Merkez Bankası yıllar önce çocuklara ve gençlere enflasyonu anlatırken enflasyon tehdidi görüldüğünde politika faizinin arttırılması gerektiğini söylemiş. Ama son 19 ay boyunca enflasyon tehdidine rağmen faizi arttırmak bir yana kademeli olarak indirmiş. Sonuçta enflasyon an itibariyle 19 ay önceki seviyesinin iki katından daha yüksek bir düzeyde seyrediyor.
Merkez Bankası bugünkü Para Politikası Kurulu toplantısında ne karar alacak bilmiyorum ama nasıl bir karar alması gerektiğini biliyorum.
“Merkez Bankası enflasyon tehdidi gördüğünde faiz oranını artırır. Böylece toplam talebi düşürerek enflasyonu düşürmeye çalışır.” Tırnak içindeki bu cümle benim değil Merkez Bankası’nın. Banka bundan 5 yıl önce ilköğretim çocuklarına enflasyonu anlatırken kurmuş bu cümleyi.
Merkez Bankası 2018 yılında Anadolu’ya açılmış ve ilk ve orta öğretim öğrencileri ile öğretmenlerine Merkez Bankası’nı, para politikasını ve enflasyonu anlatmış. Öğrencilerin yaş düzeylerine uygun sunumlar, videolar, oyun ve yarışmalar eşliğinde eğitimler vermiş. Bir tür finansal okuryazarlık ve ekonomi eğitimi girişimi düzenlemiş. Bu eğitici içeriklere TCMB web sitesinden ulaşmak mümkün. Merkez Bankası’nın yaptığı çok güzel işlerden biridir. Tavsiye ederim; siteye girin, bakın.
Bu içeriklerden birisinin başlığı “Merkez Bankası Ekonomiyi Nasıl Etkiler?”
Merkez Bankası, önce “Politika Faizi”ni anlatıyor. Diyor ki; “Merkez Bankası, bankalara ihtiyaçları olduğunda borç verir veya bankalar nakit fazlalarını Merkez Bankası’na yatırabilir. Merkez Bankası bu işlemler için bir faiz oranı belirler. Bu oranı değiştirerek para politikasını oluşturur. Merkez Bankası tarafından belirlenen bu faize politika faizi denir.”
Sonra faizi arttırdığında neler olacağını grafikler ve çizimler eşliğinde anlatmış. Demiş ki:
- Bankalar kendi müşterilerine uyguladıkları faizlerini artırır. Kredi çekmenin maliyeti yükseldiği için borçlanmayı erteleriz. Harcamalarımızı azaltırız. Para biriktirmek daha cazip hale gelir.
- Enflasyonla mücadele algısı güçlenir. Enflasyon beklentimiz düşer. Geleceğe dönük ekonomik kararlarımızı buna göre alırız.
- Döviz kurları düşer, Türk lirası değerlenir. İthal ürünlerin fiyatı düşer. Ürünlerimize olan talep düşer, ihracat azalır.
Yani bir faiz artırımının faiz, beklenti ve döviz kanalından ekonomiyi nasıl etkileyebileceğini en basit haliyle özetlemiş.
Ve sonunda da demiş ki; “Merkez Bankası, enflasyon tehdidi gördüğünde faiz oranını artırır. Böylece toplam talebi düşürerek enflasyonu düşürmeye çalışır.”
Halen TCMB internet sitesi üzerinden ulaşılabilecek olan bu basit ve sade sunum ilköğretim öğrencilerinin anlayabileceği şekilde hazırlanmış. Buna göre Merkez Bankası enflasyon tehdidi var olduğunda faiz oranını arttırmalı. Ama gel gör ki, Banka neredeyse son 19 aydır öğrencilere anlattığının tersini yapıyor.
Türkiye’deki enflasyon tehdidine rağmen Merkez Bankası, Eylül 2021'de faiz indirimlerine başladı ve o tarihte yüzde 19 olan politika faizini kademeli olarak yüzde 8.5’e kadar çekti. Faiz artırımı başladığında yıllık enflasyon yüzde 19.58’ti. Merkez Bankası faiz indirdikçe enflasyon yükseldi, tüketici enflasyonu yüzde 85’i, üretici enflasyonu ise yüzde 158’i gördü. Sonra baz etkisiyle gerilese de tüketici enflasyonu hala yüzde 45 dolayında seyrediyor. Yani TCMB’nin enflasyon tehdidine rağmen faiz indirmeye başladığındaki seviyenin iki katından daha fazla bir düzeyde.
Toplumun farklı kesimlerini ekonomiyle buluşturmayı amaçlayan “Herkes İçin Ekonomi”ye dönersek, bu tür değerli çabaların sürdürülmesi gerekiyor. Böylece finansal okuryazarlığın desteklenmesi kapsamında hedef kitleye uygun içerikler sunulurken, ekonomiye ve merkez bankacılığına yönelik ilgi canlı tutulacak; bilgi ve farkındalık seviyesi yükseltilecektir.
Not: Dün bu yazı yazıldığı an itibariyle Merkez Bankası Para Politikası Kurulu henüz kararını açıklamamıştı. Ancak bankanın faizi değiştirmesi beklenmiyordu.