Gümrükte 2022 yılını kapatıp, 2023’ü beklerken

Fatih UZUN Gümrük ve Dış Ticaret Dünyası

2022 yılının yavaş yavaş sonuna doğru geliyoruz. 2022 yılında dış ticaret işlemleri açısından rakamların 2021 yılına göre daha arttığı bir durum söz konusu. Elbette bunun çok farklı sebepleri mevcut. Kurun rezerv yönetimi politikaları kapsamında görece düşük seyretmesi nedeniyle ithalatın cazip gözükmesi, tedarik zincirindeki problemlerin 2022 yılında görece azalması gibi.

Dış ticarette en son Ekim ayı verilerini gördük. 2022 yılı Ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre ihracat, %2,8 oranında artarak 21 milyar 298 milyon dolar, ithalat, %31,9 oranında artarak 29 milyar 303 milyon dolar, dış ticaret hacmi, %17,9 oranında artarak 50 milyar 601 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yılı da yaklaşık 100 milyar doların üstündeki bir dış ticaret açığı ile kapatacak gibi duruyoruz ki, bu durum dış ticaret kompozisyonumuz bakımında pek de hoşnut olacağımız bir tablo değil. Rakamlardaki durum bu şekilde iken dış ticaret ve gümrük gündemi ise her zamanki gibi oldukça yoğun.

2023 yılı İthalat Rejim Kararını bekliyoruz

Bildiğiniz üzere her yıl sene sonunda İthalat Rejim Kararı ve eki Türk Gümrük Tarife Cetveli Resmi Gazete’de yayınlanıyor ve ithalat işlemlerinde uygulanacak gümrük vergisi oranları ile diğer ticaret politikası önlemlerine dair tebliğ düzeyindeki düzenlemeler belirleniyor. Ancak maalesef her yıl bu regülasyonlar Aralık ayının son haftasında yayınlanıyor ve ithalat ve ihracatçılara gerçekten yeni düzenlemelere uyum sağlamaları noktasında pek süre kalmıyor.

Geçtiğimiz haftalarda Avrupa Birliği ülkelerinin 2023 yılında uygulayacağı gümrük vergisi oranlarını belirleyen Gümrük Tarife Cetveli, Birliğin Resmi Gazetesi'nde yayınlandı ve böylece gümrük ve dış ticaret alanında faaliyet gösteren birimlere ticari faaliyetlerini yeni vergi oranlarına göre kurgulamaları bakımından en azından iki aylık görece anlamlı bir süre tanınmış oldu.

Umarım bizde de, 2023 yılında uygulanacak Türk Gümrük Tarife Cetveli ve dış ticaret rejimini belirleyen diğer regülasyonlar, bu yıl Aralık ayı beklenmeksizin yayınlanır ve gerek gümrük ve dış ticaret profesyonellerine gerek ise ithalat ve ihracat yapan işletmelere dış ticaret faaliyetlerini yeni kurallara göre dizayn etmeleri konusunda gerekli imkan sağlanır.

Antrepolarda Türk Lirası ile Ödeme

Bilindiği üzere yürürlükte kambiyo mevzuatı hükümleri gereği (2008-32/34 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ) Türkiye'de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkün. Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi zorunluluğu bulunuyor.

Daha önce defalarca farklı kesimler tarafından dile getirilmesine rağmen bugüne kadar antrepo ve geçici depolama yerlerinde yapılan döviz tutarlı devir işlemlerine bu konuda herhangi bir istisna da tanınmamış durumda. Bu durum böyle devam edeceğe benziyor ki, gümrük idaremiz de artık bu tarz işlemlerdeki ödeme süreçlerini ortaya koyan transfer bildirim formlarındaki ID’lerin nasıl beyan edilmesi gerektiğine ilişkin uygulamaya yön verici yazılar yayınlamaya başladı. Gümrükler Genel Müdürlüğünün 20.10.2022 tarihli 79203039 sayılı yazısını da bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor.

Kanaatimce gümrük idaresinin dışındaki bir kamu kurumu tarafından oluşturulmuş ve bu anlamda eksik olan bir regülasyon, ilgili diğer kurumların da süreçlerini buna göre dizayn ediyor olması sebebiyle giderek daha yerleşik bir hal almaya başlamış gibi görünüyor.

