Dünya borsalarında güçlü tepki alışlarıyla haftaya başlıyoruz. Zayıf teknoloji şirket finansalları ve bozulan görünüme rağmen piyasalardaki iyimserlik Fed’in faiz adımını küçülteceği beklentisi ve doların zayıflamasından kaynaklanıyor.
Vadeli piyasalar Fed’in çarşamba günü faizleri 75 baz puan artırdıktan sonra adım küçülteceğini, aralık ve şubatta 2 X 50 baz puan, mart ayında 25 baz puan faiz artırıp duracağını fiyatlıyor. Böylece terminal faiz oranı yüzde 5,0’e yükselmiş olacak.
Bu beklentiye rağmen, doların zayıflaması, tahvilin ve hissenin tepki alışlarıyla değer kazanması, yatırımcıların normalin çok üzerinde dolar likit pozisyonda olmasından kaynaklanıyor.
Piyasadaki iyimserliğin devam edip etmeyeceği salı günkü ISM imalat, cuma günkü tarım dışı istihdam, sonraki hafta perşembe açıklanacak tüketici enflasyonu verilerine bağlı olarak belirlenecek. Perşembe günü suskunluk dönemi sona erecek olan Fed yetkililerinin açıklamaları da beklentilerin şekillenmesinde etkili olacak.
Cuma günü Cumhuriyet bayramı nedeniyle yarım gün açık olan Borsa İstanbul dünya borsalarındaki yükselişe katılamadı. Ama bu son üç gündür sertleşen satışları açıklamak için bu gerekçe yeterli değil. Güçlü üçüncü çeyrek rakamlarına (beklentilerine) rağmen bankalardaki şiddetli satışlar bizi rahatsız ediyor.
Avrupa’nın durgunluğa girmesi, şirketlerin krediye erişimine yönelik engellemeler ve faiz artırım senaryosunda bankaların karşılaşacağı riskler endeksteki yükseliş trendini bozuyor. Kurun son iki aydır sakinleşmesini fırsat bilen yabancı yatırımcının pozisyon azalttığını görüyoruz.
FOMC toplantısı öncesi dünya borsalarının seyri ve Türkiye varlıklarının tepkisi Borsa İstanbul için önemli bir sınav olacak. ABD verilerinin güçlü geldiği, Fed’in şahin sinyaller verdiği bir senaryoda Borsa İstanbul’da satışlar sertleşebilir.
Kısa vadeli ve kaldıraçlı yatırımcılar endeksin 3,840’ın altına sarktığı bir senaryoda zarar durdurmayı tercih ederek dalga boyunun artmasına yol açabilirler.
Orta vadede Borsa İstanbul için pozitif görüşümüzü koruyoruz. Ancak güçlü dolar bazında kazanç ve azalan artış potansiyeli nedeniyle Türkiye hisselerini eskisi kadar cazip bulmadığımızı da belirtelim. Mevcut fiyatlamalarla eurobond piyasası Borsa İstanbul’a göre daha cazip bir getiri-risk profili sunuyor.