TARIM ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık” kampanyasını başlattıktan 1.5 ay sonra görüntülü platform üzerinden gerçekleşen buluşmada dünyadan verilerle söze girdi:
-Dünyada 821 milyon insan aç. Buna karşılık 810 milyon insan ise obezite sorunu yaşıyor. Ayrıca dünyada üretilen gıdanın 3’te biri, yani 1.3 milyar tonu israf ediliyor.
Gıda kaybının yüzde 14’ünün üretim-tedarik aşamasında yaşandığını belirtti:
- Gıdanın 3’te 1’i de son satış noktası ve tüketim aşamasında israf oluyor.
Gıda kayıplarının çevresel etkisini anlatmak için şu örnekleri sıraladı:
● 1 kilo kırmızı et için 15 bin 500 litre su harcanıyor.
● 1 kilo peynir için 5 bin litre su tüketiliyor.
● 1 kilo şeker için 1500 litre su kullanılıyor.
● 1 kilo domates için 184 litre su gidiyor.
Türkiye’deki kayıp ve israf verilerini özetledi:
● Ekmek: Günde 4.9 milyon somun israf ediliyor.
● Üretilen sebze-meyvenin yüzde 50’si israf oluyor.
●Hizmet sektöründe: İşletme başına yıllık 4.2 ton gıda israfı var.
Toplam israfın altını çizdi:
- Ülkemizde yılda 18.8 milyon ton gıda çöpe gidiyor. Yani, 625 bin çöp kamyonu ile taşınabilecek bir gıda israfı söz konusu.
FAO’yla (Dünya Gıda ve Tarım Örgütü) işbirliği yaparak başlattıkları kampanyanın “strateji belgesi ve eylem planı”nı anımsattı
: ● Öncelikle gıda israfını önlemek ve azaltmak.
● İsraf edileni kurtarmak ve yeniden dağıtmak.
● Çöpe gitmeden hayvan yemi olarak değerlendirmek.
● Çöpe gideni elektrik enerjisine dönüştürmek.
Gıdada kayıp ve israfın önlenmesiyle elde edilecek fayda üzerine iki hesap ortaya koydu:
● Gıdamızı yüzde 2 daha az kayıp ve israf edersek: 10 milyar liralık bir değer kurtulur. Bu rakam, 360 bin ailenin asgari geçimi anlamına gelir.
● Gıdamızı yüzde 5 daha az kayıp ve israf edersek: 25 milyar liranın kurtulması anlamına gelir. Bu rakam da 900 bin ailenin bir yıllık asgari geçimi demektir.
Gıda israfını önlemek için oturmuş bazı alışkanlıkları değiştirmek gerektiğini belirtti:
- Örneğin genelde sofrada bolluk olmasına önem veririz. Oysa, sofrada gıdanın atılmaması davranışının daha öne çıkarılması gerekiyor.
Bu tutumun alışveriş aşamasından başlaması gerektiğine işaret edip, belirlenen sloganı yineledi:
- İhtiyacın kadar al, geleceği çöpe atma.
Tağşişli ürün konusunda da değindi:
- İfşalarla farkındalık yarattık. Tağşişli ürün satışıyla ilgili yaptırımlar, cezalar yetersizdi. Tağşişi ortadan kaldırma gayretiyle yola çıktık. “Gıdanı koru” konusunu da belki bununla birleştirebiliriz.
Bunun üzerine sordum:
- Gıda kayıp ve israfını önlemek için ceza da gündeme gelir mi?
Şu yanıtı verdi:
- Yasak ve cezadan daha çok bilinçlendirmeyle yol almaktan yanayız. Bu işe milletimizin sahip çıkmasını istiyoruz.
COVID-19 süreci tarımın, gıda üretiminin önemini tüm dünyanın gündemine oturttu.
İhtiyacımız kadar alalım, sofrada misafire bolluk havası atmayı bırakalım, geleceğimizi çöpe atmayalım…
8 milyar dolar ihracat, 5.3 milyar dolar fazlamız var
TARIM ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tarımsal hasılayla ilgili veriler üzerinde durdu:
- 6.6 milyon hektar araziyi sulamaya açtık, 310 milyar lira tarımsal destek verdik, 4.7 milyar fidan diktik. Tarımsal hasılamız 275 milyar liraya çıktı.
Kendi görev dönemindeki hasıla artışını ortaya koymak için 2017’ye döndü:
- 2017’de ülkemizin tarımsal hasılası 189 milyar liraydı. 2018’de 217 milyar liraya çıktı. 2019 yılında ülke ekonomisine katkımız yüzde 6.4 düzeyinde oldu.
Türkiye’nin tarımsal alan bakımından dünyada 17’nci sırada olduğunu vurgulayıp, sürdürdü:
- Tarımsal hasılada ise Avrupa’da 1’inci sıradayız. Dünyada ilk 10’da yer alıyoruz.
Hayvancılıktan da verileri ortaya koydu:
- 48.5 milyon küçükbaş hayvan varlığı ile Avrupa’da birinciyiz. 17.9 milyon büyükbaş hayvan varlığı ile de Avrupa ikincisiyiz. Süt üretiminde Avrupa’da 3’üncü sırada yer alıyoruz.
Tarım sektörünün ihracatının 18 milyar dolar olduğuna işaret etti:
- Tarımda 5.3 milyar dolar dış ticaret fazlamız var. Bazı tarım ürünlerinde gündeme gelen ithalat, kendimize yetmediğimiz anlamına gelmemeli. İşte, dış ticaret fazlamız, tarımda artıda olduğumuzu ortaya koyuyor.
Hasat dönemine geçen yılın 4 katı stokla girdik
TARIM ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, pandemiyle ilgili ilk işaretler alındığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini aradığını belirtti:
- Sayın Cumhurbaşkanımız, “6 ay-1 yıl için hazırlığını yap” dedi. Elbette hazırlıklarımızı yaptık. Gerektiğinde ithalat için de hazır hale geldik. Örneğin, ihtiyaç halinde ayçiçeği yağı ithalatı için TMO’nun devreye girmesini de planladık. Ancak, ihtiyaç kalmayacak.
Buğday stoklarından örnek verdi:
- Bu yıl hasat mevsimine geçen yılki stokların 4.5 katı düzeyde bir stokla girdik.
Bazı ürünlerde ihracatı ön izne bağladıklarını anımsattı:
- Örneğin limonun önümüzdeki eylül ayına kadar iç piyasa için yeterli olması gerekiyor. O nedenle ihracatını ön izne bağladık.
Ürünler gereğinden fazla ucuz olmamalı
TARIM ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, gıdada hedefin bol bol tüketim olmaması gerektiğini belirtip, fiyatla ilgili şu mesajı verdi:
- Gıda ürünleri gereğinde fazla ucuz da olmamalı.
Zeytinyağı örneğini aktardı:
- 5 litrelik zeytinyağı, bazı yerlerde satılmaması gereken fiyattan satılıyor. Tağşişli ürünleri ifşa etmemizin ardından bazı otel ve restoranlar 120 liralık karışım zeytinyağı yerine 375 liralık normal zeytinyağı almaya başlamış. Bu konuda üreticilerden teşekkür mesajları aldık.