"Her şey denendi artık seçim vakti…"

Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI

Değerli dostlar. Geçen yılın son 3 ayında sürekli olarak altını çizdiğim bir beklenti vardı. "Ocak Ayında başlayacak olan kredi kampanyaları ve daha önce direnç gösterilen taleplerin bir bir yerine getirilmesi." Gelinen noktada gelişmeleri tekrar özetleyelim:

- Asgari ücret yükseltildi

- Emekli maaşları yükseltildi

- EYT' ye takılanlar da emekli edildi

- Memurların maaşları yükseltildi

- Bankalara kamu kağıdı alma zorunluluğu getirildi, oran sürekli artırıldı

- Bankalardaki döviz varlık ve yükümlülükleri ile alakalı düzenlemeler yapıldı

- Esnafa düşük faizli kredi paketi açıklandı

- Enerji faturalarına indirim yapıldı

- KGF paketi hazırlandı

- Bütçe ciddi şekilde genişledi

- Konut ve otomobil için kredi paketi hazırlandı

- Makro ihtiyati tedbirler açıklandı (çoğu anlaşılamadı)

- Sözleşmeli kamu personelini kadroluya çevirme hazırlığı yapıldı

Tüm bunlardan anladığımız şu: Vatandaşın eline nakit para vermeden efektif talebi yani özel tüketim ve yatırımları canlandırma hedefi var. Bu arada transfer harcamaları üzerinden üretime katılmayan vatandaşlara ek gelir sağlayarak talebi canlı tutmak hedefleniyor. Bunun önemli bir kısmı bankalara zorla satın aldırılan borçlanma kağıtları ve dolambaçlı yolda emisyon marifetiyle finanse edilecek. Bu arada yabancı para cinsinden kamu borçlanmasının da arttığını ifade etmeliyim. 

"Seçim bitene kadar herkes dikkatli olmalı..."

Sanıyorum Ocak-Mayıs ayları arasında ekonomide bir ayakta kalma mücadelesi verilecek. Küresel ölçekte piyasaların düzeldiğini, emtianın sakinleştiğini, resesyonun daha az konuşulduğunu görüyoruz. Paritenin toparlanması ihracata iyi gelecek ancak, geçen yılın son çeyreği ile ilgili gelişmeler iyi değil. Kredi kısıtlamaları sebebiyle sanayide başlayan yavaşlamadan ders çıkararak, hükümetin "topyekün fonlama" gibi bir yolla ve çarpan etkisiyle piyasayı canlı tutmaya çalışmasını anlayabiliyoruz.

Tüm bu açılardan bakıldığında 2023'ün ikinci altı ayının enflasyonla mücadele açısından parlak geçmeyeceğini, dolayısıyla kredi verenler açısından uzun vadeli bir yaklaşımın imkan dahilinde olmadığını söyleyebiliriz. Özetle özel bankaların ve finans kurumlarının zorunlu olmadıkça 6 aydan uzun vade için müşterileri zorlayacaklarını öngörmek mümkün. Kamu Bankaları haricinde uzun vadeye doğru kredilerini genişleten finans kurumu olacağını pek sanmıyorum. Büyük ihtimalle düzenleyici otoritenin ve Merkez Bankasının sürekli ikazlarına şahit olacağız. 

Tüm yazılarını göster