Kredi derecelendirme kuruluşları not arttırırken genellikle çok titiz ve yavaş davranırlar, ağırdan alırlar. Not düşürürken ise olabildiğince hızlıdırlar. Bu durumu en iyi bilen ülkelerden birisiyiz.
1992 Mayıs ayında S&P'den aldığımız BBB’yi daha iki yıl bile dolmadan 1994 başında kaybetmiş; kaybetmekle kalmamış peş peşe düşüşlerle üç yıl içinde B seviyesine kadar inmiştik. Yani “yatırım yapılabilir” kategorinden “yüksek seviyede spekülatif” diye nitelendirilen bir kademeye inmiştik. Tekrar yatırım kategorisine, yani BBB’ye yükselebilmek için 19 yıl beklememiz gerekmişti. Ancak 2013 ortasında aldığımız BBB’yi 3 yılda kaybettik ve yine arka arkaya gelen not indirimleri ile tekrar B’ye düştük.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch hafta sonunda kredi not görünümümüzü iki yıl aradan sonra ilk defa “negatif”ten “durağan”a çekince notumuz artmış gibi sevindik. Oysa Türkiye'nin kredi notunu hala “B” yani yüksek seviyede spekülatif. Fitch sadece görünümü değiştirdi. Görünüm değişikliğinin nedenlerini açıklarken de politikaların tutarlılığına atıf yapılıyordu. Faizlerin tekrar ana para politikası aracı olarak kullanılmaya başlanması, artan bütçe açıklarını frenlemeye ve iç talebi yavaşlatmaya yönelik adımlar; Türk lirasının mayıs ayından bu yana değer kaybetmesine izin verilmesi bu tutarlılığın örnekleri olarak gösteriliyordu. Para politikasının “normalleşmeye” başlaması, rezervler üzerindeki baskıların hafiflemesi de görünümün durağana dönmesinin nedenleri arasında yer alıyordu. Kısacası son dönemde politikalarda yapılan değişiklik ve daha geleneksel politikalara yöneliş Fitch tarafından olumlu karşılanmıştı.
Not artışı için yapılması gerekenler
Ancak Fitch açıklamasında bunlardan daha fazla dikkat çeken bölüm not artışı için nelerin olması ya da yapılması gerektiğinin anlatıldığı kısımdı. Yani sınıfı geçmek için yapmamız gereken ev ödevinin belirtildiği bölümdü.
Bu listeye bakınca ekonomiyi yönetenlerin neden son dönemde ısrarla “sabır” dedikleri anlaşılıyor. Çünkü not artışı, hele hele tekrar BBB’ye dönüş için daha uzun bir yolumuz olduğu görülüyor.
Özetle; notumuzun artması için mevcut politika normalleştirme ve dengeleme sürecinin sürdürülebilirliğine daha fazla güven duyulması ve enflasyonun sürekli azalması da dahil olmak üzere makroekonomik istikrarda iyileşme gözlenmesi gerekiyor. Sadece bunlar not artışı için yeterli değil. Aynı zamanda bunlara bağlı olarak dış zorlukların azalması, örneğin cari işlemler açığının sürdürülebilir bir şekilde daralması, sermaye girişlerinin artması, uluslararası rezervlerin seviye ve bileşiminin iyileşmesi ve dolarizasyonun azalması lazım.
Bu noktalar sadece Fitch’in değil, Fitch’ten notu daha kıt olan Moody’s ve S&P’nin de not artışı için beklediği gelişmeler.
Notu düşürecek gelişmeler
Bundan birkaç hafta Moody’s Analisti Dietmar Hornung’un Reuters'e bir açıklaması vardı. O da Türkiye'nin geleneksel ekonomi politikalarını yeniden benimsemesinin önemine dikkat çekerek, bu şekilde kaldığı sürece daha güçlü bir kredi notu açısından yakında meyvelerini vermeye başlayabileceğinin sinyalini veriyordu. Ancak aynı zamanda “Bu bir kısa mesafe koşusu değil, bir maraton. Daha ortodoks bir politika geçmişine ve birikmiş dengesizliklerin azaltılmasına ihtiyacımız var” diyordu.
Fitch açıklamasında Türkiye’yi yeni not düşüşlerine götürecek gelişmeler hakkında fikir veriliyor. Mesela 2021 ikinci yarısında olduğu gibi geleneksel olmayan bir politika karışımına geri dönüş veya makroekonomik ve finansal istikrarsızlık risklerini artıran tamamlanmamış bir politika dengelemesi, mevduat sahiplerinin güveninin azalması, banka bilançolarının zayıflaması, ödeme dengesi baskılarının artması, cari işlemler açığının sürekli genişlemesi ve dış finansmana erişimin zorlaşması yeni not düşüşlerini tetikleyebilir. Bunlara ek olarak Fitch iç siyasi veya güvenlik durumunun bozulması; ekonomiyi ve dış finansmanı etkileyecek şekilde uluslararası ilişkilerin bozulmasına da notu olumsuz etkileyecek faktörler arasında yer vermiş.
Kısacası; Türkiye ekonomisi şu anda oldukça hassas bir kavşakta bulunuyor. Ya ratingcilerin dikkat çektiği gibi bizi daha iyi kredi notlarına götürecek uzun ve sancılı yola yöneleceğiz ya da eski çamurlu yolda kalmaya devam ederek daha da düşük notlara razı olacağız. Kredi notları ve ratingciler bir tarafa Türkiye, kendi halkının refahı için ilk yola sapmak zorundadır.