26 Mart 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 24.01.2024 tarihli 2024/1 sayılı Kararı, gözetim önlemleri konusunda gümrük idareleriyle gümrük yükümlüleri arasında sıkça ortaya çıkan bir ihtilafı tekrar gündeme getirdi.
GATT 1994 eki “Koruma Önlemleri Anlaşması”na göre GATT üyesi ülkeler “bir ürünün, kendi topraklarında, benzer veya doğrudan rakip ürünler üreten yerli endüstrinin ciddi zarar görmesine yol açan” veya “ciddi zarar tehdidi bulunan” hallerde koruma önlemi alabilecektir. Şüphesiz ki üye ülkeler bunu önce karşı taraflara bildirerek onların savunmalarını almak ve adil bir değerlendirme yaparak karar vermek durumdadır. Anlaşmanın 6 ncı maddesine göre, “alınacak koruma önlemi tarife artışı şeklinde olmalıdır.” Bir başka anlatımla, GATT 1994 (Dünya Ticaret Örgütü) üyesi ülkeler ülkelerinde üretilen bir ürünün rakibi diğer ülkelerde üretilen ürünler için ancak “ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidi” olduğu hallerde ilave gümrük vergileri veya ek mali yükümlülükler gibi koruma önlemi alabileceklerdir.
Ancak, GATT 1994’ün imzalanmasından sonra Uzakdoğu menşeli mallarla koruma önlemleri ile baş edemeyen Türk bürokrasisi yeni bir önlem çeşidi yarattı. “Madem ki koruma önlemleri yetersiz kalıyor, biz de gözetim önlemi alalım. Önlem almak istediğimiz malı ithal etmek isteyen gelip bizden ‘gözetim belgesi’ alarak veya bunu almaz ise birim fiyatını tebliğle belirlediğimiz eşik fiyata yükselterek ithalat yapabilecek şeklinde bir düzenleme yapalım. Başvurana da gözetim izni vermeyelim.” şeklinde ifadesini bulan gözetim tebliğleri yürürlüğe sokuldu. Örneğin, 95/6815 sayılı Karar’ın “Gözetim Önlemleri” başlıklı 8 inci maddesinde inceleme konusu ürünlerin ithalat miktarlarında meydana gelen mutlak veya nisbi artışların doğrudan rakip ürünlerin yurtiçi üretimi üzerinde zarar tehdidi oluşturduğunun belirlenmesi halinde, gözetim önlemi uygulanabileceği belirtildikten sonra, “Gözetimin amacı; gözetim önlemi uygulanan tekstil ürünlerinin ithalatındaki gelişmelerin izlenmesine yöneliktir.” deniliyordu. Yani “Gözetim bir koruma önlemi değil, ithalatın seyrinin izlenmesini hedefliyor.” denilmek isteniyordu. Bu dönem yürürlüğe giren gözetim önlemleri tebliğlerinde, “4458 sayılı Gümrük Kanunu’ndaki gümrük kıymetine ilişkin hükümler mahfuzdur” mealinde hükümler de derç edilerek “biz mevcut gümrük kıymeti hükümlerini yok saymıyoruz” denilmek isteniliyordu.
Bunun üzerine bazı iş insanları “Mademki Bakanlık gözetim belgesi vermiyor, biz de eşik fiyattan beyanda bulunup vergileri öderiz. Ancak gümrük beyannamesine bu eşik fiyat konusunda ihtirazi kayıt koyarız. Sonra da geri verme başvurusu yaparız.” şeklinde özetlenebilecek bir yol izlemeye başladı.
Durumun idrakine varan devlet bu yolu bir kanun değişikliği ile kesmeye çalıştı. 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211’inci maddesinin 1’inci fıkrası, “Kanunen ödenmemeleri gerektiği halde ödenmiş olduğu belirlenen gümrük vergileri geri verilir. Kanunen tahakkuk ettirilmemeleri gerektiği halde tahakkuk ettirilen gümrük vergileri kaldırılır. Ancak, kanunen ödenmemesi veya tahakkuk ettirilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse, bu vergilerin geri verilmesine veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilmez.” hükmünü içermekte idi.
2021 yılında 7333 sayılı “Torba Yasa”ya eklenen maddede, “4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211’inci fıkrasına ‘kasten yaptığı bir tahrifat’ ibaresinden sonra gelmek üzere ‘veya ticaret politikası önlenmesine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması’ ibaresi eklenmiştir.” denildi.Formun Altı
Yani mevcut hükme göre, “gözetim önlemi ile belirlenen eşik fiyattan beyan yapan kişiye bu vergi geri ödenemez” mealine gelen bir düzenleme yürürlüktedir. Bu hükmün yürürlüğe girmesinden sonra ihtirazi kayıtla gözetim önlemi içeriği eşyayı eşik fiyat farkını gümrük beyannamesinin “yurtdışı gider” kutusunda beyan ederek gözetim belgesi olmaksızın ithal eden bazı girişimciler fiili ithalat sonrasında gümrük idarelerine geri ödeme başvurusu yapmıştır. Gümrük idareleri 4458 sayılı Yasa’nın güncel 211’inci maddesindeki hükümlerine uygun davranmadıklarını ileri sürerek geri verme başvurularını reddetmiştir.
Yazının başında değindiğimiz Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 2024/1 sayılı Kararında, “Açıklanan hukuksal nedenler ve gerekçeyle aykırılığın, eşyanın kıymetinin, gözetim tebliğindeki kıymete eşitlenecek tutarda yurt dışı gider kalemine ihtirazi kayıtla beyanda bulunmak suretiyle artırılması nedeniyle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. maddesi uyarınca tahakkuka yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin iptali ile vergilerin iadesi talebiyle açılan davada, ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle satış bedelinin esas alınması, satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması; satış bedeli yönteminin terk edilme nedenlerinin somut olarak ortaya konulmadığı sonucuna varılması halinde işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı yönünde giderilmesine, 24/1/2024 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi” denilmiştir.
Böylece Danıştay, “Gümrük Kanunu’nda yer alan kıymete ilişkin hükümler yürürlükte iken, eşik fiyat, gözetim kıymeti gibi yollara başvurmak adil değil. Kaldı ki gümrük idaresi de 25’inci maddede yer alan ‘Eşyanın gümrük kıymeti bir üst bent hükümlerine göre belirlenebildiği sürece bir alt bent hükümleri uygulanamaz.’ hükmünden hareketle idarenin satış bedeli yöntemini terk etmesini gerektiren bir tespite rastlanmadığı, bu nedenle geri verme talebinin de 211 inci maddede yapılan değişiklik nedeniyle reddinin hukuka uygun olmadığını hükme bağlamaktadır.
Danıştay’ın bu kararı Türkiye’de adaleti arama yollarının tükenmediğini gösteren güzel bir örnek olarak karşımızda durmaktadır. Ancak, “211’inci maddenin yeni hükmüne göre, gözetim önlemi ile getirilen eşik fiyat başımızın üstüne” diye kamu düzenlemesine boyun bükerek tıpış tıpış vergisini ödeyen tüccar ile “ihtirazi kayıt”la malını gümrükten çekip geri verme başvurusu yapan ve fazla ödediği vergileri geri alan tüccarın tutumunu birinin değerlendirmesi gerekmez mi? Bir başka anlatımla, devlet yaramaz çocuk ile uslu çocuğa aynı muameleyi yaparak, “Bu karar doğrultusunda 24 Mart 2024 tarihinden başlamak üzere 6 ay boyunca eski gözetim önlemi eşik fiyat artışları için geri verme başvurusu yapılabilir” mealinde bir düzenleme yapılabilir mi? Bilinmez.