Hindistan gümbür gümbür geliyor

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Tarih, büyük olaylar sonrası büyük kırılmaları yazar. Dünya savaşları, Büyük Buhran, Petrol Krizi, 11 Eylül, Küresel Kriz ve şimdi de Korona… Her bir kırılma, mevcut ezberleri bozmuş, yeni trendler oluşturmuştur.

Kırılmaların en büyük özelliği paradigmayı değiştirmesidir. Paradigma; dünyaya baktığımız gözlüktür ve bakış değişince dünya da değişir. Değişime uyum sağlayanları yüceltir, sağlamayanları değiştirir.

Korona süreci; Çin faktörünü belirgin kıldı. Gerçi son çeyrek yüzyıldır Çin, ölçeğinin gücüyle ezberleri bozuyordu ancak Korona’nın oradan çıkması, Çin’in de modasının geçebileceği işaretini verdi. Davut ile Golyat’ın savaşındaki gibi; “kanıyorsa, ölebilir de…”

Paradigma değişince, yarıştaki pozisyonlar, kısa süreliğine aynı başlama çizgisine gelir. Gerçi pole position avantajına sahip ülkeler hala başat olanlardır ama arkadan gelen; daima sürpriz yapmıştır.

Hindistan mesela… Tahminler; 2030’da Çin ilk sırada, ABD ikinci ve Hindistan üçüncü sırada diyor. Nüfusu Çin ile yarışa dursun, yeni üretim modelleri, güçlü bilişim becerileri ve tarihi mirasıyla çok hızlı yükseliyor. Üstelik sadece ekonomide değil, kültür emperyalizmiyle de çoktan ABD’yi ve Çin’in geride bıraktı bile…

60 senedir AB kapısında bekliyoruz, Çin’e yeni uyandık ama geç kaldık. Hindistan ise geliyor. Hiç değilse bu defa bekleme odasından sahaya inelim ve Kandehar’a dek gidelim. Atalarımız gitmişti zaten.

ACİLEN HİNDİSTAN ENSTİTÜLERİ KURMALI

Çin’deyken Pekin ve Şanghay’da Türkiye’yi çalışan 2 dev enstitüyü ziyaret etmiştim. Bizde ise Çin’e dair cılız çalışma varken yeni zenginlik alanı; Hindistan’ı neredeyse hiç bilmiyoruz.

Oysa Hindistan, AB’nin ilgi alanında ve bizim acilen Hindistan enstitüleri kurmamız şart. Hindistan; avaremu şarkısı ve Bollywood filmlerinden çok fazlasıdır.

Tüm yazılarını göster