Tunç DİPTAŞ
Çok küçük zannettiğimiz konuşmaların kaderimizi şekillendirdiğini, ilişkilerimizi derinleştirip olumlu veya olumsuz sonuçlara yol açtığını ne kadar çabuk görürsek o kadar aksiyon alırız.
Hayat kalitesini artırmanın yolu hayati konuşmaları başarıyla gerçekleştirmekten geçer.
Yukarıdaki başlığı gördüğünüz zaman ilk aklınıza gelenin ne olduğunu tahmin edebiliyorum.
Büyük ihtimalle rehin alınmış bir kişiyi kurtarmaya çalışan özel güvenlik görevlisinin konuşmaları ya da cumhurbaşkanının devletle ilgili girdiği tartışmaları düşünüyorsunuz.
Evet, o tartışmalar ve konuşmalar hayatın seyrini değiştirecek cinsten… Ancak ben hepimizin gün içerisinde de çok ama çok önemli konuşmalar yaptığımızı ve bunların çoğunun farkında olmadığımızı düşünüyorum.
Günlük, normal diye düşünülen ama farkında olmasak da kaderimizi şekillendiren, hayatımızı yeniden yazmamızı sağlayan konuşmalar yapıyoruz.
Danışanlarımla yaptığım görüşmelerde genelde sorular bu önemli konuşmalar üzerine oluyor. Bunu şöyle söyleseydim nasıl olurdu? Bu tartışmaya nasıl yaklaşmalıyım? Ya da “kimi nasıl ikna edebilirim” üzerine stratejiler geliştiriyoruz. Biliyoruz ki önemli anlarda yapılan etkili konuşmalar ilişkilerin seyrini değiştirip hayatımızın kalitesini artırıyor.
Yöneticinin çelişkisi
John yıllardır kendisine danışmanlık verdiğim bir müşterim… Geçtiğimiz günlerde beni aradı. Bazı konularda önemli konuşmalar yapması gerektiğini ve bunun için benden fikir almak istediğini söyledi. John yaklaşık sekiz yıldır büyük bir şirkette pazarlama proje yöneticisi olarak çalışıyor.
Her gün sabahın 5’inde kalkıyor, bir saat trafikle boğuştuktan sonra herkesten önce iş yerinde oluyor ve sıkı bir şekilde çalışmaya başlıyor. Günde 12-13 saat çalışıyor ve bazen öğle yemeğini dahi unutuyor. En büyük hedefi çalıştığı şirkette terfi alıp pazarlama departmanının başına geçmek ve gelirini artırıp ailesi için daha iyi bir gelecek kurmak.
John, profesyonel yaşamının yanı sıra özel hayatında da başarılı olmak, daha fazla gelir ederek böylelikle eşine ve çocuğuna daha fazla zaman ayırmak istiyor.
Gelelim John’un bir hafta içerisinde gerçekleşen hayati konuşmalarına… John terfi alma zamanının geldiğini anlatmak için müdürünün odasına çıkıyor. Heyecanlı bir şekilde konuşmaya başlıyor. Ancak müdürü bu seneki performansından ve şirketin rakamlarından memnun olmadığını belirtiyor. John’ın terfi alması için yeterli bir konumda olmadığını düşünüyor. John müdürün odasından ayrılırken önünde iki seçenek olduğunu düşünüyor: Ya başını önüne eğip müdürünün düşüncesini kabul edecek ya da sinirlenerek yöneticisine haddini bildirecek. John takımını topluyor ve onlara şirketin iyi durumda olmadığını, yeni bir pazarlama stratejisi geliştirmeleri gerektiğini söylüyor. Dört yeni fikir kendisine sunuluyor ve bu fikirlerden birini tercih etmesi durumda diğer üç kişiye bu durumu nasıl anlatacağını bilemiyor. Takımdaki çalışanların mutsuz olmasının şirketteki diğer kişileri etkileyeceğini çok iyi biliyor.
John stresli geçen günün ardından evine geliyor. Kafasında bu iki olayı nasıl çözeceğini düşünürken eşi onunla konuşmak istiyor. Şirkette düzenlenen kutlama toplantısında bir başka çalışanla fl ört ettiğini gördüğünü ve bundan hoşlanmadığını söylüyor. John birçok kişiyle konuştuğunu hatırlıyor ancak kimseyle flört ettiğini düşünmüyor.
Bu konuşmalar sonunda John, eşinden ve şirketinden ayrılabilir ya da huzurlu ve mutlu bir aile ve iş yaşamına sahip olabilir.
Peki, bu önemli konuşmaları daha etkili yapmak için ne yapmalıyız? John bu durumda ne yapabilir?
1) Konuşmayı neden yaptığımızı ve hangi sonucu almak istediğimizi net olarak bilirsek daha etkili sonuçlar alabiliriz. Örneğin John yöneticisiyle yaptığı ikinci görüşmeye neden terfi alması gerektiğini net olarak bilerek girdi ve son 5 yılda yaptıklarını rakamlarıyla belgeleriyle sundu. Ve istediği terfiyi almayı başardı.
2) Duygularımız doğru ifade edildiğinde büyük bir güç halini alırlar. İnsanların kalbine dokunabiliyorsanız onları etkileyebilirsiniz. John eşiyle yaptığı konuşma sırasında duygularını başarılı bir şekilde ifade edip ve eşine olan sevgisini anlatabildiği için daha güvenlikli bir ilişki kurmayı başardı.
3) İnsanlar kendilerini güvende hissetmediklerinde ya seslerini yükseltirler ya da sessiz kalırlar. Güvenin olmadığı yerde de konuşmalar etkisiz ve başarısız oluyor. John takımıyla yaptığı konuşmalarda güven sağlayarak ve kendilerini önemli hissettirerek onların da mutlu olmalarını sağladı.
4) Gerçekleri hikayelerden ayırmamız gerekir. Önemli bir konuşma sırasında insanlar kendi kafalarındaki kurgulara göre karar verirler. Duygular yoğun yaşandığı zaman hemen hemen her zaman bu kurgular gerçeklerden uzaktır.
5) Bir diyaloğu başarılı kılmanın yolu etkili bir şekilde dinlemektir. Dinleyen ve soru sorarak yönlendiren taraf kontrolü elinde tutar.
Hayatta başımıza gelenler bizim kontrolümüzde değil. Ancak kontrolümüzde olan yaşadıklarımız hakkında ne hissettiğimiz ve olanlara karşı ne tepki verdiğimizdir. Bu tepkileri ne kadar etkili gerçekleştirirsek o kadar kaliteli ve başarılı bir yaşam sürebiliriz.