Gördüğüm lüzum üzerine

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

1981 yılı mart ayının ilk günleri… ANKA Ajansı’ndan kadro koşuluyla geçtiğim Ulusal Basın Ajansı’nda (UBA) 8-9 aydır çalışıyordum.

UBA’nın o dönemki İstanbul Bölge Müdürü Süleyman Yağız’a kadro bekleyenler olarak son kez rica ettik:

Abi, lütfen geç teleksin başına, Ankara ile görüş, artık kadromuzu yapsınlar.

Yağız, teleksin başına geçti, merkezi Ankara’da olan UBA’nın Müessese Müdürü ile yazışmaya başladı:

Arkadaşlar yine kadro konusunda beni sıkıştırıyor.

Müessese Müdürü yanıtladı:

Sen arkadaşlardan belgelerini iste. Biraz daha zaman kazanalım.

Yağız, bu yanıt üzerine teleks başında bekleyen bizlere döndü:

Ne diyeyim?

Abi bizim gördüğümüzü çaktırma. Yanıtımızı almış olduk.

Hemen yan odaya geçtim, o günlerde Hürriyet Gazetesi bünyesine bulunan, 1 Mart 1981’den itibaren Cahit Düzel’in liderliğinde ekonomi gazetesine dönüşen Dünya’nın Dış Haberler Müdürü Sevin Okyay’ı aradım:

Abla, Dünya’nın Yazıişleri Müdürü Abdullah Gelgeç’ten bana bir randevu alır mısın? Gazetecilik mesleğini sürdürmek için son şansımı Dünya’da denemek istiyorum. Olmazsa Malatya’ya dönüp abim Kemal Munyar’ın yanında oto elektrik-bobinaj işi yapacağım.

Sevin Abla hemen randevuyu ayarladı. Soluğu Narlıbahçe Sokak, No: 15’deki (Cağaloğlu) Dünya Gazetesi’nde aldım.

Gelgeç’le aramızda şu diyalog geçti:

UBA’da maaşın ne kadar?

6 bin 500 lira abi.

Biz de sana aynı maaşı verebiliriz. Öğlen yemeklerini Hürriyet’te yiyoruz. Bekar adamsın, akşam da yemeği Hürriyet’te yersin. İki öğün yemeği düşünürsen Dünya’nın koşulları senin için daha iyi olur.

Ya kadro?

Söz veremem. Buradaki arkadaşların kadrosunu daha yeni yaptırdık.
Nezih Demirkent’i (o dönemde Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) yeni kadro konusunda ikna edebilir miyim emin değilim.

Çaresiz, kadro için bastırmadan Dünya fırsatını değerlendirdim. İlk mesaiye pazar günü başladım. O gün 4-5 haber hazırladım. Hepsi de farklı sayfalarda yer buldu. Akşam saatlerinde İstihbarat Şefimiz Asaf Ardak koluma girdi:

Yarın evraklarını getir, kadro işlemlerin başlatılacak.

Böylelikle 1978’de, İİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nda (şimdiki Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi) ikinci sınıfta iken başladığım meslekte ilk kadrom Nisan 1981 itibariyle Dünya Gazetesi’nde gerçekleşti.

Derken aynı yılın eylül ayı başlarında bugünkü bakışımla çok komik sayılacak nedenlerle 8 arkadaş eylem yapıp, Dünya’dan istifa kararı aldık.

3.5 sayfalık istifa mektubumu Genel Yayın Yönetmenimiz Cahit Düzel’e sunduğumda hayatımın en önemli derslerinden birini aldım:

- Bu mektubu okumadan sana iade ediyorum. En iyi istifa mektubu tek cümle olur, “Gördüğüm lüzum üzerine müessesenizden istifa ediyorum”
yaz getir. Senin bu meslekte geleceğin var. 3.5 sayfalık istifa mektubunun Hürriyet’in kayıtlarına girmesi senin için iyi olmaz.

Biz ayrıldıktan kısa süre sonra Hürriyet’ten istifa eden Nezih Demirkent, Dünya Gazetesi’nin sahibi oldu.

