Günler haftaları, haftalar ayları kovalıyor, zaman akıp gidiyor.
Bu arada ne yazık ki, yakınlarını, evlerini, mallarını ve birikimlerini kaybeden yüzbinlerce depremzedenin hayatındaki zorluklar azalmıyor. Konteyner bölgelerindeki aileler minimum koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Çocukların eğitimine devam etmesi, bebeklerin bakımı, yaşlıların sağlık sorunlarının çözülmesi gibi öncelikli ihtiyaçlar var. Gençler mutsuz, kadınlar yorgun, erkekler umutsuz. Deprem bölgesindeki yurttaşlarımız orta ve uzun vadeli çözümler bekliyor.
Hayat Holding’in Hacettepe Üniversitesi iş birliği, AFAD koordinasyonu ve Malatya Valiliği desteğiyle Türkiye’nin en büyük konteyner yerleşkesi Malatya Samanköy’de kurduğu ‘Hayat İyi Yaşam Merkezi uzun vadeli bakış açısının ürünü olarak bir örnek oluşturuyor. Hayat İyi Yaşam Merkezi, akademik donanımıyla öne çıkıyor. Hacettepe Üniversitesi akademisyenlerinin birebir katkı sunduğu eğitim programları ile desteklenen merkezin, depremzedelerin orta ve uzun vadede rehabilitasyon süreçlerine katkı sağlaması hedefleniyor.
30 Ekim 2023 tarihinde faaliyete geçen Hayat İyi Yaşam Merkezi’ndeki tüm eğitim ve atölye çalışmalarının içeriği Hacettepe Üniversitesi’nin farklı bölümlerinden akademisyenlerin katkılarıyla hazırlandı. Üniversiteden konusunda uzman eğitmenlerle uygulamalı olarak gerçekleştirilen atölye çalışmalarında depremden en çok zarar gören bebeklerin, çocukların, gençlerin ve yaşlıların psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarına odaklanılırken; zihinsel, bilişsel ve fiziksel gelişimleri önceliklendirilerek orta ve uzun vadede rehabilite edilmeleri hedefleniyor.
20 bin depremzedenin konakladığı 3 bin 800 konteyner kapasiteli Malatya Samanköy Konteyner Kenti’nde 1 dönüm arazi üzerine kurulan Hayat İyi Yaşam Merkezi’nde her bir konteyner alanı, konteyner kentteki depremzedelerin farklı ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak tasarlandı.
Merkezde; 4000 kitaplık bir kütüphane, bilgisayar odası, anne ve bebek destek ünitesi, 65 yaş üstü destek ünitesi, ergoterapi ünitesi, oyunla gelişim ve sanatla gelişim üniteleri ile etüt ünitesi ve iki büyük çamaşırhane bulunuyor. Ünitelerin resim ve müzik alanlarında sanatla duyguları ifade etme, dışa vurum etkinlikleri, kitap okuma, yenidoğan bakım ve beslenme, çocukluk çağı aşılaması, çocuk ve yaşlılara yönelik ergoterapi uygulamaları, psikolojik destek gibi çalışmaların farklı yaş gruplarına göre günlük ve haftalık planlanması yapılıyor. Pazar günü hariç haftanın 6 günü sabah 09.00’dan akşam 18.00’e kadar süren eğitim ve atölye çalışmalarında depremzedelerin sosyal hayata yeniden kazandırılmaları için zihinsel ve bilişsel becerilerinin gelişimine katkı sunmak önceliklendiriliyor. Ayrıca merkezin bahçesinde çocuklar için bir açık hava parkı da bulunuyor.
Çevreye, insana ve topluma faydalı projeler gerçekleştirmeyi vicdani ve ahlaki bir sorumluluk olarak gören Hayat Holding, 6 Şubat depreminin hemen ardından bölgeye 200 adet yardım TIR’ı gönderdi. Bugüne kadar 100 milyon liraya nakdi ve 30 milyon ayni desteğin yanı sıra Hayat Gönüllüleri ile sahada depremzede vatandaşların yanında oldu. Kuruluş, Türkiye’nin en büyük konteyner yerleşkesi Malatya Samanköy’de faaliyete geçen Hayat İyi Yaşam Merkezi aracılığıyla yardımlarına devam ediyor.
Merkezin resmi açılışı, 14 Aralık 2023 tarihinde Malatya Vali Yardımcısı Bilal Basrı, Hayat Holding İcra Kurulu Başkanı M. Avni Kiğılı, Hayat Strateji ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Aysel Aydın, Hayat Holding Genel Sekreteri Osman Aksoy, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sibel Aksu, Prof. Dr. Serhat Ünal, Prof. Dr. Mine Durusu Tanrıöver ve konteyner kent sakinlerinin katılımıyla gerçekleşti.
