Hırvatistan pazarında Çin’den daha çok Avrupalı rakiplerimiz var

Burak ÖNDER İhracatçının Penceresi

Hırvatistan pazarında özellikle İtalyan, Alman, Polonyalı, Fransız ve eski Yugoslav ülkelerinin ağırlığı var. Birçok Türk ürünü bu ülkelerden gelmekte.

Geçtiğimiz hafta yaptığım iş seyahatinden dolayı bu haftaki yazımda Hırvatistan’ı konu edinmek istedim. Bu hafta şairin Adriyatik’in incisi olarak tanımladığı Hırvatistan’dayız. Yaklaşık 4 milyon nüfusu ile Orta Avrupa’nın, Balkanların ve Akdeniz’in kesiştiği ve doğası, mimarisi, ılıman havası, sıcakkanlı insanları ve temizliğiyle ziyaret edenleri etkileyen bir ülke. Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Zagreb’de de Çinlilerin toptancı yerini görmeme rağmen Hırvatistan pazarında Çin’den daha çok Avrupalı rakiplerimizin olduğunu gözlemledim. Marketlerde özellikle İtalyan, Alman, Polonyalı, Fransız ve eski Yugoslav ülkelerinin ağırlığını ve hatta birçok Türk ürününün bu ülkelerden geldiğini gördüm.

Türk Hava Yolları ile Başkent Zagreb’e uçuş yaklaşık 2 saat sürüyor. Hırvatistan’ın AB üyesi olmasından dolayı ülkeye Şengen vizesi ile giriş yapabiliyoruz. Hırvatistan ile aramızda bir saatlik zaman farkı var. Turizm ülkesi olduğundan dolayı kapıda güçlük çıkarmıyorlar. Fakat siz yine de otel rezervasyonunuzu ve dönüş biletinizi yanınızda bulundurun. Hırvatistan genel olarak güvenli bir ülke. Hatta öyle ki caddelerde araçların içinde anahtarları bırakılmış çalışan araçlar görebilirsiniz. Dünyanın en güvenli on ikinci ülkesi olduğu söyleniyor. Ben Hırvatistan ziyaretlerimde araç kiralamayı tercih ediyorum. Siz de güvenle araç kiralayabilirsiniz.

HİZMET SEKTÖRÜNDE VE ÖZELLİKLE TURİZMDE GÜÇLÜ

Hırvatistan’ın ekonomisine baktığımızda hizmetler sektörünün ve özellikle de turizmin ülke ekonomisi için önemini görüyoruz. Hırvatistan dış ticaretindeki açığını turizm gelirleri ile kapatmaya çalışıyor. Turizm, konaklama, yemek ve lojistik, hizmet sektörünün önemli alt sektörleri.

Hırvatistan’da geniş bir tarımsal üretim yelpazesinden bahsedebiliriz. Hırvatistan buğday, mısır, kümes hayvanları, yumurta ve şarap üretiminde kendi kendine yeterli durumda olup tahıllar, yağlı tohumlar ve balık ürünlerinde dış ticaret fazlası veriyor.

GEMİ ÜRETİMİNDE 5. SIRADA

Sanayi sektörüne baktığımızda; gıda ürünleri, metal ürünleri, mineral ürünler, eczacılık ürünleri ve makine ekipmanları imalatı öne çıkıyor. İmalat sanayi ve ihracat içerisinde en yüksek pay gıda sanayisinde. Bununla birlikte Hırvatistan gemi üretiminde dünya sıralamasında beşinci sırada yer almakta.

KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR 22 BİN 966 DOLAR

2024 IMF verilerine göre; 2024 yılı itibariyle 196 ülke arasında dünyanın 74. büyük ekonomisi olan Hırvatistan’da 2024 yılında 88 milyar dolar olacağı tahmin edilen GSYİH’nın 2025 yılında 92 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 2024 yılında sabit fiyatlara göre %3 oranında artması beklenen GSYİH’nin, 2025 yılında %2,7 oranında artacağı tahmin edilmekte. Ayrıca cari fiyatlara göre Hırvatistan, 2024 yılında 22 bin 966 dolarlık kişi başına düşen milli gelir ile dünyada 55. sırada yer almakta.

İHRACATINDA EN BÜYÜK PARTNERİ İTALYA

İhracatında en büyük partneri İtalya. İtalya’nın komşu ülke olarak Hırvatistan pazarını domine ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Hırvatistan’a ürün ihraç etmiyor olabilirsiniz, ancak eğer İtalya’ya ürünlerinizi ihraç ediyorsanız doğal olarak ürünlerinizi Hırvatistan pazarında da görebilirsiniz. İtalya’dan sonra diğer önemli ihracat ortakları sırasıyla; Almanya, Slovenya, Bosna Hersek, Macaristan, Sırbistan, Avusturya, ABD, Fransa, Polonya ve Türkiye olarak sıralanıyor.

