Yeni bir ekonomi var oluyor sevgili okur. Bu köşede epey tartıştığımız üzere krizler çağında önceliğimiz finansal varlığın artması değil bu krizlerin çözülmesi olacak.
Düşünün eviniz yanarken hisse fiyatlarına mı yatırım yapmak isterseniz yoksa o yangını söndürebilecek olana mı? İşte tam da bu soruyu sormaya çok yakınız. Gezegenimiz bir yangın yeri, bir yandan patlak veren çevresel krizler, çöken yaşam destek sistemleri, yok olan türler… Öte yandan gittikçe biriken sosyal stres, derinleşen adaletsizlikler, büyük göç potansiyelleri ve artan yoksulluk… Her şeyin üstüne küresel ekonomik ve politik krizler. Savaşlar ve soykırımlar. Çok kolay günlerden geçmezken hepimizin önünde, cümlelerinde bir kelime: Dönüşüm. Bu kadar çok söylenen ve hakkı bu kadar verilmeyen birkaç kelimeden biri de dönüşüm. Üstelik kendisi başı ve sonu olan bir şey de değil. Devamlı, sürekli, yenilenen gelişen, kendi içinde değişen ve dönüşen bu kavramı kurumlar olarak belirli yıllık tikler olarak ele alıyoruz.
Şunu duyabiliyoruz örneğin: “Ha kültürel dönüşüm mü? O bizim geçmiş yılın konusuydu şimdi odağımız dijital dönüşüm.”
Yeşil, dijital, sosyal...
Sahiden bu mümkün mü? Dönüşüm dediğimiz kavramın konu bazlı sıralaması olabilir mi? Daha doğrusu dönüşüm tamamlanabilir mi? Bugün işimizi devam ettirmek için anlamamız gereken yegane kavram dönüşüm. Yüksek adaptasyon yeteneği ile birleştirilen dönüşüm kasları bir organizasyonun gelecek ekonomide ayakta kalabilmesinin ilk koşulu. Tam da bu noktada hemen şimdi başlamamız gereken, hep birlikte her birini eşit önem ve zamanda odaklanmamız gereken bir dönüşümün içindeyiz: Üçüz dönüşüm.
Genel olarak dönüşüm gibi makro konularda genelleme yapmayı doğru bulmasam da iş dünyasında her şeyi bir kategorize etmeye bu kadar aşık olduğumuz bir dönemde üçüz dönüşüm oldukça iyi bir kürasyon: Yeşil, dijital ve sosyal!
Bugün yeşil dönüşüm hepimizin kabul ettiği, küreselden yerele her arenada bir şekliyle kendini var eden bir konu. Konu oldukça basit yaşam ve yaşamı var eden doğa, çevresel ekosistem ölüyor. Pek çok kriz eş zamanlı olarak devam ederken bugün iş modellerimiz yeşil ve onarıcı bir şekilde dönüşmek zorunda. Çevreye zarar vermemenin ötesine geçen üstüne çevreyi iyileştirecek iş modelleri yükselişte. İflah olmaz bir dönüşüm meraklısı gözünden değil basit bir finansal okuma gözünden de baktığımızda kocaman bir gerçek önümüzde: yeşil dönüşmeyene gelecekte yer yok! Yaşamı yok eden yani aslında karı öldürene kardan pay yok. Bugün tüm karlılık mekanizmalarıyla eş zamanlı bir yeşil dönüşüm eylem planınız ve somut adımlarınız yoksa gelecek ekonomisinde yoksunuz. Gelecek ekonomisinde olmadığınız anlaşıldığında ise bugününüz de büyük bir riskte.
Radikal şeffaflık dönemi
Tüm bunlarla birlikte bir dijitalleşme hadisesi hepimizin kulaklarında. Bir uygulama yapmayı dijitalleşmeden sayar olduk. Oysa dijitalleşme yeni bir iş yapış kültürünün kapılarını açmak demek. Bugün gittikçe artan ve arttıkça yönetmesi zor hale gelen hızı sürtünmesiz bir şekilde nasıl yönetebileceğinizin hikayesi tam olarak dijitalleşme ve yapay zeka üzerine düşünmekten geçiyor. Bugün dijitalleşme verimliliğin ötesinde sürdürülebilirlik karnenizin de olmazsa olmazlarından biri. Yeni standartların doğması ile birlikte doğru, hızlı, güvenilir ve yönetilebilir veri olmadan raporlama sahnesinde dahi yeriniz yok. Dijitalleşme tüm süreçlerle birlikte etki gündeminizin de ana noktasında olmalı. Üstelik dünyada şeffaflık beklentisi gittikçe artarken blockchain ve web 3 teknolojileri gelişirken bu teknolojiler ile radikal şeffaflık dönemi kapıda. Buna hazırlanmanın tam zamanı.
Ve elbette en az konuşulan kavram sosyal dönüşüm. Bugün sosyal yatırımlarınızı planlamak oldukça kritik ama doğru etki yatırımı stratejileri ile! Demokrasi, yoksulluk, adalet, göç, mülteci krizi, gıda adaletsizliği, katılımsızlık, erişim problemleri, güvencesizlik ve çok daha fazlası yasaklı kelimeleriniz arasında. Ancak mutluluğun ve refahın böylesine adaletsiz dağıldığı bir dünyada, 200 milyon devasa göç hareketlerinin, yoksulluğun, anti demokratikleşmenin arttığı bir dünyada işinizi yapmak, yeni bir ekonomide var olmak hiç kolay olmayacak.
İşte tam da bu sebepten hemen şimdi harekete geçmenin, tüm paydaşlarla bu üç dikeyde hep birlikte harekete geçmenin zamanı. Zaman daralmadı, zaman artık kalmadı. Bugün radikal dönüşümün kapılarını aramazsanız yeni ekonominin dışında kalacağınız bir geçiş sürecinde hemen şimdi birlikte üçüz dönüşüm.