Yaklaşık 3 yıl önce ülkenin ana gündem konularından birisi terör örgütlerinin el yapımı patlayıcılarda kullandıkları nitratlı gübrelerdi.
El yapımı patlayıcılarda kullanılmasını önlemek amacıyla nitratlı gübrelerin üretimi ve satışı 2016 yılında yasaklandı. Daha sonra reçeteli satışa geçilerek, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, valilikler ve hatta muhtarların denetiminde bu gübrelerin tarlaya atılması kabul edildi.
Kalıcı çözüm için, Gübre Takip Sistemi ile üretimden tarlaya kadar olan sürecin takip edilmesi amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 6 Nisan 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ” 1 Ocak 2018 itibariyle uygulamaya konuldu.
Bu sistemle gübrenin içerisine konulan DNA ve çuvalın üzerine yapıştırılan DNA Barkod ve karekod uygulaması ile üretimden son tüketiciye kadar gübrenin takibi sağlanıyor. Bu uygulama, sadece nitratlı gübrelerde değil organik, organamineral gübrelerde dahil tüm gübre çeşitlerinde uygulanıyor. Gübre üreticileri ve ithalatçıları, nitratlı gübrelerin takibi için getirilen bu sistemin tüm gübrelerde uygulanmasına ek yük getirmesi nedeniyle şiddetle karşı çıkıyor.
Uygulayıcılara göre sorun yok
Geçen hafta Antalya'da Growtech Fuarı'nı gezerken önce Gübre Takip Sistemi'ni uygulayan Duygu Havacılık ve DS Ürün Takip ve Doğrulama AŞ. Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Özen ile görüştük. Gübrede takip sisteminin gübre sektörü tarafından benimsendiğini ve başarılı bir biçimde uygulandığını ifade etti. Sistem sayesinde gübre kullanımının daha bilinçli olduğunu hem çiftçinin hem de toprakların, çevrenin korunduğunu dile getirdi.Aşırı gübrelemenin önüne geçildiğini söyledi. Sistemin zamanla daha etkin ve daha iyi uygulanacağını sözlerine ekledi.
Gübrecilere göre sorun çok
Aynı gün Gübre Üreticileri, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Güneş ile hem gübre sektörünü hem de takip sistemini konuştuk.
Gübre sektörünün takip sistemine büyük oranda geçtiğini, yasalara karşı gelmenin mümkün olmadığını belirten Güneş, uygulama ile ilgili maliyet başta olmak üzere çok sorun yaşandığını anlattı. Gelinen son noktayı "parayı veren sorun yaşamıyor" diye özetleyen Güneş şu bilgileri verdi: " Parayı verirseniz sorun yok. Gübre Takip Sisteminin maliyeti yıllık 300 milyon lira. Biz ithalatı azaltacağımıza, sektörün dışa bağımlılık ve diğer sorunlarına odaklanacağımıza takip sistemi ile uğraşıyoruz. Hiçbirimiz takibe karşı değiliz. Terörle mücadele konusunda hepimiz devletimizin yanındayız. Bizler yakınlarını teröre kurban veren insanlarız. Ancak, bundan yararlanmak isteyenler var. Nitratlı gübrelerin takip edilmesi, yasaklanması her şey tamam. Ama organik gübreler neden bu kapsamda, El yapımı patlayıcıda kullanılmayan diğer gübreler neden takip sisteminde. Birileri için ülkemizin tarımsal verilerini toplamak için mi bu sistem uygulanıyor diye endişeliyiz." dedi.
Tüketim azalıyor
Gübre tüketiminin 2017 yılında 6.7 milyon ton olduğunu ve 2018'de 5.3 milyon tona gerilediğini anlatan Güneş şunları anlattı: “Bu yıl da tüketim 5.3 milyon ton seviyesinde olacak diye tahmin ediyoruz. Gübre tüketiminin düşmesi tarımda verimliliğin azalması demek. Tarım ve gıda ürünleri ithalatının artması demek. Topraklarımızı korumamız ve üretimi artırmamız gerekiyor. Bunun için toprak analizi artı bitkinin gübre ihtiyacı, iklime ve su olanaklarına göre bir gübreleme program çerçevesinde gübre kullanılmalı. Fakat bununla uğraşacağımıza biz gübre takip sisteminin yarattığı sorunlarla uğraşıyoruz."
Yaşanan sorunlar
Tarım ve Orman Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Genel Kurmay Başkanlığı ve ilgili birimlerle devamlı diyalog içerisinde olduklarını ve son olarak 19 Eylül 2019'da yapılan toplantıya katıldıklarını anlatan Metin Güneş sistemin sorunlarını ise şöyle sıraladı:
- Sistemin maliyeti oldukça yüksektir. Sistem A tipi ve B tipi diye iki farklı şekilde gübrelere uygulanmaktadır. Türkiye’de satılan gübre miktarları ve sistemin birim maliyetleri üzerinden hesap yapıldığında yıllık maliyet 300 milyon lira civarındadır. B tipi uygulama geçici bir uygulama olup 2 yıl erteleme sonunda tüm ürünler A tipi olarak değerlendirildiğinde maliyet 600 milyon lira üzerinde olacaktır. Çiftçiye yıllık 540 milyon lira gübre desteği verildiği 2018 yılında mevcut haliyle GTS için tek bir firmaya ödenen rakam 300 milyon liradır.
- Uygulamada yaşanan zorluklar, tek bir yüklenici firma tarafından 1200 firmaya yapılacak teknik servisin yetersizliği, sistemin sürekli bozulması nedeniyle kapasiteler ortalama yüzde 25 düşmekte bu nedenle ekstra maliyetler oluşmaktadır.
- Paketli gelen ürünlerin karekod ve DNA markör için yeniden paket, koli vs gibi ambalajların açılması ekstra işçilik maliyetleri getirmektedir.
- Ayrıca bakanlık yetkilileri maliyeti daha aşağıda göstermektedirler. 2017 yılında 6,7 milyon gübre satışı 2018 yılında 5,3 milyon tona gerilemiştir. Neden daha az gübre kullanımı olmuş, daha az gübre kullanımından kaynaklı verim ve kalite kayıplarını konuşacağımız yerde GTS maliyetini minimize etmenin Türk tarımına verdiği zarar göz ardı edilmektedir.
- Terör ülkemizin en önemli sorunu, herkes için hassas bir konudur. Bu hassas ve önemli konu için her şeyi canımız pahasına yapmaya hazırız. Ancak konunun hassasiyetinden faydalanmak isteyen varsa ona da sonuna kadar karşıyız. Tek bir yüklenici firma tarafından yapılan bu sistem maliyetli, kolay uygulanabilir değildir. Türk tarımına hiçbir katkısı yoktur. Ortada yazılım dışında yerli ve milli bir durumda yoktur. Çok daha ucuz yazılımla mevcut kullanılan sistemlere entegre edilebilerek çözümler oluşturulabilir."
Özetle, iki yıldan bu yana gübrede uygulanan takip sistemi tartışılmaya devam ediliyor. Sistemi uygulayan şirket ve Tarım Bakanlığı sorun olmadığını ve uygulamanın tarıma yarar sağladığını, gübre üreticileri ise sistemin sektöre ve tarıma zarar verdiğini söylüyor. Karar sizin.