“Gri saçlılar ülkesi: Yaşlanan Türkiye'den rakamlar” başlıklı yazımız, yaşlanan nüfusa yönelik özel sigortacılık çözümleri ile devam etmişti. “Gri Saçlılar” dizinin son yazısı olarak ise konuya özel emeklilik açısından bakıyoruz.
Kısaca anımsamak gerekirse; Türkiye’de her 10 kişiden biri, yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 yaşın üstünde. Üstelik, TÜİK’in yayımladığı nüfus projeksiyonuna göre yaşlı nüfus oranımız 2040 yılında yüzde 16’yı geçecek ve ortalama yaşımız ise yaklaşık 40 olacak.
Emekli başına düşen çalışan dengesi bozuluyor
Ülkemizin giderek yaşlanan nüfus trendi, yaşlılık döneminde yeterli gelire sahip olamamak gibi çoğumuzu etkileyebilecek ciddi bir riski barındırıyor. Özellikle de birikimleri eriten enflasyonist dönemlerde.
Sosyal güvenlik sistemlerinin geleneksel emeklilik modelleri, yaşlanan nüfusa sahip ülkelerdeki emekli başına düşen çalışan sayısındaki dengenin giderek bozulması nedeniyle aktüeryal açıdan açmaza girebiliyor. Buna çare olarak kamu yönetimleri emeklilik yaşını artırmaya odaklanırken, çalışanlar da geçmişten gelen haklarını muhafaza etme gayretinde.
Üstelik bu sorun, gelişmiş ekonomileri de etkileyebiliyor. Örneğin her beş kişiden birinin 65 yaşın üstünde olduğu Avrupa Birliği’nde 2050 senesinde her bir emekli başına ikiden az çalışan olacağı düşünülüyor. Üstelik de nitelikli göçmenleri Avrupa’ya çekerek çalışan genç nüfusu artırmaya yönelik teşvik edici politikalar uygulamaya çalışılmasına rağmen.
Emeklilik yaşının giderek artması bir yana, geleneksel emekli sistemlerinden emekli olabilenlerin alacağı emekli gelirleri de görece azalış eğiliminde.
Üstelik emeklilik için birikim yapma alışkanlığı, farkındalığı ya da imkânı olmayan geniş kitleler de var. Insurance Europe’un 2023 yılında 15 Avrupa ülkesinde yaptığı ankete göre Avrupalılar’ın dahi yüzde 39'u emeklilik için birikim yapmıyor, yapamıyor.
Özetle; yaşlılıkta yeterli gelire sahip olamama riskini en iyi şekilde yönetebilmek için sosyal güvenlik sisteminden alınacak emekli aylığı dışında emeklilik yılları odaklı ilave yatırımlar yapılması giderek daha önem kazanıyor. Hatta çoğumuz için zorunluluk haline geliyor. Bu risk, sadece bireyler için önemli değil; yaşlı nüfuslarını en iyi şekilde yönetmek zorunda olan devletler için de geçerli.
Nitekim, Avrupa Birliği bu konuda 2022 yılında önemli bir adım atarak Pan-Avrupa Kişisel Emeklilik Ürünü (PEPP “Pan-European Personal Pension Product”) adında emeklilik için tasarruf yapmanın yeni bir yolunu sunan gönüllü bir bireysel emeklilik programını tanıttı. Avrupa'daki emeklilik tasarruf sahiplerine daha fazla seçenek, esneklik ve şeffaflık sağlamak üzere tasarlanan PEPP ile AB vatandaşları emeklilik yatırımlarını, AB üyesi ülkeler arasında rahatlıkla transfer edebilecek.
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES)
Ülkemizde ise 2003 yılından itibaren özel emeklilik şirketlerinin faaliyete geçmesinin ardından bugün BES, 16 milyonu aşkın katılımcı (7,6 milyon kişi Otomatik Katılım Sistemi - OKS) ve 1 trilyon lirayı geçen toplam fon büyüklüğü ile önemli uzun vadeli yatırım araçlarından biri haline geldi.
Çalışanlar için OKS, emeklilik şirketlerinin yapabileceği kesintilere getirilen ilave önlemler, devlet desteğinin vergi teşviği yerine yatırımla orantılı direkt katkı şekline getirilmesi, 18 yaş altındaki bireyler için BES sözleşmesi yapılabilmesi, BEFAS ile sözleşme yapılan emeklilik şirketleri dışındaki şirketlerin fonlarına da yatırım yapılabilmesi, kısmi çekme hakkı, BES yatırımının kredi teminatı olarak kullanılabilmesi gibi önemli iyileştirmelerle sistemin cazibesi zaman içerisinde daha da artırılmaya çalışıldı.
Fon gider kesintileri
BES’te biriken fonların giderek artmasının yaratacağı ölçek ekonomisi, fon kesintilerini uzun vadede düşüş trendine muhtemelen sokacaktır. Ancak, hızla yapılabilecek önemli BES düzenlemelerinden bir diğeri de fon gider kesintilerinin bir parça daha düşürülmesi olabilir.
