İlk olarak EKONOMİ Gazetesi’nin TÜİK ve Merkez Bankası’nın ekonomi yönetimine yaptığı sunumlardan elde ettiği bilgiler kapsamında duyurduğu “hissedilen (algılanan) enflasyon” hesaplamaları artık sürekli güncellenen veri haline gelmek yolunda.
22 Ocak’ta EKONOMİ Gazetesi’nde yer alan haberde TÜİK yetkililerinin açıklamalarından, yaptıkları sunumlardan derlediğimiz bilgiler ışığında enflasyonun en yüksek seviyeye ulaştığı dönemde hissedilen enflasyonun açıklanan enflasyondan 2 kat yüksek olduğunun hesaplandığını duyurmuştuk. Haberimiz büyük yankı uyandırmıştı. Hissedilen enflasyon verilerinin temel kaynağını TÜİK ve Merkez Bankası’nın birlikte yürüttüğü Tüketici Eğilim Anketi’nde vatandaşlara yöneltilen ilişkin “Gelecek 12 aylık dönemde tüketici fiyatlarının % kaç artacağını/azalacağını bekliyorsunuz? Lütfen tahmini oran veriniz.” Sorusuna verilen yanıtlar oluşturuyor. Merkez Bankası da 8 Şubat’ta yayımlanan enfl asyon raporunda yer alan Tüketici Enfl asyon Beklentileri başlıklı bölümde (Kutu 3.3) algılanan enflasyonla ilgili önemli bilgiler paylaşmıştı. Kutuda yer alan “Tüketici enflasyon beklentilerinin ortalama ve medyan değerleri, enflasyonda yüksek artışların görüldüğü Ağustos 2018, Aralık 2021 ve Temmuz 2023 dönemlerinde belirgin bir şekilde yükselmektedir.” bilgisini dikkatle not ettik. Son olarak işçi konfederasyonu DİSK’in araştırma kuruluşu DİSK-AR haberimiz üzerine önce TÜİK sonra CİMER’e başvurmuş ve kendilerine sınırlı olarak açılan Tüketici Eğilim Anketi ham verilerle geriye doğru son 3 yılda hissedilen enflasyonu hesaplamış. Haberimizden ilham alan emek örgütü kuruluşu DİSK-AR’ın bu çalışmasını kamuoyuna duyururken emeğe saygı olarak gazetemizi kaynak göstermemesi bizleri şaşırttı.
DİSK-AR: HİSSEDİLEN (ALGILANAN) ENFLASYON AÇIKLANANIN İKİ KATI
Haberimiz üzerine TÜİK ve CİMER’e başvuran DİSKAR, TÜİK’in Tüketici Eğilim Anketi ham verilerine (mikro veri setlerine) erişim imkanı bulmuş. TÜİK İstanbul Bölge Müdürlüğü Veri Araştırma Merkezi’nden (VAM) ulaşılan verilerle 2021, 2022 ve 2023 yıllarına ait hissedilen enfl asyonu aylık olarak hesaplamış. DİSKAR’ın yayımladığı bültene göre hissedilen enflasyonun son üç yıllık seyrine ilişkin bilgiler şöyle:
2023 yılında hissedilen enflasyon, açıklanan (resmi) enflasyonun yaklaşık iki katı oldu. Ortalama hissedilen (algılanan) enflasyon 2023’teki ortalama açıklanan (resmi) enflasyonun 53 puan üzerinde hesaplandı.
2022 yılında hissedilen (algılanan) enflasyon ortalama 98,44 iken ortalama açıklanan (resmi) enflasyon yıllık ortalama yüzde 71,98 olarak gerçekleşti. Böylece resmi (açıklanan) enflasyon ile hissedilen (algılanan) enflasyon arasındaki fark 36,8 puan oldu.
2021 yılında ise ortalama hissedilen (algılanan) enflasyon yüzde 56,39, ortalama açıklanan (resmi) enflasyon yüzde 19,42 ve aradaki fark 34,91 puan oldu.
2021, 2022 ve 2023 yılları kapsamında hissedilen (algılanan) enflasyon ile açıklanan (resmi) enflasyon arasındaki puan farkının en yüksek olduğu yıl 2023 oldu.
ALGILANAN ENFLASYON İLE RESMİ ENFLASYON ARASINDAKİ FARKIN NEDENLERİ
Ekonomi yönetimi ve TÜİK artık açıklanan resmi tüketici enflasyon oranıyla vatandaşların hissettiği enflasyon arasında büyük fark bulunmasını ve bu nedenle resmi verilere güvensizlik duyulmasını tüm ülkeler için geçerli olan bir sorun olarak görüyor. Artık TÜİK’in de bu verileri her ay düzenli olarak açıklaması kamuoyunun beklentisi haline geldi. Ekonomi yönetimine yapılan sunumlarda algılanan enflasyonun, ölçülen enflasyondan yüksek olmasının çeşitli nedenleri şöyle sıralanıyor:
Tüketicilerin gelir seviyelerinin, harcama kalıplarının ve tüketim alışkanlıklarının kişiden kişiye farklılık göstermesi, TÜFE oranının tespitinde kullanılan en çok kullanılan mal ve hizmet sepetinin bireylere göre değişmesi
TÜFE sepetinde yer alan tüm ürünler aylık ve yıllık olarak farklı fiyat hareketleri göstermekle birlikte bireylerin kendilerinin sıklıkla tükettikleri mal ve hizmet fiyatlarına odaklanmaları (Örneğin; sigara içen kişiler sigaraya gelen zamları; bebeği olan kişiler ise bebek bezi ve bebek maması fiyatlarını yakından takip etmekte ve genel enflasyon algılarını bu ürünlerin fiyat artışını dikkate alarak oluşturmaları)
TÜFE oranının tespiti için oluşturulan sepetteki mal ve hizmetlerden bazılarının fiyatı bir dönemden diğerine artarken, bazıları sabit kalıyor, bazı mal ve hizmet fiyatları ise mevsimsel ve konjonktürel etkilerle düşüyor. Bireyler düşen ve sabit kalan fiyatları değil, sadece ilgili dönemde yüksek artış gösteren sınırlı sayıdaki ürün fiyatını (ortalama beş ürün) dikkate alarak bir değerlendirme yapıyor.
Hissettikleri enflasyonu bu doğrultuda oluşturuyorlar. (Örnek olarak ekmek gibi temel tüketim maddelerinin yanı sıra tüketicilerin kiraları, internet, cep telefonu iletişim ücretleri gibi çok sayıda madde fiyatı her ay artış göstermiyor.)
TÜFE endeksi fiyatlar genel seviyesinde zaman içerisinde meydana gelen değişimi ölçüyor; yayınlanan veriler temel olarak aylık veya yıllık artışları ifade ediyor. Oysa bireylerin mal ve hizmet fiyatlarıyla ilgili beklentileri oluşurken hafızaları genellikle çok daha geriye gidiyor. Vatandaşlar ürünlerin çok eski fiyatları ile cari dönem fiyatlarını karşılaştırabiliyor.