Sercan BAHADIR
Küresel salgın ile gümrük işlemlerinin hızlı gerçekleştirilmesi daha da önemli hale geliyor. Tedarik edilen ürünlerdeki fiyatlar ile lojistik maliyetleri ve sorunların artması gümrükleme işlemlerinin daha az maliyetli olması ihtiyacını beraberinde getiriyor. Ülkeler bu dönemde şirketlere yönelik birçok uygulamayı hayata geçirerek dış ticaret işlemlerinde maliyetlerin azaltılması için çabalıyor. Çünkü küresel salgından kaynaklanan bu sorunlara kısa vadede müdahale etmek çok mümkün görünmüyor, bu sebeple bu maliyetler ve sorunlar ile yaşamak gerekiyor. Bununla birlikte bu maliyetlerin etkisini azaltmak adına, her ülke gümrük işlemlerini daha az maliyetli ve hızlı yapmak için ya yeni araçları kullanıyor ya da mevcut gümrük kolaylığı sağlayan uygulamalarını genişletiyor.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli gümrük kolaylığı uygulaması şüphesiz Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (YYS). Bu statü, gümrük işlemlerinin hem elektronik ortamda hem de yeşil hatta hızlı olarak ve gümrük idaresine gitmeden tamamlanmasını sağlıyor. Bu dönemde en çok arzu edilen yöntemi bu statü sağlıyor. Nitekim Haziran 2021 itibari ile 563 adet şirket bu statüye sahip ve toplam dış ticaretin yaklaşık %40’ı bu şekilde gerçekleştiriliyor. Bu sayının artmasının küresel salgın döneminde dış ticaretimizin daha az maliyetli ve hızlı gerçekleşmesine ne kadar destek olduğunu da görüyoruz.
YYS uygulaması birçok avantaj içeriyor. Kâğıtsız gümrük işlemleri yapabiliyor, yeşil hattan yararlanarak gümrük işlemlerinizi gümrük idaresine gitmeden yapabiliyor, indirimli teminattan yararlanabiliyor ve yerinde gümrükleme ile bir anlamda gümrük idaresi yerine geçebiliyorsunuz. Modern gümrükleme yaklaşımları güvene dayalı gümrük süreçlerini gerektiriyor ve YYS bu anlamda kritik bir uygulama olma özelliği taşıyor. Çünkü gümrük idaresi bu avantajları sağlayacak şirketlerde güvenilir ve izlenebilir olma gibi ciddi kriterleri ön şart olarak arıyor. Bu şartları sağlayan şirketler ancak bu avantajlardan yararlanıyor. Bu sayede gümrük idaresi de sınırlı olan kaynağını ve enerjisini yasal olmayan ticarete ayırabiliyor. Hem güvenilir şirketler geleneksel gümrükleme modelinin dışına çıkarak bürokrasiden daha az etkileniyor hem de gümrük idaresi sınırlı kaynağını daha etkin kullanabiliyor.
Bu statü sahipleri 10 Mart itibarıyla yeni bir avantajdan daha yararlanmaya başlıyor. Kolay ihracat noktaları olarak adlandırılan bu yeni gelişme, YYS şirketlerinin ihracatta bir anlamda merkezi gümrükleme imkânından yararlanmasına vesile oluyor. Bu uygulama, bağlı bulunulan gümrük idaresi kavramını ortadan kaldırıyor ve herhangi bir yerden açılan ihracat beyannamesine konu eşya, izinli gönderici tesisine gönderilebiliyor. İzinli gönderici yerinde, yerinden gümrük işlemleri tamamlanarak ve herhangi bir gümrük idaresine uğramadan yurt dışına sevk yapılabiliyor. Yetki sahibi firmanın kendi tesislerinde işlem yaparak iç gümrük idaresine gitmeden, doğrudan sınır gümrük idaresine taşıyabilmesi olanağı oldukça önemli.
