Haziran enflasyonunda nasıl bir tablo görebiliriz?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Haziranda bizi sürpriz bir enflasyon bekliyor gibi...

✔ TÜFE'de mayıstan devreden 0.55 puanlık enflasyon zaten cepte. Pandemi yasaklarının sona ermesiyle birlikte bekleyen zamlar da devreye girdi. Üretici fiyatlarından yansıma da göz ardı edilemez.

✔ Üretici fiyatlarındaki artış da sürüyor. Sepet kur mayısa göre daha şimdiden yüzde 2.6 arttı. Yİ-ÜFE'de haziran sonundaki yıllık oran yüzde 40'ı aşacak gibi.

✔ Merkez Bankası'nın anketine katılan reel sektör "Maliyetim artıyor, zam yapmaya devam edeceğim" diyor.

Doğrusu haziran ayına ilişkin fiyat artış oranlarını merakla bekliyorum. En sonda söyleneceği en başta söylemekte de sakınca görmüyorum:

“Eğer haziranda gerek TÜFE, gerekse Yİ-ÜFE'de yüzde 2'nin altında kalan artışlar olursa bu oranları hiç gerçekçi bulmayacağım."

TÜİK mayıs ayı TÜFE artışını açıklarken yanlışlıkla hazirana devreden enflasyon stokunu da ilan etti ve bu stokun 0.55 puan olduğunu biliyoruz. Yani haziranda fiyatlar hiç artmasa bile, üstüne basa basa bir kez daha söyleyelim, hiç artmasa bile, haziran ayının TÜFE artışı yüzde 0.55 olacak. Haziranda fiyatların mayıstan devreden stok dışında hiç artmadığını da kimse söyleyemeyeceğine göre...

Pandemi dolayısıyla kapalı olan işletmeler haziranla birlikte açıldı. Aylardır yapılamayan zamlar devreye alındı. Ekonomi kısmen de olsa canlandı. Ne yani, bu canlılığın ve aylarca zorunlu olarak ertelenen zamların devreye alınmış olmasının fiyat endekslerine yansımasını beklemek yanlış mı olur?

Yİ-ÜFE'de durum...

Yİ-ÜFE ise almış başını gidiyor zaten. Mayıs sonundaki yıllık artış yüzde 38’i bulmuş durumda. Haziranda yaşanacak yüzde 2’lik bir artışla yıllık oran yüzde 40’ı da aşacak.

Yİ-ÜFE artışının haziranda yüzde 2’de kalması aslıda iyimser bir tahmin de sayılabilir. Üretici fiyatlarını en çok etkileyenin kur artışı olduğunu biliyoruz. Sepet kur haziranın ilk üç haftasında mayıs ortalamasına göre yüzde 2.6 arttı. Ay sonuna kadar bu oran daha da büyüyebilir. Dolayısıyla kur böylesine artarken üretici fiyatlardaki artış da yüzde 2’yi geçebilir.

Üretici fiyatlarından tüketiciye bire bir olmasa da kuşkusuz bir geçiş var. Aradaki makas, gerek endeks bazında, gerekse son bir yıldaki artış bazında çok açıldı. Hep vurguluyoruz; bu makas daralacak; ama nasıl? İki endeks artmaya devam edecek ama TÜFE daha hızlı artarak mı bir daralma olacak, yoksa Yİ-ÜFE yönünü aşağı çevirecek de TÜFE’ye yaklaşma öyle mi olacak?

Yİ-ÜFE'nin yönünü aşağı çevireceğine dönük bir işaret görebilen var mı? Ne gezer! Tam tersine temmuzda değilse bile ağustosta piyasaların yüreği pır pır atacak, “Faiz indirilecek ve kur yeni bir tırmanış mı sergileyecek” diye.

İçinde bulunduğumuz günlerin ve yakında yaşayacaklarımızın tablosu bu. Peki, nasıl bir sihirli el dokunacak da enflasyon gerileyecek?

TÜİK “BANA GÜVENMEYİN” DİYE ELİNDEN GELENİ YAPIYOR!

TÜİK önceki gün mealen şöyle bir açıklama yaptı:

“Ölümü erteleyemiyoruz, bari istatistiklerini erteleyelim!"

