Gıda israfına karşı ‘atıksız mutfak’ çağrısı yaptı ‘sıfır atık’a destek çıktı

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

İSVEÇ’in İstanbul Başkonsolosluğu’ndan davet geldi:

  • Başkonsolosumuz Peter Ericson ve UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, gıda israfıyla mücadele odaklı, “İsveç’ten Sürdürülebilir Lezzetler” buluşmasına davet ediyor.

Davete uydum, İsveç’in İstanbul Başkonsolosluğu’na gittim. Başkonsolos Ericson’la sohbet ederken, hazırlanan “İsveç’ten Sürdürülebilir Lezzetler” broşürüne baktım, özet bilgileri okudum:

  • Birleşmiş Milletler’e (BM) göre küresel olarak üretilen gıdanın yaklaşık yüzde 14’ü hasat ve perakende arasında kaybolurken, toplam küresel gıda üretiminin tahminen yüzde 17’si boşa gidiyor.
  • BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, sadece Türkiye’de her yıl 18 milyon ton gıda çöpe atılıyor. Bu rakam Avrupa Birliği (AB) ülkeleri için 88 milyon tona çıkıyor.

Başkonsolos Ericson, İsveç Ulusal Gıda Ajansı, İsveç Çevre Koruma Ajansı ve İsveç Tarım Kurulu ile birlikte adımlar attıklarını belirtti:

-          Çiftlikten müşteriye ulaşan tüm süreç boyunca gıda israfını azaltmak üzere pek çok çalışma gerçekleştiriyoruz. Bilinçlendirme kampanyalarını ve özel sektör ile kamu tarafından geliştirilen yenilikçi çözümleri destekliyoruz.

İsveç Hükümetinin, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamındaki “Hedef 12.3”e uygun olarak, tüm gıda tedarik zinciri boyunca kaybı ve atığı azaltmayı hedeflediğini vurguladı:

-          Bu hedeflerin başında 2025’e kadar toplam gıda atığı miktarını kişi başı en az yüzde 20 azaltmak yer alıyor.

Türkiye’deki “Sıfır Atık” girişimine işaret etti:

-          Türkiye’nin “Sıfır Atık” girişimini, cesur ve iddialı planlarıyla sınırlı kaynakların verimli kullanımını teşvik etmesi, israfın önlenmesi, atıkların en aza indirilmesi, yeniden kullanılması yönündeki çalışmaları bakımından oldukça önemli görüyor ve destekliyoruz.

“Atıksız mutfak” uygulamalarının iklim değişikliğini önlemede önemli rolü olduğunu kaydetti:

-          Gıda israfı bir dizi sosyal, ekonomik ve çevresel sonuç doğuran en büyük küresel sorunlar arasında yer alıyor. İsveç, sürdürülebilir gıda kültürünü teşvik ederek gıda israfına karşı mücadelede öncü ülkeler arasında bulunuyor.

United Nations Development Programme (UNDP-Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton da COVID-19’un gıdaya etkileri üzerinde durdu:

-          COVID-19 pandemisi açlığın azaltılmasında elde edilen 20 yıllık küresel iyileşmeyi 2 yılda tersine çevirdi. Bu dönemde ciddi gıda güvencesizliği yaşayan insan sayısı 135 milyondan 276 milyona çıktı.

Bu durumun tarımsal gıda sisteminin kırılganlığını ortaya koyduğuna dikkat çekti:

-          Dünyadaki tüm insanların her zaman sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olmasını sağlamak için gıda mevcudiyetini artırma ihtiyacı ortaya çıkıyor. Gıda israfını ortadan kaldırmak, tüm çözümlerin önemli bir parçası.

Başkonsolos Ericson araya girdi:

-          Kayıp ve israf, gıda sistemlerimizin sürdürülebilirliğini baltalarken, o gıdaları üretmek için kullanılan su, toprak, enerji, emek ve sermaye dahil tüm kaynaklar da boşa gidiyor.

