Girişimciliği aşkla yapan beyaz yakalılar turizme yeni bakış açıları kazandırıyor

Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler

Ülkemizde kamuda ve özel sektörde çalışanların en temel ihtiyacı güven duygusudur. Mavi yakalılar da, beyaz yakalılar da sigortalı bir işte çalışmanın sunduğu koruyucu şemsiyenin altında olmayı, maceracılık olarak görülen girişimciliğe tercih ederler.

Girişimcilik eko sistemimizde ise durum farklıdır. Çoğu kez bilmedikleri alanlara giren yatırımcılar süreçleri yönetemedikleri, sağlıklı yapılar kuramadıkları veya piyasadaki rekabet koşullarını doğru analiz etmedikleri için bir kaç sene içinde zarar ederek girişimlerinden vaz geçerler.

Son dönemde, bu genellemelerin dışında kalan yeni nesil girişimciler harika projelere imza atıyorlar. Böylece, farklı sektörlerdeki başarılı projelerin sayısı artıyor. Bodrum Yalıkavak’taki Birdcage33 tesisi de turizm alanındaki girişimlerden arasında ön plana çıkıyor.

İki  beyaz yakalı profesyonel Tülin ve Kıral Karabük çiftinin, oğulları Ege ile kurdukları Birdcage 33, ailenin yıllardır olgunlaştırdığı bir hayalin ürünü. 11 adet özel tasarım odası ve Akdeniz füzyon mutfağı sunan restoranıyla dört mevsim ulaşılabilir, doğa ile iç içe bir yaşam alanı sağlıyor

Profesyonel hayattan ideallere doğru yolculuk

Karabük ailesinin, stratejik düşünerek, temkinli ancak cesur bir yaklaşımla ve tutkuyla gerçekleştirdiği  yatırım yolculuğu tüm girişimcilere ilham verecek bir öyküye sahip.

Tülin Karabük, Turkcell’de Satış & Pazarlama Genel Müdür Yardımcılığı, 2018 Yılına kadar Arçelik Global Pazarlama Genel Müdür Yardımcılığı gibi önemli pozisyonlarda başarılar elde etmiş ve farklı kuruluşlarda çalışmış bol ödüllü bir profesyonel.  Uzun yıllar PWC, 3M, Covidien, Medtronic gibi küresel markalarda farklı görevler üstlenmiş  olan Kıral Karabük ise halihazırda Baxter International’da Genel Müdür olarak çalışıyor. Tülin ve Kıral Karabük girişimcilik yolculuklarının geri planını şu cümlelerle anlatıyorlar;  

Bir profesyonel olarak girişimci olmak istediğinize ne zaman karar verdiniz?

Tülin Karabük:

30 yıla yakın  kurumsal hayatta çok severek yer aldım. Çalıştığım şirketlerde her zaman bir girişimcilik vardı. Beni bir şeyin sıfırdan yaratılması heyecanlandırıyor.   İşler rayına girip,  oturmaya başladığında, ben de kıpırdanmaya başlıyorum. Turkcell’de 15 yıl çalıştım. Ama hep grubun içindeki yeni yapılanmalarda yer aldım. Mesela,  Hazır Kart projesi çıktı, işi bana teklif ettiler.  Hemen atladım. Oturmuş bir görevden ziyade sıfırdan kurulacak Hazır Kart biriminin başına geçmeyi seçtim.

Yeni iş zor olmuyor mu?

Tülin Karabük:

Yoruyor tabi. Yeni işte inanılmaz kan, ter ve gözyaşı oluyor. Ama, hayatta bir şeyi sıfırdan yaratmak acayip bir duygu. Arçelik’te beni ikna eden şey Levent Bey’in (Çakıroğlu) “Arçelik’in oturmuş bir  kurum olduğuna bakma, global pazarlamada yeni bir yolculuğa çıkıyoruz” cümlesi oldu.

Her zaman patronlarla karşılıklı bir güven ilişkisi içinde çalıştım. Onlara her zaman yeni bir şey olursa aklınızda olsun, ben talibim dedim.  Uzun yıllar aynı şirket içinde kaldım, ama yeni işlere yöneldim. Değişimi hayata geçirmenin benim güçlü yanım olduğunu düşünüyorum.

Değişim isteğiniz ne zaman başladı?

Tülin Karabük:

Kurumsal hayatta aşırı yoğun çalışıyorsun. Büyük bir etki yaratıyorsun, işini tutkuyla yapıyorsun. Fakat, kendi hayatın, özel hayatın sekteye uğruyor.

Bu yoğunluk içinde biz eşimle beraber bir yelkenli aldık. Eğitimlere katıldık ve ilk 7 yıl tekneyi ikimiz kaptansız kullandık. Tekneyle çok uğraştık. Ama bize muazzam bir dinlenme imkanı sundu. Aşırı yoğun bir çalışma hayatından sonra, tatilde sadece bir yere gidip oturmak bize yetmiyordu.   Denize açılmaksa bir çekip gitme duygusu veriyor.

