Gerçeğe ulaşmak için izlenen yolun adıdır usul… Yığınca yol içinde kök sebebe giden yolun haritasıdır adeta… Asil olan usulden şaşmayandır. Asil gaz helyum ile asil metal altın; hangi usulden denense, yine kendi esasına sadık kalacaktır.
Asl’olan, kökler, asıllar… Nesline aslına dair her şey… İlkeler, aksiyomlar, kökler, atalar… Hukukun temel dayanakları… Asl (kök, ilke) Arapçadan dilimize geldi. Hukuktan siyasete, yönetimden mantığa dair pek çok alanda, onsuz meramımızı ifade edemeyiz.
Elinde iki aynı şey varsa, biri aslı, diğeri kopyasıdır. Asıl olan; ondan başka şeyler üreyebilendir. Kökeni anlatır bize. Gerçeğin kaynağı, kök sebebin bizatihi kendisi…
İnsan, aslını inkâr etmemeli… Aslını inkâr eden, haramzadedir derler. Usule ihanet etmiş sayılır. Aslen nerelisin? Bu usule dair bir soru gibi dursa da kökenin sorgulanıyordur. Temelin dayandığı kayayı merak etmektir.
Usul, fısıldamaktır aynı zamanda… Ve zaman; pürtelaş aşığın kulağına usulca fısıldar; “bana bırak…” Zira bağırmak, yeterince düşünemiyor olmanın ifadesidir. Zaman, usulca akarken değer üreten kimyaya dönüşür.
Aslı varken sureti zail olur… Orijinali dururken kopyasıyla işin ne… Usul, aslın varoluş mitidir. Sayıları alırsın, usulüne göre sıralarsın, asal sayılarla tüm diğerlerini tanımlayabilir, koca matematiği inşa edebilirsin. Yeter ki usule sadık kal…
İSTİKBAL KÖKLERDEDİR
Aslı faslı olmayana inanma, usulüne uygun olanı bil, yeter… Suret kovalarken dikkat et; aslını yitirebilirsin. Esasta haklı olsan da usuldeki hata, seni koca bir yanlışa götürecektir.
Neticede hayat; esasa dair olanı, usulünce yaşamanın adıdır. Esas olan hayatta kalmak ise usul, bunun yöntemi olacaktır. Unutmadan; esası bozuk ise usulünü yerine getirsen de kaybedersin. Usul, gereklidir de esas vazgeçilmezdir.