Bir ülkeyi güçlü kılan, ekonomi, iç ve dış politikayı ahenk içinde yürütmesi, bunların herhangi birinde atılan adımların, diğerlerinde izlenen stratejiyi "baltalamasını" engellemesinden gelir.
Yerel seçimlerin ardından dört yıllık "seçimsiz döneme" giren Türkiye'nin de bu ahengi tutturması bekleniyordu. Ancak ilk işaretler aksine geldi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, IMF ve Dünya Bankası toplantılarına katılmak üzere gittiği Washington'da yabancı yatırımcılara Türkiye'de mali istikrarı sağlaması planlanan ekonomi planını anlatırken, İstanbul'da Cumhurbaşkanı Erdoğan Hamas'ın siyasi büro şefi İsmail Haniye'yi ağırladı. Hamas, Türkiye'nin yatırım beklediği Batı ülkeleri tarafından resmen "terör örgütü" ilan edilmiş durumda. ABD ve Avrupa Birliği'nin terör listesinde yer alan bir örgütün kilit isimlerinden biriyle en üst düzeyde verilen fotoğrafın, o çok beklenen yatırımlara etkisi olacağı aşikar. Daha birkaç ay önce ABD'nin, aralarında Türkiye merkezli bir şirketin de yer aldığı, dünyanın değişik yerlerindeki pek çok şirkete "Hamas'ın mali operasyonlarında kullanıldıkları" gerekçesiyle yaptırım uygulama kararı aldığı da unutulmamalı.
NEDEN KATAR'DA GÖRÜŞÜLMEDİ?
Katar'la üslenmiş durumdaki Hamas siyasi liderleriyle, bizzat Hamas'ı terör örgütü ilan eden ülkeler bile dolaylı olarak görüşüyorlar. Eğer amaç Hamas üzerinde etki kullanmak ise, Türkiye de Katar'da görüşme yolunu seçebilirdi.
AK Parti hükümeti dış politika söyleminde Filistin davasına verdiği desteği çok güçlü ifadelerle sürekli dile getiriyor zaten. Durum böyleyken, böylesine bir "fotoğrafa", mevcut zaman diliminde, ne oranda ihtiyaç vardı, bunu tartışmak gerekir elbette.
ANKARA TRUMP'A MI YATIRIMA YAPIYOR?
Erdoğan ile İsmail Haniye'nin el sıkıştıkları fotoğrafın Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlandığı saatlerde, dış politikaya ilişkin kritik bir başka söylenti daha ortaya çıktı; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 9 Mayıs'ta Washington'a yapması beklenen ziyaretin iptal edildiği yayıldı.
İptal haberi henüz ne ABD, ne de Türkiye resmi kaynakları tarafından doğrulanmasa da, bu söylentinin çıkmasının bile Erdoğan-Haniye fotoğrafıyla ilişkisi olduğunu tahmin etmek güç değil. Türk hariciyesinin, tam da Beyaz Saray randevusuna günler kala, böylesine bir fotoğrafın Washington'da "kaşların kalkmasına" neden olacağını hesaplamış olması gerekir. Belki de Ankara'daki "hesaplarda", Kasım ayında yapılacak ABD Başkanlık seçimleri'nde Trump'ın kazanma ihtimalinin büyük olması da dikkate alınmıştır, kim bilir?
İŞİN İÇİNDE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OLABİLİR Mİ?
Türkiye'de tam da seçimsiz geçeceği planlanan 4 yıllık süreye girildiğinde AK Parti hükümetinin, Hamas'ın en kritik isimlerinden birini İstanbul'da ağırlamasının iç politika açısından bilindik bir kazancı olmayacağı aşikar. Ancak burada "bilinmedik unsur" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni Anayasa planı olabilir.
Türkiye'deki mevcut sistem uyarınca, Anayasa değişikliği için 360 milletvekili "kabul" oyu verirse, değişiklik referanduma götürülüyor. Ancak "kabul" oyu veren vekil sayısı 400'e ulaşırsa, referanduma gerek kalmadan değişiklik gerçekleşiyor.
Son yerel seçim sonuçlarının ardından Erdoğan yönetiminin yeni Anayasa taslağını referanduma götürme ihtimali pek yok. Ancak İYİ Parti'nin 27 Nisan'daki kongre sonuçlarına bağlı olarak, AK Parti-MHP İttifakı'nın TBMM'de "400 kabul oyunu" zorlayacak bir oyun planına yönelmeleri mümkün. Haniye ziyareti, TBMM'de mevcut durumda "muhalif" kanatta yer alan Deva, Saadet, Gelecek ve hatta Yeniden Refah Partileri tarafından "mennuniyetle karşılanacak" bir gelişme. Haniye ziyaretinin zamanlamasına bu açıdan da bakmakta fayda var.