Tüm okuyucularıma merhaba. Bildiğimiz üzere Covid-19 pandemisi tüm dünyayı etkisi altına almaya olanca hızıyla devam etmekte. Ekonomiler tekrar kısmen veya tamamen kapanmaya başladı. Tüm insanlık mevcut aşı çalışmalarının bir an önce tamamlanması ve toplu aşılamaya geçilmesi için umutlarını taşımakta. Bir yanda salgınla mücadele, diğer tarafta ise olabildiğince gündelik yaşamı olabildiğince sekteye uğratmadan mevcut ekonomik faaliyetleri sürdürebilme çabası mevcut. Mevcut durumda son dönemde gümrük ve dış ticaret dünyasının gündemini 7256 sayılı yasa ile gelen gümrük alacaklarının yeniden yapılandırılması, yine menşe uyuşmazlıkları, bugüne kadar imzalanan en büyük serbest ticaret anlaşması olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık anlaşması ile Brexit süreci oluşturuyor.
Gümrük Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması
Gümrük alacaklarını da kapsayan 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun yasalaşarak yürürlüğe girdi. Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen alacaklardan Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (17.11.2020 tarihi dahil) kesinleşmiş olanları yeniden yapılandırılmaya konu edilebilecek. Hatta bununla ilgili detayları düzenleyen Gümrük Tebliği de 27/11/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı.
Tebliğ hükümlerine göz atarken bir şey dikkatimi çekti açıkçası. Tebliğ’de hangi gümrük alacaklarının kesinleşmiş statüde olacağına ilişkin açıklayıcı bir maddeye rastlamadım. Bu konuda yükümlülerin kafalarında pek çok soru işaretlerinin olduğunu biliyorum. Bu yüzden Tebliğ’de yeniden yapılandırmanın hangi statüdeki gümrük alacaklarını kapsadığı da açıkça belirtilseydi çok yerinde olurdu kanaatimce. Çünkü bu yapılandırma öncekilerden farklı olarak sadece kesinleşmiş alacakları kapsamakta. Dolayısıyla en basit ve genel tanımıyla gümrük idareleri tarafından düzenlenmiş ve yükümlüsüne tebliğ edilmiş ancak itiraz süresi henüz geçmemiş ek tahakkuk ve cezalar, itiraz edilmiş ancak henüz karara bağlanmamış olanlar, itirazın reddedilmesine yönelik karara bağlanmakla birlikte henüz dava açma süresi geçmemiş gümrük alacakları veya uzlaşma başvurusu yapılmış ancak henüz uzlaşma süreci tamamlanmamış alacaklar bu yeniden yapılandırma kapsamına girmiyor.
Gümrük mevzuatına göre bir gümrük alacağının kesinleşmiş sayılabilmesi için bazı özel süreler ve süreçlerin tamamlanması gerekiyor. Bu sebeple açıkçası gümrük idaresi nezdinde takipte olan pek az sayıda dosyanın bu çıkan yeniden yapılandırmadan yararlanabileceğini öngörüyorum. Zira gümrük idareleri tarafaından takip edilen gümrük alacaklarının büyük çoğunluğunu kesinleşmeyen dosyalar oluşturur. Son başvuru süresinin 31/12/2020 olduğu hesaba katıldığında yine de Ticaret Bakanlığı tarafından hangi statüdeki gümrük alacaklarının yeniden yapılandırmadan istifade edebileceğini ortaya koyan bilgilendirici bir düzenleme yapılması yükümlüler tarafındaki mevcut kafa karışıklıklarını giderecektir.
Son olarak şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim. Yeniden yapılandırmaya ilişkin Gümrük Tebliğ’inin 17 inci maddesinde 7256 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan yükümlülerin konu hakkında açtıkları davalardan vazgeçmeleri halinde yeniden yapılandırmadan yararlanabilecekleri ifade edilmiş. Şunu biliyoruz ki, söz dönemde gümrük idareleri ile yükümlüler arasındaki ihtilafların büyük kısmının temasını menşeye ilişkin farklı uygulama ve yorumlamalar oluşturmakta. Bu çerçevede getirilen yeniden yapılandırmanın yükümlüler tarafından dava yoluna götürülen menşe uyuşmazlıkları bakımından yükümlülerin açtıkları davalardan vazgeçmelerini sağlayacağı görüşünde değilim. Özellikle son dönemde ABD menşeli eşya için düzenlenen ek mali yükümlülükler ve bunlara ilişkin idari para cezasına ilişkin olanları.
Dünyanın En Büyük Serbest Ticaret Anlaşması İmzalandı
Dünya aslında dış ticaret uygulamaları bakımından oldukça garip bir süreçten geçiyor. Bir yandan salgın tedarik zinciri yapılarının güvenirliğini ve sürekliliğini sorgulmamızı gerektiriyor, diğer yandan ise son döneme damgasını korumacılık politikaları almış başını gidiyor. İşte böyle bir ortamda yıllardır yürütülen zorlu müzakerelerin sonunda dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması imzalandı. 15 Asya-Pasifik ülkesi, dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olarak bilinen Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık anlaşmasına ilişkin imzaları Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliğinin (ASEAN) 37. Liderler Zirvesi kapsamında düzenlenen Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) görüşmesinde attılar.
Anlaşmaya taraf ülkeler ASEAN üyeleri Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland ve Vietnam ile birliğin diyalog ortaklarından Avustralya, Çin, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda. Anlaşma 2,1 milyar insanı ve küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın % 30’unu kapsamakta ki bu oran neredeyse küresel bazda üretilen değerin üçte biri. Dünyadaki küresel tedarik zincirlerinin yeniden dizayn edildiği bir süreçte bu ölçekte bir serbest ticaret alanı yaratan düzenlemenin dünya ticaretinin geleceği bakımından oldukça önemli olduğu kanaatindeyim.
Brexit Süreci
Bildiğimiz gibi Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği resmi olarak daha önce ayrıldılar ancak sene sonuna kadar ayrılığın anlaşmalı mı yoksa anlaşmasız mı olacağına ilişkin süreç için bir geçiş dönemi öngörülmüştü. Geçiş süreci sene sonunda doluyor ve her geçen gün dış ticaret açısından belirsizlik riskini arttırmaya devam ediyor. Şahsi olarak bu süreçte hem Avrupa Birliği’nin hem de Birleşik Krallık ülkesinin fazlasıyla sınıfta kaldığını ve süreci kötü yönettiğini düşünüyorum. Zaten tüm dünya son bir yıldır tüm ekonomileri etkisi altına alan bir salgın ile mücadele ediyorken, sürecin senenin son ayına gelinceye kadar her tarafça da bu kadar bir belirsizlik altına bırakılmasını başka türlü açıklamam maalesef mümkün değil. Bakalım, neler olacak? Bekleyip göreceğiz.
Hepiniz sağlıkla kalın.