Karadan uzaklaştığınızda, hayatın  ritminden vazgeçmiyorsunuz ama bir süre ara veriyorsunuz.  Çekip gidiyorsunuz.  Aslında nereye gideceğinizi de tam olarak bilmiyorsunuz. Karşınıza bir tepe çıkıyor, orada bir aile restoran görüyorsunuz, içindekilerle tanışıyorsunuz, onlarla sohbet ediyorsunuz.

Neden Bodrum’u seçtiniz?

Yıllar içinde bizi en mutlu eden şey o karadan çekip gitme duygusu oldu.  Bu duygu bizi çok besledi..  O zamanlar bir hayalimiz vardı; Bodrum’a yerleşmek…  Bodrum’a aşıktık.  Uçak yere indiği andan itibaren mandalina bahçelerinin kokularıyla başka bir dünyaya gelmiş gibi oluyorduk. Hep Bodrum’da yaşamak istedik.

Bizimle aynı şeyleri yapmaktan keyif alan insanlarla vakit geçirmek  aynı sofrayı paylaşmak çok güzel. Enerjiyi yükseltiyor hayattan aldığınız keyfi artırıyor.

Yirmi yıl boyunca hep bir yer aradık. Şimdiki yerimiz görünce tam aradığımız yeri bulduk diye düşündük. Mekanın sessizliği ve aynı zamanda Yalıkavak’a yakınlığı bize çok iyi geldi.

2008 yılında arsayı aldık. Önce ev mi yapsak diye düşündük. Ama paylaşım duygumuzu destekleyecek bir butik otel ve restoran olsa dedik. Böylece, hem girişimci yönümüzü hem de paylaşma isteğimizi  buluşturmuş olduk.

Siz bu dönemi nasıl deneyimlediniz?

Kıral  Karabük

2008’de arsayı aldık ama  2014’e kadar hiçbir şey yapmadık. Biz hazır mekanları sevmiyoruz. Kendimizden bir şeyler katmayı istiyoruz.  Böylece orada anılarınız oluyor.  Verdiği keyif artıyor. Yaparken karşınıza çıkan zorluklardan sonra çok büyük bir tatmin duygusu oluyor.

Şimdi  bakıyorum etrafa, inşaatın her anını hatırlıyorum. Film şeridi gib geçiyor gözümün önünden. Nereden nereye geldiğini görmek çok keyif veriyor.

İş hayatında da söylerim hep Duvarda bir tuğlan olması lazım. Belki büyük katları sen çıkmayacaksın, ama insanlara bir şeyler bırakacaksın. Arkandan güzel konuşacaklar, güzel  anacaklar.

Buradan aldığım en büyük keyif insan ilişkileri. Biz insanlarla birlikte olmayı seviyoruz.

Bodrum da aşık olduğumzu bir yer. Biz Bodrum’da olacaksak, bir şeyler yapmamız gerekiyor dedik ve Birdcage ortaya çıktı. Şimdi oğlumuz Ege bizimle çalışmaya hevesleniyor. Bu bizim için büyük bir mutluluk. Birine bayrağı teslim edebilmek çok  güzel

Girişimcilik ruhunuz nasıl harekete geçti?

Ben memur anne baba çocuğuyum. Girişimcilik veya kendi işimizi yapma isteğimiz yoktu.  Ailelerimiz  bize hep “git bir yerde çalış, oradan da emekli olursun” benzeri cümleler kurardı. Ben de 30 yıla yakın özel sektörde çalıştım. Müfettiş oldum, finansman bölümünde çalıştım, sonra satış planlamaya geçtim. Sonra başka bir şirkette genel müdür oldum. Hep masanın öbür tarafına geçmeyi istedim. Her seferinde de bir üst pozisyona geçtim.

Finansmanı nasıl sağladınız?

Hep kendimizden ödünler vere vere ilerledik. Hemen hemen her şeyi öz sermayemizle yaptık.

Her şeyi sattık. Teknemiz vardı. Onu da sattık.

Kredi almadık. Borçlu olmayı sevmiyoruz. Aileden gelen garantiye alma ve kimseye borçlu olmama isteğim çok güçlü. Ben borcum olursa uyuyamam.

İnşaat süreci nasıl ilerledi?

Hayallerimden birisi bir bar veya bir restoran açmaktı. Yemek pişirmeyi de severim. Hayalim buranın mutfağını yönetmekti.

İnşaat süreci çok zordu, ama birazcık hırs yaptık diyebilirim.

2014-2022 yılları arasında hafta içi İstanbul’da, hafta sonu Bodrum’da çalıştım.  Kolay bir süreç değildi. Ama inşaat ortaya çıkmaya başladıktan sonra yarım kalmasın istedik. Bize devret diyenlar oldu. Ancak içimizden gelmedi.

Arada umutsuzluğa kapıldığınız,   bırakalım dediğiniz oldu mu?

Bir ara terör olayları arttığında endişelendik. Ama sonuçta hayat her şekilde devam ediyor. Su yolunu buluyor. Yeni bir formatta  turizm de bir yere gelecek dedik. Başladık buraya, bitireceğiz dedik.  Gerçekten de o azim ve istekle devam ettik.

