Malum yaz dönemi şirketlerdeki profesyonellerin çoğunlukla tatil amaçlı izinlerini kullandığı dönem. Hatta bu durum sadece ülkemiz özelinde bir durumda değil. Hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki işletmeler içinde benzer durum söz konusu. Dolayısıyla işlerin “bir tık” yavaş aktığı bir dönem yaz mevsimi. Ama yine de gümrük ve dış ticaret tarafının en azından işlem bazında olmasa da regülasyon bazında dinamik bir yaz dönemi geçirmediği söyleyemem. O yüzden gümrük ve dış ticaret çalışanları maalesef her dönem yoğun bir sürecin parçası olmak durumunda kalıyorlar. Hadi gelin, son dönemde öne çıkan başlıklara şöyle bir göz atalım.
Gümrük Müşavirliği Asgari Ücret Tarifesi Güncellendi
Gümrük müşavirliği asgari ücret tarifesi bilindiği üzere her sene yılsonunda Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan bir tebliğ ile ilan ediliyor. Ancak son birkaç yıldır yaşanan yüksek enflasyon sebebiyle ara dönemlerde yapılan asgari ücret artışlarına bağlı olarak tarife üzerinde yıl ortasında güncellemeler yapılmakta. Geçtiğimiz ay da, Ticaret Bakanlığı 2023 yılının ikinci yarısında geçerli olacak asgari tarifeyi Resmi Gazete’de yayınlanan bir tebliğ ile ilan etti ve gümrük müşavirliği asgari ücret tarifesinde ortalama % 30’luk bir artış yapılırken, yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği ücret tarifesinde yaklaşık % 20’lik bir artış yapıldı. Yapılan güncellemelerin ne kadar tatminkar olduğu elbette her bir kişi ve kurum tarafından farklı değerlendirmelere konu olabilir ancak asıl olanın yıl ortalarında herhangi bir artış yapılmasına gerek olmayacak bir ekonomik ortamının tesis edilmesi gerektiği konusunda eminim hepimiz mutabıkız.
Daha az Kıymet Araştırması Mümkün mü?
Gümrük kıymeti, gümrük vergilerinin doğru tahsil edilmesi noktasında beyanın belki de en önem unsuru. Zira ad valorem yani değer esasına göre vergilendirmede gümrük vergileri beyan edilen gümrük kıymeti üzerinden hesaplanarak tahsil ediliyor. Gümrük işlemlerinde gümrük kıymeti ise esas itibariyle eşyanın satış bedeli. Gümrük idaresi beyan edilen kıymetin doğruluğundan şüphe ettiğinde uygulamada kıymet araştırması başlatabiliyor. Bu araştırma kapsamında özetle ithalatçıdan beyan edilen kıymetin doğruluğunu ortaya koyan onaylı bazı belgeler talep edilirken, ithalatçının aradaki fark kıymete tekabül eden vergiler kadar teminatı gümrük idaresine vermesi gerekiyor. Kıymet araştırması özellikle referans kıymet veya ithalatta kıymet bazlı gözetim veya kayıt belgesi uygulamasına tabi olan eşya için gümrük idarelerince yoğun şekilde işletilen bir mekanizma.
Kıymet araştırması sürecinde gümrük idaresi tarafından talep edilen dokümantasyonun yoğunluğu ve ithalatçıların vermekte oldukları teminatlara ilişkin süreçlerin dış ticaret erbabını hem maddi hem de iş yükü bakımından yorduğu ifade etmek gerekiyor.
Geçtiğimiz haftalarda Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından bu konuda iki yazı yayınlandı. Bu yazıların birinde beyan edilen gümrük kıymetinin gerçeklik ve doğruluğu konusundaki tereddütlerin ortadan kalkmış olması durumunda, kıymet araştırması sürecinde sunulan belgelerin onaylı olmamasının tek başına beyan edilen kıymetin reddini gerektirmediği ifade edildi. Diğer bir yazıda ise petrokimyasal ürünler özelinde; gümrük idaresi tarafından ithalatlarda beyan edilen kıymete ilişkin değerlendirme yapılırken, eşyanın geldiği ülke ya da ticaret yapılan ülke dışında, yükümlüsünce yapılan açıklamalar ve sunulan bilgi ve belgeler çerçevesinde alıcı ve gönderici arasında imzalanan sözleşmede kararlaştırılan borsa/fiyat türünün de göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulandı.
Gümrükler Genel Müdürlüğünün yukarıda kısaca içeriğinden bahsettiğimiz her iki yazısını, gümrük idarelerinin sunulan kıymetin doğruluğunu tespit etmelerinde öncelikle dikkate almaları gereken verilerin ithalatçı tarafından sunulan bilgiler olması, kıymet tespiti yapılacak eşyanın özel durumlarının (eşyanın borsaya tabi olabileceği ve fiyatının günden güne değişebileceği) söz konusu olabileceği ile ithalatçı tarafından talep edilen dokümantasyona ilişkin sunulan belgelerdeki usule dair basit eksikliklerden ötürü (belgelerin onaylı olmaması gibi) belgelerin gümrük idareleri tarafından reddedilmemesi gerektiği şeklinde yorumluyorum.
Doğrusunu söylemek gerekirse gümrük idaresinin ithal edilen eşya için kıymet araştırması başlatabilmesinin uygulamada beyan edilen kıymetin doğruluğuna dair elinde daha somut şüphelerin veya bulguların olması gerektiğini değerlendiriyorum. Aslında hangi durumdalar gümrük idaresinin kıymet araştırması başlatması gerektiğine dair daha net hükümler içeren bir düzenleme yapılırsa kafalarda soru işaretleri de ortadan kalkabilir. Zira aylar süren ve çoğundan elle tutulur bir sonuç alınamayan kıymet araştırmaları uygulamada hem dış ticaret erbabını hem de gümrük idaresini yormakta.
Bazı Eşyada Marka ve Model Beyanı
Yakın dönemde Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından tüm gümrük ve dış ticaret bölge müdürlüklerine iletilen bir diğer yazıda ile bazı eşyaların ithalinde gümrük beyannamelerinde marka ve model belirtilmesi zorunlu hale geldi. Oyun konsolu, robot süpürge, elektrikli scooter, projektör, hoparlör ve kulaklı bu eşya arasında yer alıyor. Dolayısıyla bu cinsteki ürünleri ithal eden ithalatçıların gümrük beyannamelerinde marka ve model bilgisi yer almaması halinde beyanname tescil edilemeyecek ve bir anlamda gümrük beyanı yapılamamış olacak.
Doğrusunu söylemek gerekirse başlatılan bu uygulamanın son derece yerinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu cinsteki eşyanın kıymeti marka ve modele göre önemli ölçüde değişkenlik göstermekte. Kıymetin doğru olmasının gümrük idaresi için gümrük vergilerinin noksan tahsil edilmemesi bakımından ne kadar önemli olduğunu bir üst bölümde ifade etmiştik. O yüzden ben bu durumun son derece doğru bir uygulama olacağı kanaatindeyim. Hatta “bluetooth kulaklıkların” da neden listede yer almadığını düşünmüyor değilim.