HER sabah erken saatlerde genelde dini içerikli mesajlar gönderen iş dünyasından bir dost, geçen Cuma günü saat 10.00 gibi şu mesajı iletti:
- Dostlar, Cuma hutbesi yeni hazırlandı, gecikme için özür diliyorum…
Aynı arkadaştan 12.00 dolayında bir mesaj daha geldi:
- Hutbe yeniden değişti…
Merak edip arkadaşa sordum:
- Bu değişikliklerin nedeni nedir?
Nedenine inmeden şu yanıtı verdi:
- Diyanet İşleri Başkanlığı hutbeyi bugün 3 kere değiştirdi…
Değişen hutbeleri karşılaştırayım derken bazı internet sitelerine konu şöyle yansıdı:
- 100. Yılında bile Cuma hutbesinde Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anmadılar.
Bana ilk ulaşan Mehmet Akif Ersoy’un eseri olan İstiklal Marşımızdaki şu dizelerle başlıyordu:
● Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır atanı
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Geçen Cuma günü okutulan, düzeltilmiş hutbenin girişi şöyleydi:
● VATAN MİLLET SEVDASIYLA NİCE YÜZYILLARA
Muhterem Müslümanlar!
Milli mücadelemizin zaferle taçlanışının, bağımsızlık güneşinin ülkemiz üzerine yeniden doğuşunun, Cumhuriyetimizin ilan edilişinin yüzüncü yılındayız.
Hutbedeki anma bölümü de şöyle hazırlanmıştı:
● Üzerinde yaşadığımız bu toprakları bize vatan kılan, yüz yıl önceki destansı mücadeleleriyle bağımsızlığımızı perçinleyen aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu tavrı üzerine Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası’nın 2008 yılında hazırlattığı “Atatürk’ün Görüş ve Direktifleri” kitabının din ile ilgili bölümünü açtım, yeniden okudum.
Atatürk’ün din ile ilgili mesajlarının bir bölümünü sizlerle de paylaşmak istedim:
● Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. (1930)
● Allah’ın emri çok çalışmaktır. Çalışmak demek boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre ilim ve fen her türlü medeni buluşlardan azami derecede yararlanmak zorunludur. (1923)
● Allah birdir. Şanı büyüktür. Hz. Peygamberimiz Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya elçi seçilmiştir. (1923)
● İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor. (1923)
● Bizim dinimiz akla en uygun ve tabii bir dindir. Bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilime ve mantığa uygun olması lazımdır. (1923)
● Bazı kimseler çağdaş olmayı, inançsız olmak sanıyor. Asıl inançsızlık onların bu inanışıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, Müslümanların inançsızlara esir olmasını istemek değil de nedir? (1923)
● Her sarıklıyı Hoca sanmayın. Hoca olmak sarıkla değil, akılladır. (1923)
● Hutbeden amaç ahalinin aydınlatılması ve ona yol gösterilmesidir. 100, 200 hatta 1000 yıl önceki hutbeleri okumak, insanları cahillik ve çağın gerisinde bırakmaktır. (1923)
Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyetimizin 100. yılına denk gelen hutbede Mustafa Kemal Atatürk’ün adını anmayarak “yol göstericilik” görevini layıkıyla yerine getirmiş midir?
CUMHURİYET’TEN İLHAM ALIP HER GÜN TEKNOLOJİ, BİLİM VE İNOVASYONA UYANIYORUZ
ZORLU Holding CEO’su Ömer Yüngül, 2020 yılında Zorlu Performans Sanatları Merkezi (PSM) yönetimini topladı:
- 2023’te Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlayacağız. Şimdiden hazırlıklara başlayalım, 100’üncü yıla yakışır bir proje, eser ortaya koymaya çalışalım.
Ekip bir süre seçenekler üzerinde çalıştı, kalıcı bir müzikalin sahneye konulmasında karar kılındı. Müzikali, Yekta Kopan, Mert Dilek ve Mehmet Ergen kaleme aldı. Mehmet Ergen, Lerzan Pamir’le oyunun yönetmenliğini üstlendi:
● 1923
Tuluğ Tırpan, müziklerini üstlendi, koreografiye Beyhan Murphy imza attı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyasi Tarih Anabilim Dalı Başkanı Prof. Mehmet Ö. Alkan da tarih danışmanı olarak görev yaptı.
Zorlu Holding ve grup şirketlerinin katkılarıyla, Zorlu PSM, Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertainment yapımcılığında hazırlanan “1923” müzikali sahne üstü ve arkasında 200 kişilik bir ekiple hayata geçirildi.
Müzikalde, bir müze gezisi sırasında kaybolarak kendilerini Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıktığı Bandırma Vapuru’nda bulan 4 arkadaşın hikâyesi anlatılıyor. Bandırma’yı sarsan dalgalardan Meclis’in açılışına, Büyük Taarruz’dan Cumhuriyet’in kuruluşuna uzanan serüven sahneleniyor.
Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül, “1923”ün ilk gösteriminde şu mesajları verdi:
● Bugün bize düşen görev Cumhuriyet değerlerini ve ne büyük zorluklarla kurulduğunu hatırlamak ve yeni nesillere anlatmak. Cumhuriyet’in kurulduğu zamanın koşullarını, mücadeleyi başta çocuklar olmak üzere herkesin çok iyi bilmesi ve anlaması gerekiyor.
● 2023, Zorlu Grubu’nun 70. Yılına denk geliyor. Cumhuriyet değerlerine olan bağlılığımız ve sorumluluğumuzu Atatürk’ün en büyük eseri Cumhuriyet’e kalıcı bir sanat eseri bırakmak istedik. Zorlu PSM’de uzun yıllar sergilenecek eserin Anadolu’ya da yayılmasını istiyoruz.
● Biz her yeni güne Cumhuriyet’in açtığı yolda ilim, bilim, inovasyon ve teknolojiye uyanan bir Grubuz. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün koyduğu çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi doğrultusunda çalışıyoruz.
● Eğer Zorlu Grubu olarak ülkemizin dünyaya açılan penceresi olduysak, 160’ı aşkın ülkede ürün ve hizmetlerimizle milyonlarca insanın hayatına dokunarak daha iyi bir dünya hayaline katkıda bulunuyorsak bu Cumhuriyetimizin bize sunduğu vizyonla oluyor.
● Zorlu Grubu olarak, Cumhuriyet değerlerimize sahip çıkmaya, onları korumaya ve her daim yaşatmaya devam edeceğiz. Bu müzikalin daha aydınlık yarınlara ulaşma yolunda herkese ilham vereceğine gönülden inanıyoruz.
“1923” müzikalinin dekor tasarımında Robert Innes Hopkins, kostüm tasarımında Gül Sağer, ışık tasarımında Malcolm Rippeth, multimedya tasarımında Douglas O’Connell görev aldı.
Müzikalin başrollerinde Kerem Alışık, Özge Özder ve Ece Dizdar ile yeni neslin yetenekli oyuncuları Elif Gülalp, Ülkü Hilal Çiftçi, Metin Boray Dikenelli, Ozan Persentili yer alıyor.