Türkiye piyasaları 2008 krizi sonrasındaki en iyi dönemini yaşıyor. Türk lirası dolara karşı kaybının yarısına yakınını geri alırken, MSCI Türkiye kasım ayında yüzde 30’a yakın değer kazanarak gelişmekte olan borsaların (Çin hariç) neredeyse iki katı getiri sağladı. Yeni ekonomi yönetimi bereketiyle birlikte geldi. Umarız devam eder.
İyimserlik dalgası tüm piyasalara yayılmış durumda. Kasım ayında, CDS oranı 170bp, 10 yıllık DİBS 240bp, 10 yıllık Eurotahvil 170bp geriledi. Hal böyle olunca Hazine uzun yıllar sonra ilk kez 10 yıllık DİBS ve 10 yıllık Eurotahvil ihraç ederek yeniden uzun vadeli borçlanmaya başladı.
Piyasalardaki iyimser havanın devam edip etmeyeceği gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahına ve Ankara’nın piyasa dostu politikaları ne kadar sürdüreceğine bağlı olarak belirlenecek. Her iki cephede de beklentilerimiz olumlu.
ABD seçimleri sonrası oluşan zayıf dolar, düşük faiz ve daha az saldırgan Amerikan dış ticaret politikası gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahını destekliyor. Aşının bulunması ve önümüzdeki 4-5 aylık dönemde kitlelerce yoğun bir şekilde kullanılması beklentisi pandemi yüzünden aşırı satılan gelişmekte olan piyasalarda sert bir alış dalgası tetikledi.
Gelişmekte olan piyasalara Kasım ayında 30 milyar dolar ile önceki beş ayın toplamından daha fazla para girdi. Hisse senetleri bu tutarın üçte ikisini alarak uzun bir aradan sonra cazibe merkezi haline geldi. Sabit getirili kıymetler son altı aylık para girişinden aslan payını (üçte ikisi) almayı sürdürüyor.
Türkiye varlıklarına kasım ayının ilk üç haftasında 1.6 milyar dolar para girişi görüldü. Son yıllarda Türkiye varlıklarını satmak için yarışan yabancı yatırımcılar geri dönmeye başladı. MSCI endeksindeki ağırlığı yüzde 0,4’e gerileyen Türkiye’nin gelişmekte olan piyasalara para girişinden yüzde 5 pay olması muhteşem bir gelişme.
Genel fon akımı eğilimine uygun bir şekilde Türkiye varlıklarına giren paranın üçte ikisi hisse senedi piyasasına aktı. Hisse senedine giren paradan bankalar ve holdingler gibi büyük şirketler aslan payını aldı.
Para girişinin önümüzdeki aylarda da devam edeceğine inanıyoruz. Yeni ekonomi yönetiminin para politikasındaki sıkılaşmayı ve piyasa dostu politikalarını 2021 yılında da sürdürmesini bekliyoruz. Geçmiş tecrübe kur şokları sonrası para politikasındaki sıkılaşmanın en az 8-10 ay devam ettiğini gösteriyor. Bu kez de farklı olmasını beklemiyoruz.
Doğru politikaları uygularsak yabancı yatırımcılar gittikleri gibi kademeli bir şekilde geri dönecekler. 2023 yılındaki seçimlere uzun bir süre olması yeni ekonomi yönetimine doğru politikaları uygulayarak gelişmekte olan piyasalara para girişinden pay almak için tarihi bir fırsat veriyor. Bu fırsatın Türkiye’nin kaybettiği rezervlerin bir kısmını (10 milyar dolar +) yerine koymak için kullanılabileceğine inanıyoruz. Yeter ki kısır iç politika çekişmeleri ve jeopolitik risklerle ortamı bulandırmayalım.