Hala reflasyon

Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Arjantinli kaleci Carlos Roa, 1999 yılında dünyanın sonuna hazırlanmak için futbolu bıraktı. Piyasalarda da piyasaların sonunu ısrarla bekleyen insanlar var. Bu durum, piyasalarda ayı piyasaları yoktur anlamına gelmiyor ama piyasaların sonu anlamına gelecek durumlar da sık rastlanan şeyler değil.

Biz “iniş yok” yani "reflasyon” temamızın arkasında duruyor, bunun bir “risk on” yani “risk iştahı yüksek bir rejim” olduğunu tekrarlıyoruz. Dolayısıyla düzeltmeler olsa da trend anlamında olumlu olmaya devam ediyoruz. 

S&P500 şirketlerinin yaklaşık yarısı bilançolarını açıkladılar ve şu ana kadar birinci çeyrek için beklentilere paralel yüzde 3,5 kar büyümesi gördük. Geçtiğimiz hafta gelen Alphabet, Meta ve Microsoft bilançoları, beklentilerden güçlü gelirken, “risk on” moduna destek oldular.

Bir sonraki durağın “stagflasyon light” olacağını düşünüyor ve bazı verilerin o yönde gelmeye başladığını görüyoruz. Bir kere “yapışkan enflasyon” tahmin edilenden daha nemli bir tema olacak gibi duruyor.

Cuma günkü Michigan Üniversitesi Tüketici Duyarlılığı anketi de genel olarak "güçlü ABD ekonomisi" temasını desteklemiyordu. Avrupa'daki veriler ise ECB’nin Haziran faiz indirimini destekler nitelikte olmakla beraber "yapışkan enflasyonun" emareleri gösteriyordu. Bunlar "stagflasyonun light" temasının hâkim piyasa teması haline gelmesi, riskin artmaya devam ettiği anlamına geliyor ama daha fazla veri o yönde gelmedikçe buna göre, yani henüz bir “risk off” rejimine, pozisyon alınmasını doğru bulmuyoruz.

Stagflasyon light hariç, genel olarak olumlu global görüşümüz açısından birkaç risk olduğunu düşünüyoruz.

Daha önce, işlediğimiz gibi CRE önemli bir risk ama bugünün konusu olmaktan ziyade aylar sonrasının konusu olmaya aday gibi duruyor. Küresel ve özellikle kritik seviyelere gelmiş olan ABD, 10 yıllık faizler de önemli bir risk ki faiz yükselişi de bir risk. Ama bu reflasyon rejiminde beklenen bir şey yeter ki bu yükseliş kontrolsüz ve hızlı olmasın.

Daha önemli gördüğümüz piyasalarda, türbülans yaratabilecek risk ise yuan ve yen’in para piyasalarındaki durumu. Yen, dolar karşısında son 34 yılın en zayıf seviyesine geriledi. Yen/yuan yani JPY/CNH çaprazının tarihi düşük seviyede olduğunu belirtelim. JPY/CNH tarihi düşük seviyelerinde olması yuan’da devalüasyon riskini artıyor.

Yurt içine gelecek olursak, mevsimsellikten arındırılmış Ekonomik Güven Endeksi Mart ayında 100 değerini gördükten sonra Nisan’da aylık olarak 1 puan azalarak 99’a geriledi. Ayrıntılara baktığımızda endeksteki bu gerilemenin, hizmet sektörü güvenindeki 3,3 puanlık düşüşten kaynaklandığını görüyoruz. Diğer yandan, reel sektör ve inşaat sektörü güveni Nisan ayında yatay seyrederken, perakende sektörü güveni 2,2 puan, tüketici güveni ise 1,1 puanlık artışlar gösterdi.

Mart ayı dış ticaret açığı ise daralma trendini bu ay da devam ettirdi. Buna göre dış ticaret açığı Mart ayında yıllık bazda yüzde 12,4 azaldı ve 7,3 milyar dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise 2023 Mart ayında yüzde 73,8 iken, 2024 Mart ayında yüzde 75,5'e yükseldi. Yılın ilk çeyreğinde ise dış ticaret açığı yıllık bazda yüzde 41,5 azaldı. Yani 34,8 milyar dolardan, 20,3 milyar dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı, 2023 Ocak-Mart döneminde yüzde 63,8 iken, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 75,8'e yükseldi. 12 aylık dış ticaret açığı ise 92,9 milyar dolardan 91,9 milyar dolara daha sınırlı bir gerileme gösterdi. Çekirdek diye tabir ettiğimiz altın ve enerji hariç dış ticaret açığı ise Şubat’taki 25,1 den 24,6 milyar dolara sınırlı bir iyileşme gösterdi.

Piyasalara bakacak olursak, Türk sermaye piyasaları için olumlu ama seçici görüşlerimiz devam ediyor. Sene başında yayınladığımız strateji raporunda yerel seçimlerden sonra ekonomik politikalarda değişiklik beklemediğimizi ifade etmiştik ve bu görüşümüz devam ediyor. Hızlı değişen gündem içinde gözden kaçmış olabilir ama Türk hisse senetleri 2024 yılbaşından bu yana dolar bazında yaklaşık yüzde 20’yi aşan getirisi ile dünyada birinci sırada ve ikinci sıradaki Tayvan’ın yaklaşık iki katı kadar getirisi olmuş. F/K’ların hala gelişmekte olan ülkelere nazaran yüzde 60 civarında olması, yabancı yatırımcı ilgisinin devamını ve reyting artışları bekliyor olmamız, trend anlamında olumlu görüşümüzün sebeplerinden bazıları olduğunu söyleyebiliriz.

Tüm yazılarını göster