Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası

2022 yılı itibariyle hala şaşırıyor olsak da “savaş” insanlığın bir gerçeği ve ne yazık ki insanoğlu var oldukça savaşlar da belli ki bitmeyecek. Hemen kuzeyimizde çok net bir insanlık dramı yaşanıyor ve dünyanın geri kalanı bu olanları durduramıyor. Hitler’in 2. Dünya Savaşı’ndaki zulmü konuşulurken; Avrupa’nın göbeğinde bunlar yaşanmış ve nasıl kimse durduramamış diye soruyoruz ya, demek ki böyle oluyormuş. Biz sıradan halkın elinden; üzülmekten, yazı yazmaktan ve tweet atmaktan başka maalesef bir şey gelmiyor. Umarım masum Ukrayna halkı bu “işgal”den en az zararla kurtulur.

Kırım, Gürcistan gibi öncekilere kıyasla Ukrayna meselesi dünyada çok büyük yankı uyandırdı. Ve özellikle ABD ve AB başta olmak üzere batı dünyasından benzerine az rastlanır yaptırımlar geldi. Rusya; ticari, finansal, insani her türlü konuda kelimenin tam anlamıyla tecrit edildi. Bu tecritin bir tek istisnası var, o da enerji ticareti. Bu konuya az sonra geleceğim ama dünyadaki her türlü ilişki bu kadar grift hale gelmişken, Rusya birçok alanda batıyla bu derece entegre olmuşken bu tecritin sonuçlarının ne olacağını kestirmek çok zor. 1991 öncesi iki kutuplu dünyayla bugün arasında dağlar kadar fark var. Gelişme(progress) ileri doğru olur ve bunun kalıcı olarak geri çevrilmesi çok kolay değil. Bugün batının her türlü nimetinden faydalanan Rus halkının tecrit edilmiş bir şekilde ve fakirleşerek ne kadar süre sessiz kalacağı bir muamma. Son yapılan kamuoyu araştırmaları Putin’e olan desteğin arttığını gösteriyor ama böyle savaş dönemlerinde bu normal. Asıl etki olaylar sonlandıktan sonra ortaya çıkacaktır. Rus halkının günlük hayatı hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak. En basitinden evine eşya almak isterse IKEA’ya gidemeyecek, çocuğuna kıyafet almak istediğinde H&M’e gidemeyecek, kahve almak istediğinde Starbucks olmayacak. Bunlar az şeyler değil; ki beyaz eşya, araba vs gibi ürünlerin ithalatının gerçekleşmeyecek olmasını saymıyorum bile. Ayrıca Rusya refahını doğalgaz ve petrol ihracatına borçlu bir ülke. Tarih göstermiştir ki doğal kaynaklarla zenginleşen ülkeler diğer alanlarda güdük kalır.

Tabii şimdi doğal kaynak tarafında da eskisi kadar rahat olamayacak. Bunun birkaç sebebi var. Bunlardan biri pazarlarını yavaş yavaş yitirecek. Diğer taraftan büyük petrol firmalarının da Rusya’dan çıktıklarını görüyoruz. Sonuç itibariyle, gaz tarafında da, petrol tarafında da enerjinin kullanılabilir hale gelmesi için yüksek teknoloji transferi ve know-how gerekiyor. Bunlar şimdiye kadar olduğu gibi rahatlıkla gerçekleştirilebilecek mi, soru işareti. Buraya kadar yazıyı okuyanlarınızdan bir kısmının Putin bilmiyor da sen mi biliyorsun ya da Putin’in mutlaka bir bildiği vardır dediklerini duyar gibiyim. Maalesef tarihin çöplüğü her şeyi bildiğini sanan ama ülkesini perişan eden hatalar yapan ülke yöneticileriyle dolu. Çoğunlukla tek adam olarak ülkeyi yöneten kişilere sahip olduklarından çok daha büyük önem atfedilir, şu anda da durum bundan farklı değil.

Yumurtalar yine aynı sepette

Hem pandemi hem de Ukrayna işgali bütün ülkelere risk yönetiminin ne kadar önemli olduğunu, maliyetli olsa da kaynakların çeşitlendirilmesi gerektiğini acı bir şekilde öğretti. Pandeminin başında Çin’deki kapanmalar sonrası bütün tedariği Çin’den sağlamakla hata ettik galiba aydınlanmasını yaşayan ülkeler bu sefer de enerji konusunda aynı zorunlu aydınlanmayla karşı karşıyalar. Burada da bütün ülkeleri aynı torbaya koymamak lazım. Doğal gazda Almanya, Rusya’ya çok bağlıyken, Fransa nükleer ve LNG atılımlarıyla bu bağlılığı azaltmış durumda. Belli adımlar atılarak peyderpey Rusya’dan enerji ithalatının tamamen sonlandırılması için düğmeye basıldı bile. Zaten bir süredir, boru hatlarından geçen doğal gazda azalma varken LNG olarak sağlanan gaz miktarında artış vardı. Bu eğilim hızlanacaktır. Tabii bu noktada kazanan ülkelerin başında ABD geliyor. ABD hem daha fazla müşteriye ulaşacak hem de arz düşeceği için daha yüksek fiyatla doğal gaz satabilecek. LNG tarafında diğer başı çeken ülkeler de Katar ve Avustralya. Bu arada Türkiye de, boru hattından gelen gaza bağımlılığını yıllar içinde azalttı ve bu azalma devam ediyor. Enerji meselesi hem bizim için hem de dünya için önemini giderek artıracak. Bu yazı, bu konuda bir girizgah olsun. Önümüzdeki yazılarda miktar ve fiyatlar konusunda rakamlar vererek daha derinlemesine enerji konusunu incelemeye devam edeceğiz.

Savaşın kazananı olmaz. Dünya maalesef salgından kendini kurtaramadan, çok büyük bir kırılmayla daha karşı karşıya kaldı. İlk etkiler artan enerji ve gıda fiyatları olacaktır. Rus finans piyasasının diğer finansal piyasalarla entegre olması şu anda ölçemediğimiz finansal yayılma risklerini beraberinde getirebilir. Yüksek enflasyon kaçınılmazken bir de buna durgunluk eklenecek. Bundan sonra en fazla kullanacağımız kelimelerden biri de sanıyorum “stagflasyon“ olacak.

Tüm yazılarını göster