Açıklama aynen şöyle:

“Ulusal Veri Yayınlama Takvimine göre 24 Haziran 2021 tarihinde saat 10.00’da yayımlanması planlanan ‘Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistikleri, 2020’ haber bülteni, idari kayıtlardan üretilmekte olan istatistiklere ilişkin çalışmaların henüz tamamlanamamış olması sebebiyle ileri bir tarihe ertelenmiştir.”

Bu açıklama TÜİK’in sitesinde kısa bir süre kaldı, sonra tümüyle kaldırıldı.

Acaba bazı yerlerde insanlar defin işlemi tamamlanmadan mı gömüldü, yoksa ölüm nedenleri bilinmeden mi; yoksa yoksa hayatını kaybetmiş ama hala toprağa verilmeyenler mi var?

Ya da 2020’de kaç kişinin COVID-19’dan öldüğü konusundaki sayılar tutturulamadı mı acaba!

Bunu da yaşattınız ya, bravo!

ÖZEL SEKTÖR "ZAM YAPACAĞIM" DİYE HAYKIRIYOR!

Enflasyonun öncü göstergelerinden biri de Merkez Bankası’nın gerçekleştirdiği iktisadi yönelim anketine katılan reel sektör kuruluşlarının satış fiyatları konusundaki düşünceleri. Merkez Bankası dün bu anketin haziran sonuçlarını açıkladı ve gördük ki aylardır yüklü zam yapacağını söyleyen reel sektör, haziranda sesini daha da yükseltmiş, adeta haykırıyor.

Her ne kadar mayısa göre çok büyük bir değişiklik yoksa da iç piyasada satış fiyatının artıp artmayacağına ilişkin sorunun denge değeri rekor düzeye ulaşmış durumda.

Reel sektör kuruluşlarının yüzde 40.7’si gelecek üç ayda satış fiyatının artacağını, yalnızca 3.5’i azalacağını, yüzde 55.8’i ise aynı kalacağını söylüyor.

“Fiyatlar artacak-azalacak” diyenlerin farkını gösteren denge değeri 37.2 puan. Geçen yılın haziranındaki denge değerinin yalnızca 16.7 olduğunu dikkate alırsak nasıl bir gidişat içinde olduğumuzu daha somut anlarız.

REEL SEKTÖRÜN BAZI TAHMİNLERİ ŞAHANE!

Merkez Bankası’nın iktisadi yönelim anketine katılanların bazen, hani nasıl söylemeli, baştan savma yanıtlar verdikleri de görülmüyor değil. Daha önce de altını çizmiştik; örneğin bir dizi olumsuz beklenti dile getirilirken genel gidişatın iyi olduğu yanıtı da veriliyordu ya da genel gidişat kötü denilirken üretimdi, satıştı, ihracattı; bu tür beklentilerin çok olumlu olduğu ifade ediliyordu.

Dolayısıyla iktisadi yönelim anketi sonuçlarına da ihtiyatla bakmakta yarar var.

Reel sektör kuruluşlarının bazı tahminleri de zaten pes dedirtecek türde. Bir örnek verelim.

Merkez Bankası reel sektör kuruluşlarına “gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık üretici fiyatları enflasyonu beklentiniz nedir” sorusunu yöneltiyor. Bu soruyla Yİ-ÜFE'nin kastedildiğini varsayıyoruz. Yİ-ÜFE'de bilinen son yıllık oran mayıs sonundaki durumu gösteriyor ve yüzde 38.33. Peki reel sektör bir yıl önce mayısta bu mayıstaki oranı kaç mı tahmin etmiş; sıkı durun yüzde 12.5. Tahmin edilen gerçekleşenin üçte biri bile değil!

Dün açıklanan ankete göre gelecek yıl haziran için beklenen Yİ-ÜFE ise yüzde 21.8. Bu haziran sonunda yüzde 40’ı biraz aşacağını beklediğimiz Yİ-ÜFE'nin bir yıl sonra yarıya ineceği tahmin ediliyor yani. Göreceğiz!

Tüm yazılarını göster