Türkiye’nin son dönemdeki dış politika değişimi en belirgin şekilde Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde yaşandı. Daha önce Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raporlarını “çöpe atan”; Avrupalı liderlere mitinglerde “akıl hastası” diyecek kadar ilişkileri geren; Yunanistan’la, Kıbrıs Rum Kesimi’yle Akdeniz ve Ege’deki doğalgaz/petrol arama çalışmaları nedeniyle sıcak çatışmanın eşiğine gelen Ankara, bugünlerde attığı her adımda “AB ile ilişkileri düzeltmenin” yolunu arar oldu. O kadar ki, AK Parti hükümet yetkilileri son dönemde AB ile ilişkilerde, hem Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, hem de Türk vatandaşlarının vizesiz Avrupa seyahatlerinin bile “mümkün olabileceği” yolunda umut dolu açıklamalar yapmaya başladılar.
Yolsuzlukla mücadelede Türkiye sonuncu
Peki bu umut dolu açıklamalara karşılık, gerçek durum ne? Türk vatandaşları için vizesiz Avrupa koşullarından biri olan GRECO yolsuzlukla mücadele tavsiyelerine uyum var mı? Bunu en net şekilde Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi çatısı altında oluşturulan GRECO yolsuzlukla mücadele grubunun yayınladığı raporlarda görmek mümkün. GRECO tüm üye ülkeler için, iki alanda yolsuzlukla mücadele tavsiyeleri veriyor; Biri siyaset, diğeri yargı konusunda.
GRECO’nun son raporunun Türkiye hakkında ortaya koyduğu durum feci; 2019 verileri esas alınarak hazırlanan rapora göre –Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişinin ardından hazırlanan ilk GRECO raporu- Ankara GRECO’nun toplam 31 yolsuzlukla mücadele tavsiyesinin yüzde 74,2’sini yerine getirmedi, 19,4’ünü kısmen yerine getirdi, 6,5’ini ise tam olarak uyguladı. Tavsiyelere uymaya ilişkin bu durum Türkiye tüm GRECO ülkeleri içinde “sonuncu” olmasını sağladı.
Peki nedir GRECO’nun tavsiye edip de Türkiye’nin uymadığı konular ? Aslında hepsi, temiz siyaset/temiz toplum için elzem tavsiyeler;
● Parlamentoda kanun yapılırken toplumun tüm taraflarının görüşünün alınması; uygulanmıyor.
● Milletvekilleri/siyasetçiler için etik yasası çıkartılması; uygulanmıyor.
● Milletvekilleri/siyasetçilerin “kişisel çıkar/çıkar çatışması” içeren eylemleri konusunda topluma bilgi vermeleri; Ticaret Bakanlığı görevinden alınan Pekcan’ın başında olduğu bakanlığa sahibi olduğu şirketten milyonlarca liralık alım yaptırması durumu özetliyor.
● Milletvekillerinin asıl işleri/meslekleri konusunda ve buna bağlı olası çıkar çatışmaları konusunda kamuoyunun bilgilendirilmesi; kısmen uygulandı ( yasa tasarısı Meclis’te bekliyor)
● Milletvekillerinin/siyasetçilerin bildirdikleri mal varlıklarının doğrulanması için etkin yöntemler oluşturulması; uygulanmıyor.
● Haklarında yolsuzluk iddiası olan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının öncelikli olarak iptal edilip, yargılanmalarının sağlanması; uygulanmıyor.
● Siyasetçileri/milletvekillerinin görevleriyle kamu arasındaki olası çıkar çatışmalarının ne olduğu konusunda eğitime tabi tutulmaları ve bilgilendirilmeleri; kısmen uygulanıyor.
Türk yargısı da GRECO raporunda “sınıfta kaldı”
GRECO tavsiyelerinin bir bölümü de yargı mensuplarına ilişkin yolsuzlukla mücadele tavsiyeleri içeriyor. Ancak rapor, Türk yargısının GRECO yolsuzlukla mücadele tavsiyelerinin sadece yüzde 8,3’üne uyulduğunu ortaya koydu. Tavsiyeler ve uyum durumu şöyle;
● Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yürütme erkinden bağımsızlığı sağlanmalı; uygulanmıyor.
●Yeni Hakim ve Savcıların seçiminde, hükümet yerine bağımsız yargı mensuplarının daha fazla rol oynaması; uygulanmıyor (sınav komisyonunun büyük çoğunluğu Adalet Bakanlığı bürokratlarından oluşuyor)
● Yargı mensupları göreve getirilmeden önceki etik davranışları kontrolden geçirilmeli ; kısmen uygulanıyor, ancak Avrupa Konseyi’nin koyduğu standartların uygulandığı şüpheli
●Hakim ve Savcıların verdikleri kararlar nedeniyle görev yerlerinin değişmeyeceğine ilişkin güvenceler sağlanmalı; Uygulanmıyor.
● Hakimler ve Savcılar için “çıkar çatışmasının” ne olduğu, hangi hediyenin kabulünün yolsuzluğa girdiği gibi konularda eğitime tabi tutulmaları; kısmen uygulanıyor.
● Hakim ve Savcıların göreve başlamadan önce tarafsız davranacaklarına ilişkin yemin etmeleri; Yemin ediliyor/ uygulanıyor. (ama tutuluyor mu?)
● Hakim ve Savcılara ilişkin disiplin işlemleri yürütme etkisi olmadan gerçekleştirilmeli; kısmen uygulanıyor. (HSK yapısı yürütme erkinin etkisine izin veriyor. Bunun değişmesi gerek. Ancak HSK kararlarına yargı yolu açılması gelişme)
● Hakim ve Savcıların yargılanmaları için dokunulmazlıklarının kaldırılması kararı hükümet değil, bağımsız yargıçlar tarafından verilmeli; uygulanmıyor.
● Hakim ve Savcı yetiştiren Adalet Akademisi’nde hükümet etkisi değil, bağımsız yargının kontrolü olmalı; uygulanmıyor.
● Hakim ve Savcılar için etik kodlar oluşturulmalı ; kısmen uygulanıyor. Kısacası, Türk yargısı ve siyasetinin yolsuzluklar konusundaki durumu hiç iç açıcı değil. Bu durum, Türkiye’nin ekonomisine, ülkeye gelecek olan yabancı yatırıma da yansıyor.
AK Parti hükümetinin artık muhalefetten gelen “adalet”, “bağımsız yargı” çağrılarına, siyasi etik yasası çıkarılması konusundaki ısrarlı isteklerine kulak vermesinin zamanı geldi de geçiyor bile…