Hırvatistan daha çok ne ihraç ediyor diye baktığımızda; mineral yakıt ve yağlar, elektrikli makina ve cihazlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, ağaç ve ahşap eşya, odun kömürü, eczacılık ürünleri, motorlu kara taşıtları, demir veya çelikten eşya, örme giyim eşyası ve aksesuarı, plastikler ve mamulleri, alüminyum ve alüminyumdan eşyaların en çok ihraç edilen ürün grupları olduğunu görüyoruz. Hırvatistan’ın ithalatına bakacak olursak, az önce söylediğim üzere ihracatında olduğu gibi ithalatında da ülkenin en büyük part neri İtalya.

Kendi sektörüm için şunu rahatlıkla söyleyebilirim; perakende mağazalarını gezdiğimde, raflarda İtalya, Polonya, Çekya ve Hollanda’dan re-export yapılarak Hırvatistan’a gelen Türk ürünlerini gördüm. İtalya’dan sonra en büyük ithalat partnerleriyse sırasıyla; Almanya, Slovenya, Macaristan, Avusturya, Polonya, Hollanda, Bosna Hersek, Çin, Sırbistan ve Türkiye. Hırvatistan’ın ithalatında başlıca ürün gruplarıysa; mineral yakıtlar, yağlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, motorlu kara taşıtları, elektrikli makina ve cihazlar, eczacılık ürünleri, plastikler ve mamulleri, örme giyim eşyası ve aksesuarı, demir ve çelik, demir veya çelikten eşya, mobilyalar, aydınlatma cihazları, prefabrik yapılar olarak sayılabilir.

HIRVATİSTAN DIŞ TİCARET FAZLASI VERDİĞİMİZ ÜLKE

Son yirmi yılda Hırvatistan’a olan ihracatımız dört kat artarken, aynı dönemde Hırvatistan’dan olan ithalatımızın yaklaşık üç kat arttığını görüyoruz. Hırvatistan dış ticaret fazlası verdiğimiz ülkelerden biri. 2023 verilerine baktığımızda, Hırvatistan’a olan ihracatımız bir önceki yıla göre yaklaşık %6 azalarak 668 milyon dolara gerilemiş, ithalatımız ise %60 azalarak 282 milyon dolar olarak gerçekleşmiş.

2022 yılında rekor kırarak 1,15 milyar dolara ulaşan ticaret hacmimiz 2023 yılında 950 milyon dolara gerilemiş durumda. Türkiye ve Hırvatistan arasındaki ticari iş birliğinin coğrafi ve kültürel yakınlığa rağmen potansiyelin altında kaldığını söyleyebiliriz.

İHRACATÇI FİRMALARIMIZ İÇİN ÖNEMLİ FIRSATLAR BARINDIRIYOR

Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Zagreb’de de Çinlilerin toptancı yerini görmeme rağmen Hırvatistan pazarında Çin’den daha çok Avrupalı rakiplerimizin olduğunu gözlemledim. Marketlerde özellikle İtalyan, Alman, Polonyalı, Fransız ve eski Yugoslav ülkelerinin ağırlığını ve hatta birçok Türk ürünün bu ülkelerden geldiğini gördüm. Dikkatimi çeken diğer bir husus ise Türk dizilerinin Hırvatistan’da çok popüler olduğuydu. Yaptığımız tüm ziyaretlerde Türk dizilerinin konusu açıldı. Tüm bunları çarpıp topladığımızda Hırvatistan pazarında çok daha etkin olabileceğimizi gözlemledim. Hırvatistan’ın hizmet sektöründe ve özellikle turizmde güçlü olduğunu söylemiştim.

Birçok sektörde net ithalatçı konumunda olan Hırvatistan’ın ihracatçı firmalarımız için önemli fırsatlar barındırdığını düşünüyorum. Hırvatistan’a en çok ihraç ettiğimiz ürün gruplarına baktığımızda sırasıyla; makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, elektrikli makina ve cihazlar, demir veya çelikten eşya, motorlu kara taşıtları, plastikler ve mamulleri, örme giyim eşyası ve aksesuarı, meyveler ve sert kabuklu meyveler, mineral yakıtlar, yağlar, tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş maddeler, mobilyalar, aydınlatma cihazları, prefabrik yapılar öne çıkmakta. Hırvatistan’dan en çok ithal ettiğimiz ürün gruplarıysa; demir ve çelik, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, elektrikli makina ve cihazlar, plastikler ve mamulleri, boyalar, optik, fotoğraf, ölçü, tıbbi alet ve cihazlar, alüminyum ve alüminyumdan eşya, eczacılık ürünleri, ağaç ve ahşap eşya, odun kömürü, motorlu kara taşıtları olarak gerçekleşmiş.

Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı / Trademap / IMF

PAZARIN ÖZELLİKLERİ 

Ticaret ağırlıklı olarak Zagreb’den dönüyor. Lojistik imkânı yüksek olan ülkelerde olduğu gibi Hırvatistan’da da diğer şehirlerde potansiyel müşterileriniz olabilir. Hırvatistan özellikle kara lojistiği gelişmiş ülkelerden biri. XÜlkede İngilizce yaygın olarak konuşuluyor. İngilizce biliyorsanız Hırvatistan seyahatinde sıkıntı yaşayacağınızı düşünmüyorum. Hırvatistan pazarında gördüğümü sandığım şeylerden biri eski Yugoslavya ülkeleri arasında modern pazarın en güçlü ülke olduğu.

Perakende sektörü gelişmiş, ayrıca pandemiden sonraki dönemde e-ticaretin de büyüdüğünü ve perakende sektöründeki payını artırdığını söyleyebiliriz. Çok sayıda Avrupalı markanın pazarı domine etmesine ve AB üyesi ülkesi olmasına rağmen fi yat-kalite dengesinin önemli olduğunu söyleyebiliriz. XHırvatlar sıcakkanlı insanlar. Firmaları yüz yüze ziyaret önemli. Randevu saatine dikkat etmeniz ve ziyaret sırasında ülkemizden küçük bir hediye vermeniz iyi olur.

Gördüğümü sandığım diğer bir konuysa “iş’’in birinci öncelik olmadığı. Aile kavramı önemli ve sosyal bir hayatı tercih ediyorlar. Özellikle sahil şehirleri bu konuda daha rahatlar. Genellikle mesai 08:00-16:00 saatleri arasında olsa da birçok firmada esnek çalışma saatinin uygulandığını gördüm.

Hırvatistan’a ihraç ettiğimiz ürünlerde Hırvatça ürünün adı, üretici ve ithalatçı bilgilerinin yer aldığı etiket bilgilerinin olması gerekiyor.

Ambalaj konusunda dikkatli olmanızı öneririm.

Diğer şehirlerde trafik yoğunluğunu görmesem de başkent Zagreb’de sabah ve akşam saatlerinde trafik yoğunluğu yaşanıyor. Randevularınıza zamanında yetişmeniz için buna dikkat etmeniz önemli.

Hırvatistan’da da genç nüfusun yoğun olarak Avrupa ülkelerine ve ABD’ye göç ettikleri söyleniyor. Göçün nedenini, üretimin çok gelişmiş olmaması, iş imkanlarının sınırlı olması ve hayat pahalılığı olarak değerlendiriyorlar.

YAŞAMIN YAVAŞ İLERLEDİĞİ ÜLKE

Ülkede resmi dil Hırvatça ve para birimi Euro. 2013 yılında AB üyesi olsa da 2023 yılında ortak para birimi Euro’ya geçmiş ve diğer AB ülkeleri ile daha fazla entegrasyon sağlamış. Ülkenin başkenti Zagreb, diğer önemli şehri ise Split-Dalmaçya Bölgesi. Hırvatistan’ın demografi k yapısına bakacak olursak; ülkenin %90’ı Hırvat, %4,5’i Sırp, %1’i Boşnak, %0,5’i Macar ve %0,5’i Slovenlerden oluşmakta.

Rusya- Ukrayna savaşı sonrası bu ülkelerden göç aldığı da söyleniyor. Bu arada Hırvatistan’ın yaklaşık %90’ı Katolik… Türk Kahvesi’ni de seviyor ve tüketiyorlar Genel olarak Hırvatların sıcak insanlar olduğunu ve kendileri için aile kurumunun önemli olduğunu söyleyebiliriz. Tabiri caizse ülkede yaşam yavaş ilerliyor. Bizim aksimize hızlı bir yaşamları yok. Mesela işkolik değiller. Denize kıyı olmaları ve ülkenin ılıman havası bunun nedeni olabilir.

