Gündemi Ayarlama Enstitüsü (GAE) olarak, bu haftaki ünitemiz; “yurtdışı çıkış harcını artırma” olarak belirlendi çocuklar…
Şimdi sizden gündemi meşgul edecek bu konu için yaratıcı düşünceler, tweetler, sosyal medya paylaşımları bekliyorum. Ben kim miyim? Elbette Gündemi Ayarlama Enstitüsü Müdürü…
Bayram öncesi insanların dikkatini ekonomiden ayırmak için köpek uyutmayı konu edinmiştik. Ancak 2 haftada bitti, gitti. Sonra bayramda gündem saptıralım dedik, trafikti, kurbandı, kazaydı derken o da bitti gitti. Emekli hala söyleniyor, asgari ücretli inliyor ve bize sosyal medyayı oyalayacak konu lâzım.
Harç mı haraç mı?
Bak bu slogan tutar. Halen yurtdışına çıkış harcı 150 lira ve Anayasa’ya dahi aykırılığı konuşulurken onu 20 kat artırmayı önersek? Bak, bu tutar ve patlar. Nice yurttaş öğrenci, ihracatçı ve yerli turist var bu işi tartışacak… O halde yurt dışı çıkış har(a)cını, 150 lira yerine 3,000 lira yapmayı önerelim. İyi de attığımız taş, ürküttüğümüz kurbağaya değer mi? Yani bu önerinin etki analizi? Geçen yıl 8,7 milyon kişi yurtdışına çıkmış, bu yıl da hesap gösteriyor ki 6 aylık 12,5 milyar lira tutacak. Devede kulak, buna değer mi? Evladım sen konuyu kavrayamamışsın, amaç; gündem kaydırmacadan ibaret.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Yanlışlara dair…
■ Şimdiye dek hangi yanlışlar yapıldı?
Heterodoks, dünya çıkartırken faiz indirme, KKM’yi uzatmak, çiftçiye rekabetsiz taban fiyat, baştan sona bakan seçimleri, Merkez Bankası’nda 6 yılda 6 başkan değiştirmek, ekonomiyi bir epistomolojik kopuğa teslim etmek, kurusıkı para politikası, doludizgin kamu israfı, ekonomi bilmeden yönetmek.
■ Sırada hangi yanlışlar var?
Faizi artırdık ama kura yaramadı ve şimdi dünya indirecek diye biz de faizi yeniden gündeme taşıyoruz. CB söylenmeye başladı bile. Tasarruf genelgesi yürümedi, kamu yeni itibar harcamaları peşinde. Ücretliye, emekliye zam yok ama vergi silmeye, fakirden alıp zengine aktarmaya devam.
not / TÜM MAYINLARA BASMAK ZORUNDA MISINIZ?
En azından daha önce basılmış mayınlar üzerinden yürüyün ki her bastığınız mayında bacağınız kopuyor. Seçimin kaybedildiğinin farkına dahi varamayan bir anlayış, ekonomide yeni hata arayışlarına girdi bile… Biz; “kayıt dışına yönelin” dedikçe kayıtlı ekonomiye yükleniyorlar.
Asgari kurumsal vergi, asgari gelir vergisi, kiracıları kontrata bağlayacağım diye veriye dayanmayan salma cezalar yolda… Yeni vergiler gelecek dediğim için Dezenformasyon Ofisi’nden “aranıyor” tadına yalanlama posteri yayınladılar, şimdi “vergi yok” diye diye kıl yün vergiler üretmeye başladılar.
Yurtdışı harcı sıradan bir örnek… Şimdi yeni torba yasalar hazırlanıyor. Sanırım kamuda “acaba nereden para kaldırabiliriz?” konularını çalışan cin fikir uzmanlar (!) var. Dev projelere ek vergiler getirmeyi düşünenler mi ararsın, ihracatçının dövizine nasıl çökersin diye cinlik düşünenleri mi?
Hiçbirinin aklına da harcamaları kısmak gelmiyor nedense… Gelir peşinde koşarken sürekli mayınlara basıp ekonomiyi daha da çıkmaza sokmak yerine inovasyonu “harcama azaltıcı tedbirler” üzerine yapsalar iyi olmaz mıydı? Asgari ücretliye, emekliye, engelliye para yok ama lüksünüze var… Tüm mayınlara basmasak… Denenmemiş yanlış bırakmayıp sonra doğru yolu bulmak, en maliyetli yöntem değil midir? Bu kadar yüksek bedelli hatalar manzumesi ile ekonomi, sürgit yönetilemez ki…