Vinton sürdürdü:

-          Dünyadaki nüfusun artması ve buna bağlı olarak doğal kaynakların tükenmeye başlaması, tüm ülkeleri sürdürülebilirlik konusunda daha bilinçli olmaya itiyor. Birçok ayrı faktörün tetiklediği iklim değişikliği ve karbon salımı ise en çok gıda sektörünü etkiliyor.

İki tarihe vurgu yaptı:

-          29 Eylül “Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü” idi. 16 Ekim de “Dünya Gıda Günü”. İsveç İstanbul Başkonsolosluğu’nda gerçekleşen buluşma için bu dönem özellikle belirlendi.

Başkonsolos Ericson, sohbetin ardından İsveç Sarayı Şefi Nusret Altundağ’ı tanıştırdı:

-          Nusret Şef, İsveç ve Türk mutfağının birleşimiyle sürdürülebilir gıdalardan özel bir menü hazırladı.

Bu noktada sürdürülebilirlik konusunda bireysel çabalara şu örneği verdi:

-          Kırmızı eti daha az tüketmek, sera gazı salımını azaltmaya dönük bir adım olabilir.

Türkiye’de yılda 18 milyon ton, AB ülkelerinde yılda 88 milyon ton gıda çöpe gidiyor…

Hal böyle iken dünyada 900 milyona yakın insan açlık sancısı çekiyor…

“Atıksız mutfak” çağrılarına hepimizin acilen uyması gerekiyor…

Domatesin sapını havucun yaprağını atmayıp sos yaptım

İSVEÇ Sarayı Şefi Nusret Altundağ, “Atıksız mutfak” hedefine uygun hazırladığı mönüyü anlatırken şu örnekleri verdi:

-          Mönüyü vejeteryan-vegan karışımı hazırladım. Hiç et kullanmadım. Domatesin sapını, havuçların yaprağını dahi atmadım. Onları sos hazırlamada kullandım.

Mısır unundan iç yaptığı “Hodan yaprağı sarması”nı anlatırken şöyle tanımladı:

-          Hodan yaprağı Karadeniz’de bulunur. Ben memleketim Mengen’den getirttim. Pütürlü bir yapraktır. Yüzeyi 3 numara zımpara gibidir. Sarmada kurutulmuşunu kullandım.

Dedemin dedesi Atatürk’ün aşçısıydı

İSVEÇ Sarayı Şefi Nusret Altundağ, Bolu Mengen doğumlu olduğunu, aşçılık eğitimi aldığını belirtti:

-          Dedemin dedesi İbrahim Altındağ, 1924 yılında Atatürk’ün aşçısıymış. “Altundağ” soyadını da Atatürk vermiş.

Mengenli olmalarına karşın ailede çok fazla aşçılık yapan çıkmadığını ifade etti:

-          Yalnız abim uzun süredir Hollanda’nın İstanbul Başkonsolosluğunun şefliğini yürütüyor. Ben de 3.5 yıldır İsveç Sarayı’nda şef olarak görev yapıyorum.

İsveç’in yurt dışındaki en eski mülkü burası

İSVEÇ’in İstanbul Başkonsolosu Peter Ericson, konsolosluk yerleşkesinin tarihçesinin 1757 yılına uzandığını bildirdi:

-          1757 yılında satın alınmış ve İsveç Hükümeti’nin yurt dışındaki en eski mülkü olma özelliği var. İsveç Sarayı’nın bugün de kullanımda olan binası 1870 yılında yapıldı. 2020’de 150’nci yaşını kutladık.

1 Eylül 2019’dan beri İstanbul’da görev yapan Ericson, konsolosluğun görevlerini özetlerken şu mesajları verdi:

  • İsveç kültürünü ve değerlerini tanıtmak
  • İsveçli şirketleri Türkiye pazarında desteklemek
  • Cinsiyet eşitliği dahil olmak üzere özellikle demokrasi ve insan hakları konularında sivil toplumu desteklemek
Tüm yazılarını göster