2020’de açıklanan 2021 senaryosu 2018’deki 2021 senaryosuna göre 224 milyar dolar daha düşük GSYH hedefliyor. Kişi başı gelir ise 2,312 dolar daha düşük öngörülmüş. Bunlar yoksullaşma işaretleridir.
Yandaki tablo Türkiye ekonomisindeki seyre dair fikir vermesi açısından önemlidir. Tabloda 2018’den bu yana her yıl eylül ayında açıklanan üç yıllık Yeni Ekonomik Program’da (YEP)2021 yılına dair konulan hedefler yer alıyor. Son 3 yılın orta vadeli hedefleri Türkiye ekonomisindeki bozulmayı ortaya koyuyor.
2018 Eylül ayında açıklanan 2019-2021 Yeni Ekonomi Programı’nda 2021 yılı için 926 milyar dolarlık bir ekonomi ve 10,973 dolarlık kişi başına gelir öngörülüyordu. İşsizlik oranının yüzde 10.8’e ve enflasyonun ise yüzde 6’ya inmesi hedeflenmişti. Cari işlemler açığı ise 24.1 milyar dolar ile GSYH’nin yüzde 2.6’sı düzeyinde kalacaktı. 2021 yılına dair açıklanan bu kurgu 2019 Eylül ayında açıklanan YEP’te değiştirildi. Ekonominin öngörülen büyüklüğü 812 milyar dolar olarak revize edildi. Yani 114 milyar dolarlık daha küçük bir ekonomi hedeflendi. Kişi başına gelir 829 dolar aşağı çekildi. Yani daha fakir bir Türkiye tablosu ortaya çıktı. İşsizliğin 10.6 olarak öngörüldüğü kurguda enflasyon hedefi yüzde 6 olarak tutuldu. Cari açık ise 7 milyar dolar ile GSYH’nin yüzde 0.8’i düzeyinde tahmin edildi.
Bu yıl açıklanan 20212023 Yeni Ekonomi Programı’nda ise bozulma daha da belirginleşti. Türkiye ekonomisinin büyüklüğü 110 milyar dolar aşağı inerek 702 milyara indi. Kişi başı gelir 1,483 dolar daha aşağı indi. Yani daha da fakirleştik. İşsizlik tahmini yüzde 12.9 olarak yukarı revize edildi. Cari açık ise ekonomideki daralmaya rağmen iki katına yükseldi, 13.9 milyar dolar oldu. Açığın milli gelire oranı iki katından daha da fazlaya çıkarak yüzde 1.9 oldu. Enflasyon ise yüzde 8 ile iki puan daha yukarıda hedeflendi.
2018 yılında açıklanan 2021 senaryosu ile 2020 yılında yapılan 2021 senaryosunu karşılaştırdığımızda 224 milyar dolarlık daha düşük bir GSYH büyüklüğü hedeflediğimiz görülüyor. Kişi başı gelir ise 2,312 dolar daha düşük öngörülmüş. Hedef bazında da olsa bunlar önemli boyutta yoksullaşma göstergeleridir. Hal böyle olunca işsizlik oranını ise üç yıl öncesinde göre 2.1 puan daha yukarıda hedefler olmuşuz. Daha küçük bir ekonomi hedeflememize rağmen enflasyon hedefini iki puan daha yukarıya çekmişiz.
Olumlu olan gelişme ise öngörülen cari işlemler açığının 3 yıl öncesindeki seviyesinden 10.2 milyar dolar daha düşük hedeflenmesidir. Bu da kısmen ekonominin boyutundaki daralma ile ilişkilendirilebilir.
Bu karşılaştırmada kamu maliyesine ilişkin büyüklüklerdeki gidişat yer almıyor. Eğer tabloya o rakamlar da konulmuş olsaydı çok muhtemeledir ki 2021 yılına ilişkin bütçe rakamları ve kamu borç oranları da bize benzer bir bozulmayı gösteriyor olacaktı. Bundan yaklaşık 10 yıl önce Cumhuriyet’in 100’üncü yıldönümü olan 2023’te 2 trilyon dolarlık bir ekonomi, 25 bin dolarlık kişi başına gelir ve yüzde 5 işsizlik hedeflediğimiz açıklanmıştı. Bugün itibarıyla Türkiye açıklanan bu hedeflerin çok uzağında kalmıştır. Sorunlarımız ve önceliklerimiz bellidir:
1) Türkiye ekonomisi sürdürülebilir ve makul bir büyüme patikasına oturtulmalıdır.
2) İşsizlik rakamlarının aşağı çekilmesi için ekonomi işgücüne katılımın da ötesinde bir istihdam yaratabilir hale gelmelidir.
3) Enflasyonla mücadele başlatılmalıdır.
4) Ekonomi makul seviyelerde cari işlemler açığı vererek de büyüyebilmelidir.