Her 4 şirketten 3’ü karma iş gücü modeline geçecek

Handan Sema CEYLAN YERELDEN KÜRESELE

Workfl ex’in GPTW Türkiye ile bir iş birliğinde yaptığı araştırmada, Türkiye’deki şirketlerin yüzde 75’inin karma iş gücü modeline geçmeyi planladığı ortaya çıktı. Her 4 işletmeden 3’ünün aldığı bu kararla hem kadrolu hem de ‘freelancer’ yani esnek çalışanların bir arada olacağı karma bir modele işaret ediliyor.

Workfl ex’in kurucusu Zeynep Bilgiç, DÜNYA Web TV yayınında soruları yanıtlayarak, kısa bir süre sonra sunacakları rapordan bazı başlıkları paylaştı. Türkiye’de rekabet avantajı sağlamak isteyen işletmeleri, proje başına yeteneklerle eşleştirdiklerini ve online yeni bir freelancer çalışma sistemi geliştirdiklerini dile getiren Bilgiç, “2017 yılında Madrid’de katıldığım Future of Work Kongresi’nden bu yana geleceğin çalışma modelleri üzerine düşünmeye ve okuyup araştırmaya başladım. Dünyada iş alanında şirket kadrosunda olmadan freelance olarak dışarıdan çalışanların iş gücü içindeki oranının artmaya başladığını görüyoruz. Dünya Ekonomik Forumu kapsamında pandemi öncesinde gerçekleştirilen araştırmaya göre, 2027 yılında freelance çalışanlar toplam iş gücünün yarısını geçecek. Yani her iki kişiden biri bu modelde çalışacak” dedi.

AB’de çalışanların yüzde 20’sinin yarı zamanlı istihdam edildiğini belirten Bilgiç, “ABD’de ise iş gücünün yüzde 30’unun gelirlerinin çoğunu veya bir kısmını freelance işlerden elde ettiği yer alıyor. Türkiye’ye baktığımda bu modele odaklanan bir çalışmaya rastlayamadım. Bunun üzerine Workfl ex olarak bir araştırma başlattık. Bini aşkın kişinin katılımı ile bireysel anketi tamamladık. Kurumsal taraftaki durumu görebilmek için de GPTW Türkiye ile bir iş birliği yaptık ve 169 kurum katıldı. Web sitemizden sonuçları paylaşacağız” şeklinde konuştu.

Bilgiç, şöyle devam etti: “Araştırmada kurum ve bireylerin hemfikir olduğu en önemli konu, bundan sonra çalışma şekillerinin bir daha eskisi gibi olmayacağı yönünde. Bireylerin yüzde 84’ü, kurum üst düzey yöneticilerinin ise yüzde 88’i bu şekilde düşündüğünü ifade etmiş. Türkiye’de 2021’de gerçekleştirdiğimiz araştırma sonuçlarında, globalde yüzde 90 olan, önümüzdeki dönemde karma iş gücü modelinin rekabet için kritik önem teşkil edeceğini düşünenlerin oranının yüzde 94 ile benzer hatta daha yüksek bir seviyede olduğunu gördük. Araştırma sonuçlarından çarpıcı bir diğer bulgu da kurumların yüzde 75’inin karma işgücü yapısına geçmeyi düşündüklerini belirtmiş olması. Bu sonuçlar bu modelin önümüzdeki dönemde Türkiye’de de çok sık görüleceğine dair bir işaret.”

Bilgiç, 2020’de Harvard Business School ve Boston Consulting Group Henderson Institute iş birliğinde 700 kurumla yapılan araştırmaya da değinerek, katılımcıların yüzde 90’ının önümüzdeki dönemde rekabet için karma iş gücü modelinin kritik önem taşıyacağını belirttiğinin altını çiziyor.

Teknoloji, perakende, otomotiv ve finanstan talep var

İlk etapta uzmanlık alanları olarak 5 ana alana odaklanarak açılış yaptıklarını kaydeden Bilgiç, “Bunlar, bilişim teknolojileri, insan kaynakları, satış pazarlama, finans ve yönetim. Bireylerden gelen başvurulara baktığımızda uzmanlık alanları buna paralel gidiyor. Kurumlardan gelen taleplerde bilişim teknolojileri, satış pazarlama ve insan kaynakları iş kolları ön plana çıkıyor. Özellikle uygulama geliştirme, veri analitiği gibi alanlara talep var. Araştırmamıza katılan birey ve kurumların faaliyet alanları ve sektörlerine baktığımızda; üretim, hizmet, satış pazarlama ve iş geliştirme yer alıyor. Sektör olarak da; teknoloji, perakende ve tüketici ürünlerini endüstriyel üretim, otomotiv, banka ve finansal hizmetler takip ediyor” diye konuştu.

MEVZUATTA DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR

Freelance modelde çalışan iş gücünün nasıl yönetileceği konusuna da değinen Zeynep Bilgiç, şunları dile getirdi: “Mevzuatta düzenlemeye ihtiyaç var, hatta teşvik edici hale getirilebilir. Biz, kendine ve yeteneklerine güvenen insanlara çalışandan ziyade kendi işlerinin patronu olmalarını öneriyoruz. Pratik bir şekilde şahıs şirketlerini açarak hizmet verir hale gelebiliyorlar. Böylece bu konu iş hukukundan ziyade iki kurum arasında daha sağlıklı ilerleyebiliyor. Ancak, kurumda çalışmayla gelen yan haklar, SGK’lı olmak gibi konularda kafalarda soru işaretleri kalabiliyor. Atıl iş gücünü azaltmak ve istihdamı bu modelde arttırmak için kamu, akademi ve diğer paydaşlarla ortak bir çalışmaya ihtiyacımız var.”

Tüm yazılarını göster