Yenilenebilir kaynaklara (YEK) dayalı elektrik üretim gücünün toplam içindeki payı giderek artıyor. Buradaki ana faktör, tek bir kaynağa dayalı sıfırdan yeni elektrik üretim santrali yatırımları. Eski teknolojiye dayalı kimi termik santrallerin portföyden tamamen çıkması da YEK payının artışını etkileyen bir diğer faktördü. Şimdi YEK payını artıracak hibrit santraller giderek daha çok öne çıkmaya başladı.
Ancak yenilenebilir kaynakların kurulu güçteki payından ziyade, elektrik üretimindeki payları daha önemli. Çünkü belli güçteki bir kömür santrali ile aynı güçteki güneş ve rüzgâr santrallerinden üretilecek elektrik miktarı arasında uçurum var. Çünkü, malum, termik santraller kömür ve gazı yaktığınız sürece 7/24 elektrik üretirken, güneş santralleri güneş ışıdıkça, rüzgar santralleri ise yel estikçe elektrik üretebiliyor.
Hibrit santraller ise aynı bölgede eş zamanlı ya da farklı zaman dilimlerinde birden fazla birincil kaynaktan elektrik üretebilen tesisler. Jeotermal ya da rüzgar enerji santrali sahalarına güneş santrali, hidroelektrik tesise rüzgar santrali ilave etmek gibi yöntemlerden söz ediyoruz. Sıfırdan projeler yapılabileceği gibi mevcut tesislere ikincil kaynağa dayalı tesisler de ilave edilebiliyor.
Hibrit santraller, yatırımcılar için daha cazip. Çünkü hem aynı sahada daha fazla elektrik üretebilir hem de bunu daha rahat pazarlayabilirler. Çünkü sadece rüzgâr eserken değil, rüzgârın kesik, havanın güneşli olduğu saatlerde de üretim yapabilirler. Günün sadece belli saatlerinde elektrik satmaya kalktığınızı düşünsenize? Kim sizin müşteriniz olur? Üretmediğiniz saatlerde de müşteriye elektrik verebilmek için piyasadan elektrik almak zorundasınız. İşte hibrit tesis, tek kaynaklı tesise göre bu açıdan az da olsa avantajlı. Hibrit santrale depolama ünitesi eklediğinizi de düşünün, dışarıdan elektrik almadan da kesintisiz elektrik satabilirsiniz.