Gelmiş geçmiş en mühim aylardan biri olarak Haziran 2021, güzelim gezegenimizin yarını için tarihe geçiyor. Dünyamızı, kalkınmamızı değiştirmek için dönüşüm yol haritamız olan Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA), her ay BM tarafından önceliklenerek gündeme tematik alınıp, yaygın etki artırımı için uğraş verilmekte. Haziran 2021 hedefi “Çevre” için SKA 13 (İklim Eylemi), SKA 14 (Sudaki Yaşam) ve SKA 15 (Karasal Yaşam) seçilerek, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde BM Ekosistemi Yenileme On Yılı (2021-2030), 8 Haziran Dünya Okyanus Günü’nde Sürdürülebilir Kalkınma için BM Okyanus Bilimi On Yılı (2021-2030) ile 2020 sonrası için “Doğa ile Uyumlu Yaşamak” 2050 vizyonunu temel alan yeni Biyoçeşitlilik Sözleşmesi ilk taslağı gündeme taşındı.
Su ve kara ekosistemlerimizi yenilemenin tartışılmaz gereği ve aciliyeti ortada. Tarım alanlarımız, ormanlarımız, dağlarımız, toprağımız, nehirlerimiz, denizlerimiz, şehirlerimiz ekosistem yenilenmesi için biyoçeşitliliğin yok olmasına dur demek için bizden çözümün parçası nesiller olmamızı bekliyor. Çünkü biyoçeşitliliğin sorunu varsa, insanlığın daha büyük sorunları oluşur. Ekosistemlerimiz ne kadar sağlıklıysa, gezegen ve insanlar da o kadar sağlıklı olur. BM Genel Sekreteri António Guterres “Bilim bize önümüzdeki on yılın, iklim felaketini önlemek, ölümcül kirliliği geri döndürmek ve türlerin kaybını önlemek için son şansımız olduğunu söylüyor” diyerek gelecek on yılın son şansımız olduğunu vurguladı.
Avrupa Komisyonu 12 Mayıs günü, Avrupa Yeşil Mutabakatı önemli bir çıktısı olan “Hava, Su ve Toprak için Sıfır Kirliliğe Doğru” adlı aksiyon planını kabul etmişti. Avrupa Birliği Yeşil Haftası’nda, 1-6 Haziran tarihlerinde, Daha Sağlıklı İnsan ve Gezegen için Sıfır Kirlilik temasıyla sağlık, biyoçeşitlilik ve ekosistem, üretim ve tüketim, Avrupa Birliği sınırları içinde ve dışında yeşil değişimi mümkün kılabilme başlıkları işlendi.
Sözün özü, sıfır kirlilik hedefinin temiz, iklim nötr ve döngüsel ekonomiye dönüşümün mühim bir öğesi olduğu ortaya kondu. Ülkemizin de Biyoçeşitlilik Sözleşmesi’nde imzası var. Bunların hepsi bizim yeşilimiz, mavimiz, toprağımız, suyumuz için mühim. Anadolu ve Rumeli doğamıza, ekosistemimize nasıl tahribatlar yaptık? Neleri sürdürüyoruz? Ne yapmalıyız? Ekosistemi toparlama eylem planımız ne? Sanayideki arıtma tesislerinin teknik yeterliliği ve denetimleri hususlarında maalesef yeterli olunamadığını Marmara Denizi mavi çığlığı ile gösterdi. Alıcı ortama katı-sıvı-gaz kirleticiler ve atık vermede üretici sorumluluğu vurdumduymazlığı ile denetleme eksiğimizi biliyoruz. Mükemmel en iyi uygulama örneklerimiz yanında ekosistem yüzsüzlerimiz çok. Bu haziran ülkemiz için de tarihimize ekosistemi yenileme ayı olarak geçsin. Biz de doğamızla beraber mutlu ve sağlıklı olalım.