Geçtiğimiz yıl inşaat sektörü yüzde 3 daralırken, yüzde 40 büyümeye ulaşan Birleşim Mühendislik, global marka olmak için harekete geçti. Bundan 5 yıl öncesine kadar Türkmenistan, Azerbaycan, Rusya, Irak ve Libya’da büyük projelerin elektrik ve mekanik işlerini yapan firma, yeni dönemde Özbekistan, Bulgaristan, Hırvatistan’ı da markajına aldı. Son 5 yıldır özellikle Türkiye’deki sağlık yatırımları ile büyüyen Birleşim Mühendislik, hijyenik alan mühendisliği, temiz alan mühendisliği ile rakiplerinden ayrışıyor.
Birleşim Mühendislik Isıtma Soğutma Havalandırma San. ve Tic. AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Altan, “Yaşam alanlarını, konfor alanına çeviriyoruz. Aslında binalar kapısı, penceresi olan yapılar, biz onları havalandırıyoruz, sıcak-soğuk su getiriyoruz” diyor.
Altan, “İki ortağız. Daha önceki işyerinde birlikte çalışıyorduk. 2001 krizi döneminde kendi işimizi kurma kararı aldık ve 2002 yılının Haziran ayında da iki makine mühendisi olarak şirketimizi kurduk. O günden bugüne binlerce projede görev aldık. 2002’den sonra hızla artan yatırımlarda projelerimiz oldu. Hastanelerde, otellerde, yüksek katlı binalarda imzamız oldu. Alt yüklenicilerimizle birlikte 5 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Türkiye’nin hemen her yerinde, dünyanın çeşitli yerlerinde elektrik ve mekanik taahhüt işleri yapıyoruz” şeklinde konuşuyor.
Mesut Altan, hijyenik alan mühendisliğinin hem Türkiye’de hem dünyada çok kritik bir noktaya geldiğini de belirtiyor. Altan “İlk büyük hastane işimizi Dünya Göz Hastanesi ile 2003’te yaptık. Geldiğimiz noktada Türkiye'de irili ufaklı 70’e yakın hastanede imzamız var. Dünya Göz Hastanesi, Medicana, Memorial Grubu Medical Park, Kalp Vakfı, zincir hastane gruplarının hepsine projeler sunduk. Adana, Elazığ, Bursa şehir hastaneleri ve son olarak İstanbul’da yapılan Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nin projelerini biz yaptık. Kartal’da Lütfü Kırdar Şehir Hastanesi’ni yaptık. TOKİ’nin inşa ettiği hastanelerde çalıştık” diyor.
Son 5 yılda iç pazar ağır bastı
Birleşim Mühendislik’in işleri sadece Türkiye’de değil. Altan, “Yurtdışında Türkmenistan’da 6-7 proje yaptık. Azerbaycan’da Rixos oteli yaptık. Bakü’de, Rusya, Irak ve Libya’da işler yaptık. Ancak daha sonra iç piyasadaki canlanma nedeniyle son 5 yılda iç pazara yöneldik. Şimdi tekrar yurtdışına yöneliyoruz. Özbekistan, Bulgaristan, Hırvatistan, Azerbaycan, Libya, buralara tekrar teklifl erle giriyoruz. Hedefimiz uzmanlığımızı pekiştirdiğimiz alanda global bir marka olmak” şeklinde konuşuyor.
Altan “500 kişiye istihdam sağlıyoruz. Alt yüklenicilerle birlikte 5 bin kişiye iş veriyoruz. Pandemide kesintisiz çalıştık. Sadece pandemide çalışan sağlığı tedbirlerimizin maliyeti, yılda 12 milyon TL’yi aştı. Buna rağmen geçen yıl yüzde 40 büyüdük. Aynı dönemde inşaat sektörü yüzde 3 küçülmüştü” diyor. Firmanın sunduğu hizmetler arasında ısıtma-soğutma -havalandırma, sıhhi tesisat -atık su tesisatı, yangın, doğal gaz dağıtım sistemleri, medikal gaz, ameliyathaneler, yeni doğan yoğun bakım üniteleri, yoğun bakım, kemik iliği nakil üniteleri, sterilizasyon üniteleri, eczane, mutfak, çamaşırhane ve temiz odalar var.
Ailelerimizle vedalaşıp, 45 gün dış dünyaya kapandık
Mesut Altan, “Çam ve Sakura Hastanesi’ni inşa ederken gündeme pandemi nedeniyle iki acil durum hastane geldi. Sancaktepe ve Yeşilköy. Ana yüklenici Rönesans’la birlikte 45 gün içinde projeyi bitirdik. Sancaktepe’deki Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi’nin; ısıtma, soğutma ve sağlık sektörüne özel olarak tasarlanan yüksek teknoloji havalandırma sistemleri dahil tüm elektromekanik altyapısı sadece 45 günde kuruldu. Bu sürede teslim edilen, ölçeği ve kapsamı itibariyle bu büyüklükte başka bir proje yok” diyor.
Altan, “Çam ve Sakura’daki ekibimizi buraya kaydırdık. Ortağım, ben ve ekibimiz ailelerimizle vedalaştık. Bir otelde kaldık. Dış dünyaya kapalı bir şekilde inşaatın hızla bitirilmesi için çok özverili bir çalışma yaptık” şeklinde konuşarak, şunları kaydediyor: “45 gün 2 bin 700 kişilik bir ekiple tarladan alıp hastaneye çevirdik. 1800 oda, 6 ameliyathane, acil müdahale odalarının tüm elektrik ve mekanik işlerini yaptık. Dönüşümlü ekiple 24 saat çalıştık. Ekibimiz için önemli bir fedakarlıktı. Ülkenin başka yerlerindeki şantiyelerde çalışan arkadaşlarımız bu kahramanlığın içinde olmak, yardım etmek istediler. İnanılmaz bir dayanışma ruhu ile çalıştık. Pandemi şirketimizde seferberlik ruhu oluşmasını sağladı.”
Pera Palas için yüksek sabır yüksek mühendislik
Birleşim Mühendislik’in Türkiye’nin en yüksek binalarında imzası olduğunu söyleyen Mesut Altan, “Sapphire Residence, Skyland İstanbul, Spine Tower, Astoria ve Rönesans Tower gibi İstanbul’un siluetini oluşturan en yüksek gökdelenlerde biz varız” diyor ve ekliyor: “Ama işlerimiz arasında Pera Palas’ın bizde ayrı bir yeri var. Şehrin tarihine damga vurmuş simge yapılardan birisi. Anıtlar kurulundan duvara çakılacak her çivi için izin aldık. Santim santim musluğun yerini hesapladık. Yüksek sabır yüksek mühendislikle, İstanbul’un ilk asansörüne yeniden hayat verdik.”