Yerel yemek kültürleri çok gelişmemiş. Kıyı kesimlerinde Yunan mutfağının, iç kesimlerdeyse Macar ve Türk mutfağının esintilerini görüyorsunuz. Mesela çay yerine kahveyi daha çok tüketiyorlar. Türk Kahvesi’ni de seviyor ve tüketiyorlar. Hırvat gençler çıkışı AB ve ABD’ye göçte buluyor Çok kültürlü bir yapıya sahipler ve gördüğüm kadarıyla eğitimli bir halkı var. Ülkede ve özellikle gençlerde İngilizce konuşma oranı yüksek.

Hırvatistan’da da gençlerin özellikle diğer AB ülkelerine ve ABD’ye göç etmeye istekli olduklarını söylüyorlar. Bunun nedenini de gençlerin çalışma alanı bulamaması ve tabiri caizse gençlerin her şeye karşı olması diyorlar. Tabi diğer taraftan da Rusya Ukrayna savaşından sonra özellikle Ukrayna’dan ve Asya’dan göç alıyormuş. Gittiğim çoğu yerde Doğu’dan Batı’ya bir göç söz konusu.

RUSYA-ÇİN YAKLAŞIMI “AVRASYA ORTAKLIĞINA GİDEN BİR YOL’’

Çin Devlet Başkanı Xi Cinping’in Avrupa ziyaretinden hemen sonra Çin de Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin’i ağırladı. Beklendiği üzere Vlademir Putin seçimlerden sonra ilk yurt dışı ziyaretini Çin’e yaptı. Seçimlerden sonra yapılan ilk yurt dışı ziyaretlerinin simgesel bir önemi var. Xi Cinping de seçimlerin ardından ilk ziyaretini Rusya’ya yapmıştı. Görüşmeler sonucunda Çin-Rus ilişkilerinin 75. yıldönümü münasebetiyle ortak bir bildiri de imzalandı. Ortak motor üretimi, uzay projelerinde iş birliği, kuzey deniz rotaları, enerji iş birliği, Ortak Avrasya Ekonomik Alanı gibi pek çok konu görüşüldü. Bu görüşmede dikkatimi çeken iki konu vardı. Bunlardan biri Ortak Avrasya Ekonomik Alanı; Rusya’nın liderliğindeki Avrasya Ekonomik birliği ve Çin önderliğindeki Kuşak Yol Projesi’nin entegrasyonu yani Ortak Avrasya Ekonomik Alanı. Tabiri caizse “Avrasya ortaklığına giden bir yol’’.

Özellikle Kafk asya ve Orta Asya, önümüzdeki dönemde kendinden çokça bahsettireceğe benziyor. Ben şahsen bu bölgenin küreselde öneminin artacağını düşünüyorum. Bu nedenle içinden geçtiğimiz dönemde Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan ve Orta Asya ülkelerindeki gelişmeleri yakından takip etmemiz önemli. Mesela, Gürcistan’daki “Yabancı yetki yasası’’ sonrası gelişmeler; ülke genelinde yaşanan protestolar, Batı ile Rusya arasında kalan Gürcistan… Ermenistan’da Paşinyan’ın Batı’ya yaklaşması ve Rusya yanlılarının Paşinyan ile mücadelesi… Bir taraftan Fransa, Almanya ve ABD başta olmak üzere Batı’nın Orta Asya ile geliştirmeye çalıştığı ilişkiler ve Çin-Rusya iş birliğinde Ortak Avrasya Ekonomik alanı. Diğer önemli gördüğüm kavramlarsa çok kutupluluk ve küresel yönetişim kavramlarıydı. Yeni bir dünya...

Hafızam beni yanıltmıyorsa Şi Cinping de Rusya ziyaretinde söylemişti. Mealen dünya bin yılda görülecek çalkantılı bir süreçten geçiyor, artık yeni bir dünya var ve biz buraya yön veriyoruz demişti. İş dünyası olarak yenidünyaya hazırlık yapmanın, bilgi üretme ve dünyayı takip etmenin geleceğimiz için önemli olduğunu düşünmem diğer bir konuydu. Dünyanın zor günlerden geçtiği kesin. Gördüğünüz üzere dünyanın hemen hemen her bölgesinde farklı sorunlar yaşanıyor. Bu süreçleri izlemek yetmez. En yukarıdan en aşağıya her birimizin düşünmesi ve çalışması gerekiyor sanki. "Ben ne yapabilirim ki’’ diye düşünmeyin. Martin Luther’in söylediği gibi ‘’Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse Michelangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’in beste yaptığı ve Shakespeare’in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki, gökteki ve yerdeki herkes durup, burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desin.”

Tüm yazılarını göster