Törende konuşan Hayat Holding İcra Kurulu Başkanı M. Avni Kiğılı, ilk dönem yaptıkları yardımlardan sonra, ikinci fazda bölgedeki vatandaşların orta ve uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamak hedefiyle çalıştıklarına dikkat çekerek şu yorumu yaptı: “Bu çalışmalardan edindiğimiz en önemli izlenim yaşanan travmanın etkisini azaltacak psikolojik ve sosyal desteğe olan ihtiyaçtı. Özellikle bebekler, çocuklar, gençler ve yaşlılar için sürecin oldukça zorlayıcı olduğunu tespit ettik. Hayat İyi Yaşam Merkezi projesinin temelleri bu tespitler üzerine inşa edildi.”
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran’ın verdiği bilgiye göre, çalışmaların başlangıcından itibaren çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen, Hacettepe Üniversitesi’nin bilimsel birikimi ve deneyimi Hayat İyi Yaşam Merkezi’ni ziyaret eden üç bini aşkın depremzede ile paylaşıldı. Merkezdeki ergoterapi, anne ve bebek destek, 65 yaş üstü özel ve sosyal destek, sanatla gelişim ve oyunla gelişim destek odalarında, 30 Hacettepe Üniversitesi personeli gönüllü olarak hizmet verdi.
Tesiste, çocuk ve gençlere yönelik erişkin eğitimi faaliyetleri ve okuma yazma eğitimleri de dahil olmak üzere farklı konularda akademik çalışmalara devam ediliyor. Bölge halkının sosyal ihtiyaçları göz önüne alınarak grup çalışmaları ve sohbetleri ile psiko-sosyal rehabilitasyona katkı sağlanıyor.
Pirelli yönetimi, kuruluşun 150. yılında, Türkiye için çok değerli bir çalışmaya imza attı.
Anadolu’nun antik yollarında tarihin ilk teker izlerini takip eden gazeteci dostumuz Okan Altan ve Fotoğraf sanatçısı İrfan Bilir 30 günlük çok yoğun bir çalışmayla 10 bin kilometrelik bir yolculuk yaparak, Türkiye’yi bir uçtan bir uca katettiler. Ziyaret ettikleri 150 antik yolu bir belgesel ve bir kitapta arşivlediler.
Farklı uygarlıkların mobilite alışkanlıklarını inceleyerek Anadolu'nun zengin tarihini aydınlatan proje, yukarı Mezopotamya’dan Eti kültürüne, Frigya’dan Kilikya’ya, Pamfilya çizgilerinden Torosların kuzeyine geniş bir coğrafyada zengin bir kültürel perspektif sunarak Türkiye’nin köklü mirasını da gözler önüne seriyor.
10 bin kilometre süren yolculuğun zorlu koşullarında, Pirelli Scorpion lastikleri kullanıldı.. Tüm yolculuk Mercedes-Benz’in ikonik modellerinden G 400d ile gerçekleşti. Pirelli Antik Yollarda kitabı tarihe duyulan derin bir saygıyı yansıtıyor.
Geçmişten geleceğe mobilite kavramının anlaşılmasında bir bağ kuran çalışmada, çizilen rota ve uğranan güzergâhlar, koordinatları ile birlikte detaylı bir şekilde kitaba ve web sitesine aktarıldı.
Milattan çok öncesine uzanan dünyanın en eski yolları üzerinde tarihin ilk teker izlerinin arandığı yolculuk bilinen tarihin öncesinden Yukarı Mezopotamya’dan başlıyor. Eti kültürüne, Frigya’ya, Kapadokya’ya, Kilikya’ya, Pisidia, Lidya, Karya, Likya Pamfilya çizgilerinden Toroslar’ın kuzeyine 8 bin yıl öncesine neolitik dönemlere geçildikten sonra daha yakın tarihli eksi 2000 yaşındaki birçok patikaya geri dönüldü.
Güneydoğudan kuzeye ve batıya sonra güneyden yeniden başlayan antik yolları keşif turu, Nemrut, Kemaliye ve Urfa’dan İç Anadolu’da Alacahöyük, Hatttuşaş, Tuz Gölü’ne, batıda Asos, Bergama ve Afrodisyas’a, Akdeniz’de ise Fethiye, Knidos, Taşlıca, Kaunos, Toroslar ve Tarsus’a kadar uzanıyor. Bütün bu kültürlerin bir araya getirildiği kitap ise baş döndürücü bir arkeolojik zenginliğe sahip dünyanın en değerli müzelerinden biri olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile açılıyor. Müze, Paleolitik Çağ’dan Hititler ve Urartu Krallığı’na uzanan dünyanın en eski medeniyetlerine dair izler sunuyor.