Ayrıca, kâğıtsız ihracat uygulaması kapsamında ihracat beyannamesi ve ekleri tamamen dijital ortama aktarılmış olup söz konusu uygulama kapsamında beyanname ve eklerinin cari olarak birden fazla yerde görüntülenebilmesiyle birlikte, beyannamenin tescil edildiği gümrük idaresi ile gerekmesi halinde eşyanın fiziki olarak muayene edileceği gümrük idaresinin ayrıştırılabilmesi imkânına, yani merkezi gümrükleme imkânına erişilebiliyor. Bu çerçevede, nihai çıkış noktasının bir izinli gönderici tesisi olması kaydıyla ülkemizin her noktasından gümrük idaresine gelmeksizin açılan ihracat beyannameleri kapsamındaki eşya, herhangi bir transit beyanı yahut mühür tatbiki gerekmeksizin firma tesisinden herhangi bir araçla gümrük idaresine uğramadan doğrudan farklı bir gümrük müdürlüğüne bağlı izinli gönderici tesisine gönderilebiliyor. Söz konusu tesiste gerekli işlemler gerçekleştirilerek yurt dışına sevk edilebiliyor. Gümrük idaresine gidilerek mühür takma işlemi olmadığından hem zaman hem de maliyet avantajı edinilmiş olunuyor.
Varış öncesi gümrükleme, yine küresel salgın döneminde dış ticaret şirketleri açısından çok yararlanılan bir gümrük kolaylığı. Çünkü varış öncesi gümrükleme uygulamasında eşyanın daha ülkeye gelmeden tüm gümrükleme süreçlerini tamamlama imkânına sahip olunuyor. Böylece eşyanın ülkeye geldiğinde başlayıp bitireceğiniz gümrükleme işlemi daha eşya gelmeden yerine getiriliyor. Bu da ciddi bir zaman avantajı sağlıyor. Ayrıca gümrükleme işlemi tamamlandığı için eşyanın gümrük idaresinde ardiye ve tahmil-tahliye gibi ilave gümrükleme maliyetleri ile de karşılaşılmıyor.
Bu gümrük kolaylığından yararlanmak için bazı şartlar aranıyor. Ancak YYS sahibiyseniz otomatik bu avantajdan yararlanabiliyorsunuz. Ayrıca her eşya ve her taşıma türü için bu avantajdan yararlanılamıyor. Girdi ürünlerine yönelik bir avantaj yaratılmaya çalışılmış. Ancak burada bir sınırlama bulunuyor. Ek olarak, dahilde işleme rejimi ve serbest dolaşıma ilişkin rejimler için geçerli olup, sadece konteyner taşımacılığı (deniz yolu) ve hava yolu ile getirilen ürünler bu kapsamda değerlendiriliyor. Zaten en son gelişmede havayolu ile gelen ürünlerde bu kapsama alınarak yapılıyor. Havayolu da dâhil edilerek bu uygulamadan yararlanılan otomotiv ve beyaz eşya sektöründeki şirketler için de önemli bir adım atılmış oluyor.
Dış ticaretteki yapısal sorunumuz ithalata bağımlı olmamız. İthalata bağımlı bir üretim, ihracat yapımızda gümrükleme modelimizi daha da önemli kılıyor. En önemli gümrükleme maliyetimiz geleneksel gümrükleme modelimiz. Belge sayımızın fazlalığı ve dijital olmaması, yeknesak olmayan uygulamalar, gümrükleme masrafları gibi konular nedeni ile maliyetli bir ithalat işlemi dış ticaretimizi de olumsuz etkiliyor. Bu nedenle modern gümrükleme uygulamalarına yönelmek bizim gibi ülkeler için kaçınılmaz oluyor. Bu noktada oldukça başarılı olan YYS uygulamasının başka ülkelerde olan araçlarının da kullanılması gerekiyor. Gümrük beyannamelerinin aylık veya dönemsel verilmesi ve buna bağlı ödenmesi gibi uygulamaların gündeme getirilmesinde yarar olacaktır.
İhracat işlemlerimizdeki son düzenleme oldukça hayati görünüyor ve ihracatta birçok prosedürü ortadan kaldırıyor. Bu da ihracat pazarında bize bir avantaj sunuyor. Ayrıca taşıma maliyetlerinin arttığı bu günlerde bu avantajın ne kadar önemli olduğunu belirtmeye gerek yok. Ancak gümrükleme süreçleri geleneksel yapısını terk ederken, dış ticarette yer alan diğer kurumların da buna ayak uydurması gerekiyor. Tek bir bakış açısı ile değil, diğer kurumları da içerecek şekilde bakmakta yarar olacaktır. Örneğin, ihracatta birçok ülke menşe belgesi talep ediliyor ancak Ticaret Odaları’ndan bu belge otomatik temin edilemiyor. Özellikle mesai saatleri dışında bu belgenin temin edilmesi ciddi zaman kayıplarına neden oluyor. Bu bağlamda YYS sahibi şirketler için ihracat işlemlerinde bir onay beklenmeksizin Ticaret Odaları tarafından otomatik olarak sağlanması, akabinde kontrol işlemlerinin yapılması gerekir.