Antrepolar veya geçici depolama yerleri Türkiye Gümrük Bölgesinin içinde yer almasına rağmen çoğunlukla serbest dolaşımda olmayan ithal eşyasının konulduğu yerler niteliğinde. Dolayısıyla bu düzenlenmenin uygulanmasında tarafların Türkiye’de yerleşik olmasından ziyade “eşyanın serbest dolaşımda olup olmadığı" ayrımının gümrük ve dış ticaret uygulamaları ile uluslararası ticaretin doğasına daha uygun bir kriter olduğunu kabul etmek gerektiğini düşünüyorum.

İhracat Bedellerindeki İstisna Tanınan Ülkeler

2018 yılının sonuna doğru uygulamaya konulan ihracat bedellerinin yurda getirilmesindeki zorunluluk bildiğimiz üzere devam ediyor. Açıkçası ilk etapta geçici olacağı öngörülen bu regülasyon bu uygulama bana göre sanki artık daimi hale gelmiş gibi. Kısa vadede de sona ereceğini beklemek de pek gerçekçi değil. Konuyla ilgili Merkez Bankası İhracat Genelgesinin ekindeki listedeki bazı ülkelere ihracat bedelinin yurda getirilmesinde tamamen istisna tanınırken bazı ülkelere ihracat bedelinin yurda getirilmesinde gümrük beyannamesinde yer alan tutarın yüzde ellisinin tasarrufu serbest bırakılıyor.

Yakın dönemde yapılan değişiklik ile bu listelerde küçük bir güncelleme yapıldı. Hazine ve Maliye Bakanlığının 04.11.2022 tarihli ve 1640977 sayılı yazısı üzerine, TCMB tarafından Mısır ihracat bedelinin yurda getirilmesinde tamamen istisna tanınan ülkeler listesine alındı. Böylelikle bu ülkeler listesinin sayısı 30’dan 31’e yükseldi. Mısır daha önce ihracat bedelinin yurda getirilmesinde gümrük beyannamesinde yer alan tutarın yüzde ellisinin tasarrufunun serbest bırakıldığı ülkeler arasında yer alıyordu.

Umarım ihracat bedellerinin yurda getirilmesinde tam istisna tanınan ülkeler sayısı önümüzdeki dönemde giderek artış gösterir ve kambiyo mevzuatında bu yönde giderek bir liberalleşme temin edilir. Çünkü bu tarz regülasyonların ihracat iklimini olumlu etkilemediğini kabul etmemiz gerekiyor.

Geçici İthalat ile Yurda Giren Araçlar

Resmi Gazete’de yayımlanan 7420 sayılı Kanun ile 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 241 inci maddesinin altıncı fıkrasına aşağıdaki bent eklendi.

“e) Geçici ithalat rejimi kapsamında kişisel kullanıma mahsus yabancı plakalı taşıtları Türkiye Gümrük Bölgesine getiren hak sahipleri tarafından gümrük idaresine bilgi verilmeden taşıtsız yurt dışına çıkılması.”

Daha önce hak sahipleri tarafından gümrük idaresine bilgi verilmeden taşıtsız yurt dışına çıkılması halinde ortada rejim ihlaline konu olan bir durum bulunmamasına rağmen 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238’nci maddesindeki müeyyide uygulanıyordu ki, bu durum kanaatimce hiç de yapılan fiili ile orantılı bir ceza değildi. Zira hak sahibi tarafından yapılan eylem sadece bürokratik bir sürecin ihmal edilmesi olmasına rağmen gümrük idaresi bu durumu adeta bir rejim ihlali gibi değerlendiriyor ve cezai işlem uyguluyordu. Gümrük Kanunu’nun 241 inci maddesine getirilen bu düzenleme ile bundan böyle yurda geçici ithalat rejimi ile aracını getiren hak sahipleri için bu durumun oluşması halinde gümrük idaresi bu durumu rejim ihlali olarak değerlendirmeyecek ve sadece usulsüzlük cezası uygulanacak. O yüzden yapılan değişikliğin son derece yerinde ve işlenen fiil ile uygulanacak yeni ceza miktarı ve türünün orantılı olduğunu özellikle belirtmek isterim.

Peki bugüne kadar bu kapsamdaki durum sebebiyle tahsil edilen cezalar ne olacak dediğinizi duyar gibiyim. Üzgünüm. 7420 sayılı Kanun ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na eklenen geçici 11’inci maddede, yukarıdaki maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan tahsilatlar için bu durumun söz konusu olmayacağı belirtiliyor. Dolayısıyla Kanun bu sebeple daha önce ödenen cezaların iadesinin önünü tıkamış gibi görünüyor.

Tüm yazılarını göster