Bıkkınlıkla bırakmadık.  En kötü ihtimalle biz içine girer otururuz, burası bir varlık diye düşünerek devam ettik. Bu düşünce bize enerji ve şevk verdi

Tülin Karabük:

İş hayatında da vardır ya, bir hedefe kitenirseniz, ona erişirsiniz. Biz Bodrum’da yaşamayı istediğimiz  ve burayı sevdiğimiz için yılmadık.

Hayaliniz, arzunuz olmasa, bu delilik dersiniz, ama öyle değil, istediğn şeyi yaptığın için, “bunu hallettik, şimdi bunu yapalım” diye devam ediyorsunuz

Şu anda işletme sürecindeyiz. Oğlumuz Ege Cornell’de  otel ve restoran yönetimiyle ilgi bir sertifika programına kaydoldu.

Otel işini sevdi. Buna çok memnunum. Bizim yaptığımız burayı hayata geçirmekti. İşletme yönetimi ayrı bir şey. Bundan sonra, işletmeyle ilgili planları,bir kez daha masanın üstüne yatırarak, stratejisini gözden geçirerek, bugünkü dünyayı göz önüne alarak yeniden çalışacağız.

Mimari süreci nasıl yönettiniz?

Tülin Karabük:

Mimarımız Ahmet Alataş’ın yaptığı işleri çok beğeniyorduk.

Ahmet Alataş cam ve metal kullanmayı çok seviyor. Binalarında doğayla içiçe olan bir geçirgenlik var. Kendisine projemizden bahsettik. İlgisini çekti. Bodrum’da ben de böyle bir yer yapmak isterim dedi. Öyle başladık.

Binanın iç mimarisini ise Deniz Galip yaptı. Deniz farklılıklardan hoşlanır. Oteldeki her şeyi ayrı ayrı yerlerden aldık. Çok farklı malzemeleri biraraya getirdik. Bir anlamda farklılıklardan beslendik.

Şimdi kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Kıral Karabük:

Aslında sudan çıkmış balık gibiyiz. Sıfırdan başlıyoruz. Sünger gibi her şeyi öğrenmeye çalışıyroruz.  Hayatımızın bu döneminde yepyeni bir sayfa açtık.  Yeniden öğreniyoruz. Tabi ki sıkınt oluyor. Endişeleniyoruz. Acaba olacak mı olmayacak mı? duygusu bizi heyecanlandırıyor ve enerji veriyor.

Yeniden bir şey öğrenmek çok keyifli. Bir çok arkadaşımız bize siz delisiniz dedi. “Tam emekli olup hayatınızı yaşama döneminize gelmişsiniz, maddi manevi belirli bir statüye ulaşmışsınız, ben sizin yerinizde olsam bunu yapmazdım” diyen arkadaşlarımız oldu.

Bu sene ilk senenizdi. Nasıl geçti bu yaz?

Tülin Karabük:

Temmuz’da açıldık. Ağustos ikinci ayımız olmasına rağmen odalarımız doldu. Beklediğimizin çok üstünde bir ilgi oldu. Otel müşterimizin yüzde 90’ı yabancıydı.  

Bu yılı deneyimliyoruz. Yol haritamızı Ekim’den sonra belirleyeceğiz

Bütün yıl açık olmayı planlıyoruz. Davetler, toplantılar, hafta sonu barbekü, brunch.. gibi etkinliklerle ilerleyeceğiz bu kış.

Gelecek için ne hayalleriniz var?

Kıral Karabük:

Mutfağa girip bir şeyler pişirmek istiyorum. İnsanları eğlendirmek istiyorum.

Tülin Karabük:

Ben özel hayat dengemi kurmak istiyorum. Burada hiç öngörmediğim bir şey oldu. Özel hayat dengem kendi adıma çok bozuldu. Burada çok ciddi bir yoğunluk var.

Küçük veya büyük işletme olmak fark etmiyor. Arka tarafta çok yoğun bir Iş var.

Büyük yapılarda İK departmanı, finans bölümü gibi diğer işleri halleden büyük kadrolar var. Dolayısıyla sen kendi işine odaklanıyorsun.  Burada o tür yapılar olmadığı için sana çok iş düşüyor.

Benim için bu sene öğrenme  senesiydi diye düşünüp, önümüzdeki  sene denge kurmak istiyorum. İşin en güzel artısıysa,  oğlumuzun bizimle çalışması. Benin için bu büyük bir keyif.

Resim sanatını mutfak kültürüne entegre etmek

Birdcage 33, yaz boyunca özel deneyimlerle sadık bir müşteri tabanı oluşturacak adımlar attı. Son etkinliklerinden birisinde Türk Çağdaş Sanatının önemli isimlerinden Mustafa Horasan mutfağa girdi. Kendi seçtiği bir menüyü otelin şefleri Umut Ünleyen ve Emre Demir’le birlikte pişirme sürecine eşlik etti. Horasan’ın hazırladığı  Hadi Gari isimli menü, otelin Yalıkavak manzaralı terasında ziyaretçilere sunuldu. Mustafa Horasan’ın ana yemeğin servis edildiği tabak için hazırladığı balık motifi gecenin unutulmaz bir görseli olarak zihinlere kazındı.

Tüm yazılarını göster