Grup çalışmalarında olumsuzluk

Hakan OKAY Helikopter Bakışı

Grup çalışmalarında, birey birbirlerini olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilirler. Gruplara yeni giren bireyler, grupta daha önce uzun süre birlikte çalışan bireylerin etkisinde kalabilirler. Eğer grup bir hedefe doğru odaklanmış veya kenetlenmiş olursa, gruba yeni giren bireylerde kolaylıkla adapte olabilir ve toplam performans artabilir. Ancak, uzun süre birlikte çalışan gruplarda, zamanla bir hantallaşma, heyecan yitirilmesi ve sonuçların önemsenmemesi gibi bir durumla karşılaşma durumu söz konusu olabilir. Böyle bir durumda, gruplara yeni giren bireyler de grubun genel davranışına uyabilirler. Daha net ifade etmek gerekirse, gruplara yeni katılan bireylerin, “Taze kan” olması beklenirken, grubun genel davranışına uyarak, performans düşüklüğü gösterebilirler. Bu durum Örgütsel Davranış biliminde “Ringelmann Etkisi” olarak tanımlanmaktadır.

Ringelmann etkisi, Max Ringelmann tarafından 1913 yılında yapılan bir deneyin sonuçlarına dayanarak ortaya atılan bir kavramdır. Bu etki, insanların grup içinde çalışırken, bireysel olarak yalnız çalışırken gösterdikleri çaba ve performansın azalması olarak tanımlanır. Yani, grup içindeki her bireyin katkısı toplam performansın beklenenden daha az olur.

Ringelmann'ın deneyinde, katılımcılara halat çekme gibi bir grup aktivitesi verilmiş ve katılımcılar hem yalnız başlarına hem de grup halinde halat çekmişlerdir. Sonuçlar, grup halinde halat çekerken her bireyin ortalama performansının, bireysel olarak halat çekerken gösterdikleri performansından daha düşük olduğunu göstermiştir. Bu durum, bireylerin grup içindeki sorumluluklarını dağıttıklarını veya başkalarının çabalarına güvendiklerini göstermektedir.

Ringelmann etkisi, grup çalışmalarında verimliliği azaltabileceği için önemli bir konudur. Grup içi iletişim, iş birliği ve motivasyonu artırarak bu etkinin azaltılması veya önlenmesi mümkün olabilir.

Ringelmann Etkisini, önlemek veya azaltmak için aşağıdaki önlemler alınabilir veya uygulamalar yapılabilir: 

·       Grup iş birliğini teşvik etmek:

Grup üyeleri arasında açık iletişim, işbirliği ve dayanışma ortamı oluşturmak, herkesin daha fazla katkıda bulunmasını sağlayabilir. 

·       Rollerin ve sorumlulukların belirlenmesi:

Her üyenin belirli bir rol ve sorumluluk alması, katılımı artırabilir. Ayrıca her üyenin katkısını görmesi için bu rollerin net bir şekilde belirlenmesi önemlidir. 

·       Hedeflerin belirlenmesi:

Grup olarak ulaşılması gereken hedeflerin net bir şekilde belirlenmesi, herkesin motive olmasını sağlayabilir. Bu hedefler hem bireysel performansı artırabilir hem de grup koordinasyonunu güçlendirebilir. 

·       Geri bildirim süreçlerinin düzenlenmesi:

Grup üyelerine düzenli geri bildirimler sağlanması, performanslarını gözden geçirmelerine ve iyileştirmeler yapmalarına yardımcı olabilir. 

·       Eğitim ve gelişim:

Grup üyelerine grup çalışması, iletişim becerileri ve liderlik gibi konularda eğitimler vermek, daha verimli bir iş birliği sağlayabilir. 

·       Uygun liderlik tarzının seçilmesi:

Liderlik, grup üyelerini motive etme ve performanslarını artırma konusunda önemli bir rol oynar. Grubun ihtiyaçlarına uygun liderlik tarzının seçilmesi önemlidir. 

·       Ödüllendirme ve tanıma:

Grup üyelerinin çabalarını ödüllendirmek ve başarılarını tanımak, motivasyonlarını artırabilir. 

Kaynakça 

Kravitz, D. A., & Martin, B. (1986). Ringelmann rediscovered: The original article. Journal of Personality and Social Psychology, 50(5), 936–941. 

Karau, S. J., & Williams, K. D. (1993). Social loafing: A meta-analytic review and theoretical integration. Journal of Personality and Social Psychology, 65(4), 681–706.

Tüm yazılarını göster