Temmuz 1985’te evlendiğim eşim Emine Munyar da 1982-1986 döneminde Dünya’da çalıştı. Eşimin nikah şahitliğini rahmetli Nezih Bey yaptı.

1981’den 2019’a kadar geçen 38 yıl boyunca her istifam gündeme geldiğimde aynı cümleyi kullandım. 30-31 Ekim’de Hürriyet’ten ayrılırken de cümle değişmedi:

Gördüğüm lüzum üzerine…

Hürriyet’ten ayrıldığım günlerde Hakan Güldağ’ın liderliğindeki “Dünya Gazetesi çalışanlarıyla yola devam ediyor” projesi hayata geçirilmek üzereydi.

Anında bu projenin neferleri arasına girmeye karar verdim…

Böylece 38 yıl sonra Dünya’ya döndüm.

Yolumuz açık olsun…

Yıldız’da mesai bir saat kısaldı

YILDIZ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker mesaj gönderdi:

“MUTLU ET MUTLU OL” günümüze bekliyoruz.

Yıldız Holding’in İstanbul Çamlıca’daki merkezindeki etkinlikte Ülker’in Turyağ’daki ortağı Edip Uğur, grubun eski yöneticilerinden Atilla Kurama, iş insanları Taylan Bilgel, Ahmet Özaktaç, Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Başkanı Harun Çallı, Prof. Ali Atıf Bir’le karşılaştım.

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO’su Mehmet Tütüncü, kürsüde konuşmasını tamamlayacağı sırada Murat Ülker bana
döndü:

Şimdi müjdeyi verecek…

Tütüncü, mesai bitimiyle ilgili yeni kararı bildirdi:

Artık mesaiyi 18.30’da değil, 17.30’da tamamlayacağız.

Çalışanlar alkışlarken Murat Ülker’e sordum:

Çalışma süresini kısaltıyor musunuz?

“Zamanı daha verimli kullanacağız” diyelim.

Ardından Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker’den kararın detayını dinledim:

Yıldız Holding ve bağlı tüm şirketlerimizde beyaz yakalı arkadaşlarımız mesaiye 08.30’da başlayıp, 18.30’da çıkıyordu. Baktık, çalışma süresi 18.30’da biten az sayıda grup arasında kalmışız. Biz de 17.30’a çektik.

Mesai süresinin bir saat kısalmasının çalışan memnuniyetine etkisinin altını çizdi:

Arkadaşlarımız kendilerine, ailelerine günde bir saat daha fazla zaman ayırabilecek.

‘Tecrübeli’ şartı kalktı, yeni mezuna iş kapıları açıldı

YILDIZ Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, grubun eleman alma süreçleriyle ilgili önemli bir değişikliği paylaştı:

Biz artık şirketlerimize eleman alırken, “tecrübeli” kuralını kaldırdık. Yani, üniversiteden yeni mezun gençleri tercih ediyoruz.

Kararın gerekçesini anlattı:

Başka kurum ve şirketlerde tecrübe kazanmış olanlarda, iş süreçleri konusunda bazı alışkanlıklar oturmuş oluyor. Onları değiştirmek zorlaşıyor.

İşe alacakları yeni üniversite mezunlarını Yıldız Holding ve şirketlerinin kültürüyle eğitme yolunu seçtiklerini belirtti:

Artık son sınıf öğrencilerini veya yeni mezunları staja alıyoruz. Staj sonrası karşılıklı uyumu gördüğümüzde kadromuza katıyoruz.

İş arayan gençlerin ilanlardaki “tecrübeli” şartıyla ilgili yakınmalarına işaret ettim:

Her kurum veya şirket “tecrübeli” eleman almak isterse, yeni mezun gençler olarak tecrübeyi nerede kazanacağız?

Yıldız Holding ve bağlı şirketleri için “tecrübe” şartının kalkması, yeni mezun gençlere kapıyı açmış oldu…

Tüm yazılarını göster