Getir ve Hepsiburada yerli ve milli midir?

Ussal ŞAHBAZ Global İşler

Son zamanların popüler tartışma konusu Türkiye’de kurulu teknoloji şirketlerinin sahibinin yerli mi yabancı mı olduğu. Burada sözünü ettiğimiz şirketler Google, Facebook, Amazon, Apple gibi kendi piyasalarında tekelleşen global teknoloji şirketleri değil. Türkiye’de kurulup, Türkiye’de yatırım alıp büyüyüp, sonra işin tabiatı gereği yatırımcılarının paralarını geri alabilmesi için yabancılara satılan şirketlerden bahsediyoruz.

Bir şirketin yerli olup olmadığını nasıl test edersiniz? İki örneği tartışalım. Getir başarılı bir teknoloji şirketimiz. Türkiye’de geliştirdiği, evlere hızlı süpermarket hizmeti modelini şimdi Avrupa’da açtı. Bir nevi iş modeli ihracı yaptı. Getir’in bu büyümesini finanse eden dünyaca ünlü yabancı fonlar var. Bu fonların ortak olduğu şirket Hollanda’da kurulu. Yani hukuken Getir Hollanda şirketi. Fakat Getir’in tüm yönetim ekibi, yazılımcıları Türkiye’de. Ana pazarı da Türkiye. Şimdi Getir yerli değil mi?

Hepsiburada, birazcık daha eski de olsa Türkiye internetinin en başarılı şirketlerinden. Türkiye’ye e-ticareti getiren şirket diyebiliriz. Bir süredir Doğan Grubu’na aitti. Şimdi ABD’de dünyanın teknoloji devlerinin tarafı olduğu NASDAQ borsasında halka arz ediliyor. Şirketin hissedarları Amerikan olacak. Raporlamaları Amerikan kanunlarına göre yapılacak. Bir sorun olduğunda Amerikan savcıları hesap soracak. Hepsiburada’nın hala tüm yönetimi ve operasyonu Türkiye’de. Şimdi Hepsiburada yerli değil mi?

“Yerli ve milli” kavramı aslında 2019’da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayınlanan “2023 Sanayi Stratejisi” belgesinde çok yerinde bir biçimde tarif edilmiş. Belgede diyor ki “yerli kavramı coğrafi olarak bir bölgeye ait olanı ifade etmektedir… Yurt içinde kurulmuş olan bir fabrikanın, yabancı sermaye tarafından kurulmuş da olsa, yaptığı üretim yerlidir; üretim girdilerinin büyük çoğunluğunu ülkemiz kaynaklarından elde etmiş ise ürünü de yerli malıdır.” Milli kavramı ise ulusal güvenlikle ilişkilendiriliyor: “Milli kavramı ise bir ulusa ait olanı ifade etmektedir. Örneğin, milli muharip uçak imalatı, üretiminde ithal girdileri olsa da, fikri ve sınai mülkiyet hakları, yönetimi, karar mekanizmaları ve sermayesi bize ait olduğundan, kendi ulusal menfaatlerimiz doğrultusunda karar alarak yürüttüğümüz milli bir üretim olacak, üretilen uçak da milli uçağımız olacaktır.”

Teknoloji milliyetçiliğinin geliştiği tek ülke Türkiye değil. Daha geçen yaz Hindistan, TikTok gibi Çinli internet uygulamalarını yasakladı Çin ile askeri çatışma yaşadığı için. ABD’de ve Avustralya’da yine Çinli yatırımlara getirilen izin süreçleri var. Ancak bu izinler sadece ulusal güvenlikle ilgili sektörlerde geçerli. Üstelik kendi müttefiklerinden gelen teknoloji yatırımlarını “bu şirketler yerli değil” diye tartışmaya açan hiçbir medeni ülke yok. Daha doğrusu, böyle yapan ülkelerin muasır medeniyet seviyesinde kalma şansı yok.

Yerli ve milli şirket, sahibi nereli olursa olsun, yönetimi ve istihdamı Türkiye’de olan şirkettir. Son yıllarda dünyada ve ülkemizdeki tüm olumsuzluklara rağmen teknoloji şirketlerimiz ciddi başarılara imza atıyor. Bu sene dördüncü bir milyar dolar değerlemeli teknoloji girişimini çıkardık. İlk NASDAQ halka arzı kapıda. Eğer bu şirketlerin yerliliklerini tartışırsak, ekonomimizin genelinden pozitif ayrışan teknoloji sektörümüzün ayağına sıkmış oluruz. Teknoloji milliyetçiliği yapmak isteyenlerin adresi Silikon Vadisi’nden yönetilen global teknoloji tekelleri olmalı.

Tüm yazılarını göster