17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü kapsamında, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (BMÇMS), Gıda-Yem-Lif teması ile 2050'de 10 milyar insanı besleyecek üretken araziye sahip olabilmek için, insanın bireysel etkilerini azaltmasına odaklanarak, her yıl üretilen gıdanın üçte birinin, diğer deyişle küresel gıda tedariğinin 1,3 milyar tonunun kayıp ya da israf olduğunu belirtti. İhtiyaç kadar satın alma; öğün planlama ve satış noktalarındaki raf ömrü geçmek üzere olan ürünlerin yerel, yoksul tüketime bağışlanması için gıda bankacılığı ile sürdürülebilir üretim, sürdürülebilir tüketim gereği vurgulandı. Etkin sosyal medya kampanyaları afiş ve videolarda bireysel tüketim tarzı değişimi hedef seçildi.
Doğadan bize ve hayvanlara ulaşan gıda-yem-lifin tarımsal üretim girdileri, toprak, tohum, su, enerji ve tarım kimyasallarıdır. Çıktılar ise ürün, atık, hava kirliliği ve iklim değişimine etkidir. Tarımsal ve hayvansal üretimin karbon ayak izi, iklim değişimine etkisi yüksektir. Çiftçi ve arazisi insanın en temel ihtiyacı beslenme ve giyinmesi için çalışır, bereketini sunar. Arazi insan ve hayvan refahının temelidir. Yaşam, gıda zinciri toprakta başlar, sofrada biter. Bu nedenle, insan iki mühim hususu, iklim değişimine dirençli sürdürülebilir tarımsal hayvansal üretim ile sürdürülebilir yaşam tarzını önceliklemelidir. Bu köşenin adında olduğu gibi yaşam, bu sayfanın adında olduğu gibi Dünya sürdürülebilir olmalıdır. Bugünkü yaşam tarzı değişmezse, amansız üretim-tüketim sürerse, mevcut ekilebilir arazilerin verimliliği azalacak ve ardından toprak-insan-bitki- hayvan-gezegen sağlığının da bozulması sürecek. Çölleşme ve kuraklıkla mücadele gerek. -Arazilerimizi onarmak, iyileştirmek, korumak, sürdürülebilir kalkınmak gerek. Yoksa artan insan nüfusunu açlık ve iklim krizi bekliyor. Bu gerçeği yok sayamayız.
Ülkemizin 1998 yılında taraf olduğu BMÇMS gereği yükümlülüklerini planladığı Çölleşme ile Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı (2015- 2023), sesini duyurmaya gayret eden sivil toplumu, yetkin akademisyenleri ve iyi uygulama örnekleri var. Ancak daha çok çalışmamız gereği açık. Bize de bu yakışır. Çünkü toprağına düşen cemreyi kutlayan, bir karış toprağı için kanını döken bizler arazilerimizin çölleşmesini, kuraklaşmasını izlememeliyiz. Şimdi vakit yeşil toparlanma, onarma vakti.