hala yaşayan patentlerin sayısını görmek mümkün. Buna göre ABD ve Çin’de başvuru sayısının fazla oluşu ile paralel olarak yaşayan patent ve patent başvuruları da diğer ülkelere oranla fazladır. Aslında bir bakıma bu ülkeler, ne kadar başvuru yapılırsa ticarileşen ve belge alan başvuru oranı o kadar artar görüş açısı ile yaklaşmakta ve bu nedenle teknolojik gelişmişlik konusunda da önde ilerlemektedirler.
Gelelim başvuruların belgeye dönüş sürelerine. Başvuru sayıları arttıkça başvuruların incelenerek belge alması için geçen sürelerin artması beklenmektedir. Ancak başvuru sayılarının uzun olmasından bağımsız olarak ülkelerin uygulamalarına göre belge süre ortalamaları çok da uzun olmayan ülkeler bulunmakta.
Başvuru ile belge alımı arasındaki süre yukarıda bahsettiğim gibi ortalama 6-7 seneleri bulabilmektedir. Başvuru sürecinin hızlı sonuçlanmasının önemi büyüktür çünkü bazı ülkelerde patent başvurusu için ticarileşme aşamasına geçtikten çok daha sonra belge alınabilmektedir. Dolayısı ile belgeden kaynaklanan hukuki hakları kullanabilmek için başvuru sahiplerinin koruma süresinden geriye yaklaşık 12 -13 senesi kalmaktadır. Bu nedenle ülkelerde belge alım sürelerinin kısalması ve ortalamanın altına düşmesi başvuru sahipleri açısından çok önemlidir. Aşağıdaki grafik veride ülkelerde belge almadan bekleme süreleri gösterilmiştir. Bu verilerde en çok başvuru yapılan ülkelerin bulunmaması bizlere başvuru sayısı ile bekleme süresinin paralel olmadığını göstermektedir.
Örneğin başvuru sayılarında Çin başı çekse de inceleme sürelerinde 11. Sırada yer almaktadır. O halde sürelerin uzun sürmesini engellemek için bu ülkelerde alınan önlemlerin başarı sağladığını söyleyebiliriz.
Gelelim ülkemizdeki duruma. 2017 Sınai Mülkiyet Kanunu ile Türkiye’de de henüz belge almamış patent başvurusu sayısını azaltmak ve yeni başvuruların patent alma süresini kısaltmak için bazı yenilikler getirilmiştir. Buna verilebilecek en belirgin örnek başvuru ile birlikte araştırma taleplerinin yapılabilmesidir. Bir başka örnek ise gelen raporlara yanıt verilmesi için mevzuatın tanıdığı bekleme sürelerinin kısaltılmasıdır. Ayrıca itiraz süreleri de başvuru süreleri içinde yer almayarak belge sonrası sürece ötelenmiştir. Tüm bu yeniliklere rağmen henüz geçmiş başvurulardan kaynaklanan birikmelerin eritilmesi çalışmaları devam ettiği için belge alış sürelerinde hedeflenen azalma sağlanamamıştır.
İç mevzuat düzenlemelerinin yanı sıra Türk Patent ve Marka Kurumu’nun inceleme yapan personel sayısını ve kalitesini arttırma çalışmaları da devam etmektedir. 2019 Türk Patent ve Marka Kurumu Faaliyet Raporu’na göre kurumda 176 sınai mülkiyet uzmanı çalışmaktadır. Türk Patent ve Marka Kurumu Stratejik Planı (2019-2023) incelendiğinde “Kurumun uluslararası patent araştırma ve inceleme otoritesi olarak kurumsal kapasitesi ve etkinliği artırılacaktır” hedefleri altında “araştırma-inceleme raporu düzenleyen uzmanların nitelik ve niceliği artırılacaktır” şeklinde faaliyetleri bulunduğu görülebilmekte ve süre sorunlarını çözmek için Türkiye’nin Sınai Mülkiyet Otoritesi olarak Türk Patent’in de konuyu aktif olarak ele aldığını gözlemlemekteyiz. (https://www.turkpatent.gov.tr/TURKPATENT/resources/temp/B4F9B74B-A4D5-424E-80AC-2F9DF184689F.pdf- https://www.turkpatent.gov.tr/TURKPATENT/resources/temp/D6FF4D6E-9E17-4A27-876E-0C6A1D950CD8.pdf)
Son olarak sadece üzerinden geçeceğim ve detaylarına bir başka yazımda değineceğim üçüncü bir önlem olarak pilot programlar ve hızlı inceleme uygulamalarından bahsetmek isterim.
Bu uygulamaların ilki uzun süredir Avrupa Patent Sözleşmesine dayananan Avrupa Patent başvurusu sisteminde var olan “PACE” sistemidir. Bu sistemde Avrupa Patent başvurusu yapılırken ya da inceleme raporu henüz gelmemişken talep edilebilen ve başvuru sahibinin inceleme raporunu hızlı almak istediğine dair niyetini ortaya koyan bir form doldurulması ile gerçekleşmektedir. Bu talebin akabinde Avrupa Patent Ofisi, ilgili başvurunun inceleme işlemlerini hızlandırmaktadır. Bu talep ek ücrete tabi olmadığı için oldukça talep gören bir sistemdir.
Bu uygulama dışında ikili ve çoklu anlaşmalara dayanan PPH (Patent Prosecution Highway) adlı bir pilot program aracılığı ile de incelemelerin hızlı sonuçlanabilmesi sağlanmaktadır.
Örneğin Türkiye’nin İspanya ve Japonya ile ikili PPH anlaşması bulunmaktadır. Bu anlaşmaların bizlere sağladığı avantaj, Türkiye’ye başvuran ve aynı başvuru için daha önce İspanya veya Japonya’da başvurusu olan bir başvuru sahibinin İspanya ve Japonya’dan olumlu bir araştırma ya da inceleme raporu alması halinde bu raporu Türkiye’deki süreci hızlandırabilmek için kullanmasıdır. Bir başka deyişle Türkiye’nin PPH anlaşması yaptığı herhangi bir ülkede Türkiye’de düzenlenecek araştırma raporu öncesinde bir rapor edinmesi ve Türk Patent’e sunması halinde, başvurunun uzmanı başvuruyu rutin sırasından çıkararak öne almakta ve değerlendirmesini hızlı yapmaktadır. Diğer ülkelerden alınan raporlar doğrudan kabul edilip bu raporlara göre karar alınmamakta, bu raporlar yalnızca sürecin hızlanması için aracı olmaktadır.
Patent alma konusunda başvuru sahipleri önündeki süre engellerini ve çözüm için uygulanan yöntemleri kısaca ele aldığım bu yazımı, ülkesel olarak bu uygulamaları ayrı ayrı ele alacağım yeni yazılarım takip edecek.