Günlük bazda amortisman ayırma hakkı

Veysi SEVİĞ Bize Göre

7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ve Vergi Usul Kanunu’nun 320’nci maddesine eklenen üçüncü fıkra ile isteyen mükelleflere gün esaslı amortisman ayırma hakkı tanınmıştır. Bu hak, değişikliğin yürürlüğe girdiği 26 Ekim 2021 tarihinden sonra işletme aktifine yeni kaydedilecek amortismana tabi iktisadi kıymetler için söz konusudur.

İsteyen mükellefler, günlük esasta amortisman konusu olacak iktisadi kıymetlerin kullanıma hazır oldukları tarihten başlamak üzere, bu kıymetlerin her bir hesap döneminde aktifte kaldığı gün sayısına göre amortisman ayırabileceklerdir. Gün esasına göre amortisman uygulaması, iktisadi kıymetin aktife girdiği yılla amortisman ayrılması anlamına da gelmektedir. Sürenin gün olarak hesaplanması için Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca tespit ve ilan edilen faydalı ömür süreleri 365 ile çarpılarak belirlenecektir.

Ancak günlük veya yıllık amortisman uygulamasına başlandıktan sonra bu uygulama değiştirilemeyecektir.

Ayrıca, günlük bazda amortisman uygulanmasında amortisman usulü yönünden herhangi bir değişiklik yapılmadığından, gün esaslı amortisman uygulamasını tercih eden mükelleflerin azalan bakiyeler veya normal amortisman yöntemini uygulamaları mümkün bulunmaktadır.

7338 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile Vergi Usul Kanunu’nun 318. maddesinin birinci fıkrasına “Ayrı ayrı tespit edilen nispetler, kanunun 320. maddesinin üçüncü fıkrası uygulamasına konu iktisadi kıymetlerin; Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan tebliğ ekindeki listelerde yer almaması veya faydalı ömürleri ile amortisman oranlarında değişiklik yapılan amortismana tabi iktisadi kıymetler için amortisman nispetlerinde değişiklik yapılması halinde, ayrı ayrı belirlenecek oranlar ilgililerin müracaatta bulundukları tarihten itibaren geçerli olacaktır.”

Diğer taraftan faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar kıst amortisman ayrılması uygulaması ise aynen devam etmektedir. Bu kapsamdaki mükelleflere 320’nci maddeye eklenen üçüncü fıkrada yer verilen “ikinci fıkra kapsamındaki hariç” hükmü ile binek otomobiller için günlük kıst amortisman uygulaması imkanı tanınmamıştır.

Ayrıca gün esaslı amortisman uygulanacak iktisadi kıymetlerde amortisman uygulamasının bunların kullanıma hazır olduğu tarihte başlaması öngörülmülmüştür. Kullanıma hazır halde bulunma, alındığı şekliyle kullanılacak iktisadi kıymetlerde sözleşme şartlarının yerine getirilip, kıymetin teslim alınmasını veya gümrükten çekilip işletmeye dahil edilmesini, kullanılması için montajı gerekli kıymetlerde montajın tamamlanmasını, inşaa ve imalat hesabından sabit kıymet hesabına alınmasını ifade eder. Amortismana tabi iktisadi kıymetin kullanılmaya hazır halde olması fiilen kullanılmaya başlama koşulunu içermemektedir.

Türk Vergi Sistemi’nde kıst amortisman uygulaması, daha önce 4008 sayılı Kanunla getirilmiş, ancak sisteme yöneltilen eleştiriler nedeniyle uygulama kısa bir süre sonra sadece binek otomobiller ile sınırlandırılmıştır. Mevcut kıst amortisman uygulaması, amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer itfa süresinin son yılında yok edildiği için dönemsellik ilkesiyle uyumlu bulunmamıştır.

Amortisman ister yıllık esasta, ister binek otomobilleri için uygulanan haliye kıst olarak ayrılsın her iki halde de dönemsellik ilkesiyle tam olarak uyumlu değildir. Mevcut kıst uygulamasında amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer itfa süresinin son yılında yok edilmektedir. Yıllık esasta amortisman ayrılması halinde de iktisadi kıymet hangi tarihte aktife girerse girsin ilk yıl için tam amortisman ayrılmaktadır. Ayrıca faydalı ömrün dolduğu yılda da amortisman ayrılması söz konusu olmamaktadır.

Amortisman nispetleri halen faydalı ömür esasına göre belirlenmektedir. Bu nedenle amortisman ayrılan dönemlerin faydalı ömürle örtüşmesi halinde dönemsellik ilkesine de uyum sağlamış olacaktır.

Amortisman sürelerini belirleme konusunda uygulayıcılara serbestlik tanınmıştır. Bu serbestlik öngörülen amortisman süresinin kısaltılması yönünde değil, uzatılması yönünde tanınmıştır. Bilindiği üzere değişiklikten önce amortisman süresi Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilen faydalı ömürlere göre belirlendiğinden mükelleflerin bu sürede değişiklik yapma hakları bulunmuyordu.

Vergi Usul Kanunu’nun 320. maddesine eklenen dördüncü fıkra hükmü ile mükelleflere; Hazine ve Maliye Bakanlığının iktisadi kıymetler için tespit ve ilan ettiği faydalı ömürlerden kısa olmamak üzere, her yıl için aynı nispeti uygulamak ve tespit edilecek sürenin Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın iktisadi kıymetler için tespit ve ilan ettiği faydalı ömürlerden kısa olmamak üzere, her yıl için aynı nispeti uygulamak ve tespit edilecek sürenin Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen sürenin iki katını ve elli yılı aşmaması kaydıyla amortisman süresini diledikleri şekilde belirleme imkanı tanınmıştır.

Mükellefler süre konusunda tercihlerini, iktisadi kıymetin envantere alındığı geçici vergi dönemi sonu itibarıyla yapmak zorundadır. Bu şekilde belirlenen amortisman süresi ve oranı izleyen dönemlerde değiştirilemeyecektir.

Söz konusu konuya ilişkin Kanun’un 34’üncü maddesi, yayım tarihi olan 26.10.2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle bu tarihten sonra envantere alınan iktisadi kıymetlerin amortisman süreleri yukarıdaki koşullar dahilinde serbestçe belirlenebilecektir.

Farklı amortisman süresinin tercih edilmesi halinde, bu tercihin envantere dahil tüm amortismana tabi iktisadi kıymetler açısından geçerli olacağına dair bir belirleme yapılmamıştır. Bu nedenle mükelleflerin diledikleri iktisadi kıymetler için farklı amortisman süresi tercih etmeleri mümkün olabilecektir. Ancak iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz eden kıymetlerin tamamı için aynı tercihin yapılması koşulu da aranabilr.

Tüm yazılarını göster