Enflasyon, ekonomi yönetiminin sürekli olarak tekrarladığı; “düşecek” söylemiyle düşer mi? Her ayın başında açıklanan rakamlar tırmana dursun; “zirve yaptı, inecek” tekerlemesi; bir işe yarıyor mu? “En kötüsü geride kaldı” avuntusu, hayat pahalılığını aşağı çeker mi?
Elbette tüm bu soruların cevabı; “hayır” ama bu yalancı çobanlık, hangi kuzuyu, kurdun pençesinden kurtaracak? Son söyleme bakıyoruz; “enflasyon için tedbir almak yerine biz büyümeyi seçtik.” İyi de enflasyonun büyümeyi şişmeye, ekonomiyi krize, vatandaşın hayatını cehenneme çevirmesine ne demeli?
ENFLASYON SEÇİM SONRASINA KALDI
Sorun şudur ki piyasaları seçime kadar “enflasyon düşecek” söylemiyle oyalayabilir misiniz? Her ay, “bir sonraki ay zirve yapacak sonra inecek” ifadesini piyasa aktörlerinin unuttuğunu mu sanıyorsunuz? Her tahmininiz çıkmıyorsa, yeni tahmin (temenni) ile amacınız nedir?
Biliyoruz ki seçim sürecinde hükümetin enflasyonla mücadelesi mümkün olamaz. Gayet açıktır ki enflasyonla mücadele, seçim sonrasında sandıktan çıkacak hükümetin işi olacak. Kaldı ki muhalefetin de enflasyonla mücadeleye dair dişe dokunur çalışması yok ise daha uzun yıllar enflasyon pençesindeyiz.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Havanda su dövmek nedir?
Çözümü yanlış yerde aramaktır, kalabalıkları laf kalabalığıyla idare edebileceğini sanmaktır. Beyanatlar, vaatler, sahte müjdelerle yetinmek ve sorunun özüne dair yapılması gerekenlerden uzaklaşmaktır. Havanda su dövmek, sorunu kendi sorumluluk alanının dışına ötelemektir.
Elekle su taşımak nedir?
Olmayacak şeyleri denemektir. Misal faizi arttırmamak için, faize dair her değeri zıplatmaktır. Bankaları %14’ten fonlarken Hazine’yi %29’dan borçlandırmaktır. Kur Korumalı Mevduat diye yola çıkıp mevduatı korumak yerine kuru korumaktır.
NOT
YANLIŞ SÜRDÜRÜLEBİLİR MİDİR?
Eğer merdiveni yanlış duvara dayamışsan, basamakları hızla çıkmak seni zirveye değil, düşeceğin uçuruma vardırır. Ekonominin gereğini yapmak yerine faizi NAS’a bağlayıp tüm makroekonomik değerleri bozmak, temel bir yanlıştı. Oysa çok nas, faiz usandırır. Usandırdı da…
Şimdi bu yanlış yoldan nasıl dönülecek? Bizler sürdürülebilirlik derken, büyümeden, istihdamdan, ihracattan, üretimden söz ediyorduk. Yanlışta sürdürülebilirlikten değil…
Dostoyevski’nin ifadesiyle; “yanlış trene bindiğinizde ilk istasyonda inmeye çalışın, çünkü mesafe ne kadar artarsa, dönüş maliyeti de o kadar artar.” Ekonomi; yanlış trendedir, Heterodoks seferinde eklektik istimle yol alınıyor. Onlar da farkında ama trenden atılma korkusu yüzünden son istasyona dek gidilecek gibi. Son istasyon mu? Geri döndürülemez ekonomik hasarında bitkisel hayat.