Ülke olarak seçimleri atlattık ve artık gerçek gündeme yoğunlaşma zamanı geldi. Bundan sonraki dönemde daha farklı bir bakış açısının ve politika setinin uygulanacağını şu ana kadar yeni ekonomi yönetiminin yaptığı söylemlerden anlıyoruz. Ben ise bu yazımda bambaşka bir konudan bahsedeceğim. Acaba gümrük uyuşmazlıklarının görülmesi için ayrı bir gümrük ihtisas mahkemelerinin kurulmasına gerek var mı?
Adli yargı ve idari yargı olmak üzere ülkemiz de iki tip yargı düzeni mevcut. Adli yargı pek çok türdeki adli mahkemelerden oluşurken, idari yargı ise idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinden oluşuyor. Bununla birlikte yargı düzenimizde pek çok konuda ihtisas mahkemelerinin olduğunu biliyoruz. İcra mahkemeleri, aile mahkemeleri, tüketici mahkemeleri, çocuk mahkemeleri bunlardan sadece bazıları.
Hali hazırda Gümrük Kanunu’ndan kaynaklanan gümrük vergileri ve cezalarına ilişkin uyuşmazlıklar ise vergi mahkemelerinde vergi davası adı altında görülüp, karar bağlanmakta. Kanaatimce bu durumun bazı olumsuz sonuçları mevcut.
Her şeyden önce vergi mahkemelerinin görmekle oldukları davalar bakımından en temel görev alanı olan vergisel uyuşmazlıkların usul olarak bağlı oldukları yasa, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu. Gümrük vergileri ile ilgili yapılan tarhiyatlar ve düzenlenen para cezalarına ilişkin süreçler ise 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na göre yapılmakta. Vergilendirme sürecinin 4t’si olarak adlandırılan tarh-tebliğ-tahakkuk ve tahsil süreçleri gümrük vergileri bakımından Vergi Usul Kanunu’na bağlı olarak değil Gümrük Kanunu’na bağlı olarak tayin edilmekte. Dolayısıyla 4458 sayılı Gümrük Kanunu, dış ticaret işlemlerinde tahsil edilen vergiler bakımından ayrı bir usul kanunu olma niteliğini taşıyor. Bu durum da bana göre gümrük davalarını klasik vergi davalarından ayıran bir özellik.
Başta gümrük vergisi ve ilave gümrük vergisi olmak üzere; katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, dampinge karşı vergi, telafi edici vergi, kaynak kullanımı destekleme fonu ve ek mali yükümlülük gibi uygulamaların 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na göre gümrük vergileri tanımına girdiğini biliyoruz. İşte bu sebeple gümrük vergilerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar için ayrı bir ihtisas mahkemesi kurulması düşünülebilir gibi geliyor bana.
Gümrük uyuşmazlıklarının görülmesi için ayrı bir ihtisas mahkemesi kurulması yönündeki gerekliliğin bir diğer nedenini ise bana göre gümrük uyuşmazlıkları hakkında vergi mahkemeleri tarafından aynı konuda birbirinden farklı kararlar verilmesi oluşturmakta. Bu durum benzer konulara dair yerleşik bir içtihat oluşmasının önüne geçmekte. Elbette gümrük mevzuatının oldukça dinamik ve değişken olduğu gerçeğini de dikkate aldığımızda gümrük uyuşmazlıklarına dair yerleşik içtihatların oluşmasının güç olduğu söylemek mümkün. Ama yine de bu konuda uzmanlaşmış mahkemelerin buna katkı sağlayacağı görüşündeyim.
Gümrük uyuşmazlıkları için kurulacak ayrı ihtisas mahkemelerinin bir diğer faydası da, tamamen bu alana özgü olarak eğitilmiş ve uzmanlaşmış hakimlerin ve yargı çalışanlarını da beraberinde temin etmesi olacaktır. Zira gümrük mevzuatının lafzı ve ruhunun daha iyi anlaşıldığı ve tamamen bu konu özelindeki uzmanlaşmış bir mahkeme heyetince daha doğru ve sağlıklı kararlar verilmesinin ve bunun da hem kamu hem de dış ticaret erbabı bakımından daha olumlu ve öngörülebilir bir hukuki ortam ortamın tesis edilmesine katkı sağlamaması mümkün değil.
Doğrusunu söyleme gerekirse, vergi mahkemelerindeki davaların ne kadarının gümrük uyuşmazlıklarına ilişkin olduğu yönünde herhangi bir istatistik bulamadım. O yüzden bu yönde bir düzenleme yapılmasının usul ekonomisi açısından ne kadar etkin olup olmayacağı yönünde herhangi bir fikrim yok. Ancak her şeye rağmen bu konunun en azından tartışılmaya değer olduğunu düşünüyorum. Şimdiden herkese mutlu bayramlar.