Bursa'da üretimin pandemi öncesi rakamlara yaklaşması sevindirirken, koronavirüs sayılarının istenilen düzeye inmemesi de endişelendiriyor.
Tüm uyarılara, cezai müeyyidelere rağmen sayılar düşmüyor. Bu durumu Bursa Valisi Yakup Canbolat'a sordum... “Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca sayıları açıklarken Bursa vurgusu yapıyor, Bursa'da önlemlerin hiçe sayıldığı videoları paylaşıyor, bu durum bir idareci olarak sizi rahatsız etmiyor mu?”, Vali bey gerekli tüm önlemleri aldıklarını, hatta idari olarak kesilen cezaların da 12 milyon lirayı bulduğunu ve bu durumdan rahatsızlık duyduğunu ifade etti. Espri ile karışık, “Bursa'da adımın cezacı vali olarak anılmasını istemiyorum” diye de ekledi.
★ ★ ★
Baktığımız zaman Bursa bir üretim kenti. 17 faal OSB'de binlerce tesiste insanlar harıl harıl çalışıyor. Çalışmayınca da olmuyor. Olmayacağını nisan-mayıs aylarında yaşayarak öğrendik. Kent çarpık sanayileşmenin sancılarını belki de en çok bu dönemde yaşıyor. Zira kentin doğusundan batısına, batısından doğusuna işçi taşınıyor. Firmaların veya yetkililerin tedbirleri bir yere kadar. İşçinin servis aracına bindikten sonraki durumunu nasıl kontrol edeceksiniz ki? Bir milyona yakın çalışanın yaşadığı kentten bahsediyoruz.
★ ★ ★
Yanlış anlaşılma olmasın tabi ki salgın ve sayılar sadece sanayide çalışan kesimden kaynaklanmıyor. Dikkat çekmek istediğim nokta, ne kadar önlem alırsanız alın yoğunluğu azaltmadıkça, insan hareketliliğini doğru planlamadıkça kesin sonuca ulaşmanın zorluğu. Yani ‘hem turşu yerim, hem de perhiz yaparım' demek olmuyor maalesef. Okulların açılması ile birlikte eğer özel sektör çalışma saatlerinde bir düzenleme yapılamaz ise durum çok daha düşündürücü hale gelebilir.
★ ★ ★
Hepimizin bildiği gibi salgını gerçek manada durdurmanın yolu aşının bulunmasından geçiyor. Aşı bulunana kadar bizler de hem çalışıp üreteceğiz hem de kendimize ve çevremizdeki insanların sağlığına dikkat edeceğiz.