BEFAS’ın verilerinden tüm emeklilik yatırım fonlarına bakıldığında (grup emeklilik planları hariç) yıllık azami toplam gider oranı mevcut fonlarda en yüksek yüzde 2,28 en düşük ise 0,95 olarak görünmekte.
Gelişmiş ekonomilerde benzer fonlardaki gider kesintisi oranları genellikle daha düşük. Özellikle de pasif yönetilen endeks fonlarında bu oran yüzde 0,05 ile yüzde 0,25 arasında değişirken, aktif yönetilen fonlarda yüzde 0,5 ile yüzde 1,5 arasında değişiyor. BES fonlarında da, özellikle pasif yönetilenler için, üst sınırların düşürülmesi sistemin uzun vadeli cazibesi için önemli bir adım olabilir.
Ayrıca, görece yüksek getirili fonlar sunan şirketleri fon gider kesintileri üst limitleri anlamında ödüllendirebilecek bir yapı da fon rekabetini tüketici lehine geliştirebilir.
Her on BES yatırımcısından neredeyse sadece biri fon değiştirmiş
BES’i güçlendirebilecek önemli bir diğer adım da finansal okuryazarlığın topyekûn artırılmasına yönelik çalışmalar olabilir. Zira, 2024 yılında fon değişikliği yapan katılımcı oranı gönüllü BES’te sadece yüzde 11. Kabaca, sadece her on BES yatırımcısından bir tanesi yıl içinde fon değişikliği yapmış. “BES getirileri iyi değil” şeklindeki yanlış önyargıyı besleyen temel davranışlardan biri maalesef emeklilik fonlarının tüketiciler tarafından yönetilmemesi. Üstelik, OKS’de aynı oran sadece yüzde 1.
Her beş sözleşmeden birinin ömrü bir yıldan kısa
Zira, önemli sayıda müşterinin sistemi cazip bulmayıp uzun vadeli bu yapıdan görece kısa süre içerisinde ayrıldığı görülüyor. Emeklilik Gözetim Merkezi verilerine göre mevcut BES sözleşmelerinin ortalama ömrü sadece 4,8 yıl iken, yaklaşık her beş sözleşmeden birinin ömrü bir yıldan kısa.
Finansal okur yazarlık faaliyetleri toplumun her kesimini ve yaş grubunu kapsayacak şekilde gerçek anlamda yaygınlaştırılması, BES’ten bağımsız olarak yaşlılık yıllarında yeterli gelire sahip olamama riskiyle mücadele açısından da en önemli araçların başında geliyor.
Emeklilik şirketlerinden proaktif yatırım danışmanlığı
Emeklilik yatırımlarının yönetilmesindeki bu sıkıntıyı sadece tüketici tarafından çözmek hem kolay hem de adil değil. Özel emeklilik şirketleri müşterileri için daha proaktif yatırım yönlendirmeleri yapabilir. Nitekim, 2022 yılında emeklilik şirketlerinin emeklilik fonları ile sınırlı olmak üzere müşterilerine yatırım danışmanlığı yapabilmesine ilişkin çıkartılan düzenleme, bu anlamda gerekli mevzuat altyapısını sağlayan çok önemli bir gelişme olmuştu.
Bütünleşik BES
2021 yılında açıklanan Ekonomi Reform Paketi’nde yer alan bütünleşik emeklilik kapsamında BES ile uzun vadeli sağlık ve hayat sigortalarının entegre çözümler sunulması, aslında bu yazı dizisinde gündeme gelen özel sigorta ve emeklilik problemlerinin konsolide şekilde çözülmesine yardımcı olabilir
Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi
Son olarak, 2025-2027 yıllarını kapsayan yeni Orta Vadeli Program’da, tasarrufların artırılması başlığı altında, tasarruf bilincinin ve finansal araç yetkinliğinin artırılması amacıyla uzun vadeli tasarrufların artırılması bakımından önemli olan bireysel emeklilik ve otomatik katılım sistemini geliştirici düzenlemeler hayata geçirileceğine vurgu yapıldı.
BES'in Türkiye'de daha geniş bir tabana yayılması ve sürdürülebilir bir sistem haline gelmesi için önemli bir adım daha atılmış oldu böylelikle.
Sonuç
Bireyler, erken yaşta tasarruf yapmaya başlayarak ve emeklilik sistemlerine katılarak yaşlılık dönemindeki gelir riskine karşı önlemler alabilirken, Devlet de sosyal güvenlik, bireysel emeklilik destekleri ve sosyal yardımlarla bu riski azaltabilir. Bireylerin ve devletin birlikte hareket etmesi, yaşlılıkta yeterli gelir seviyesini sağlama açısından kritik öneme sahip.