Bu yazı ile 2022 için kaleme aldıklarımız serisinin sonuna gelmiş oluyoruz. Böylece yılı da bitireceğiz. Bir klasik olduğu üzere giden yıl için de gelecek yıl için de “zor(du)” kelimesinden uzaklaşmak isteğindeyiz. Ancak, bu kez gerçekten gidene de gelecek olana da bu kadar kolay, tek nefeste söyleyebileceğimiz bir durumda değiliz. Ciddi anlamda belirsizliğin olduğu bir yıldan başka belirsizliklerin ve maceraların bizleri beklediği bir başka yıla geçiş yapıyoruz. İnsanın “hayırlısını” dilemekten başka çok fazla bir seçeneği olmuyor. Bu, elbette ki önlemleri almaktan imtina edeceğimiz anlamına da gelmiyor. Biz her zaman hazırlığımızı yapalım. Başka şansımız da yok.
Kendi kurumumda paylaştığımız 2022 strateji raporunun başlığını yıl içerisinde sık sık hatırladım. Hatta öyle ki tam olarak kelimelerin sıralaması nasıldı diye de ara ara raporu açıp göz atmışlığım çoktur: ‘Yüksek volatilite ile normale dönüş çabaları’.
Hakikaten 2022 tam olarak böyle bir yıl oldu. Yüksek volatiliteyi de normale dönüş çabalarını da sık sık konuşurken kendimizi bulduğumuz zamanlar çoktur. Öncelikle, özellikle gelişmekte olan ülkelerin ve bizim yakından bildiğimiz bir sorun ile gelişmiş ekonomilerin 30-40 yıl sonra yeniden tanıştığına tanıklık ettik: enflasyon. Öyle ki nesiller arasındaki ayrışmanın ve bilinirliğin de farklılaşması açısından önemli bir detaydan söz ediyoruz. Gelişmiş ekonomilerde enflasyon nedir, nasıl mücadele edilir bilmeden, enflasyon yaratmak için merkez bankalarının birbiri ile yarıştığına tanıklık eden bir nesil pandeminin peşine hızlı geri dönüş sürecinde bu kez tersi durumu deneyimler pozisyonda kendilerini buldular. Kafa karıştırıcı, hayatı zorlaştırıcı ve gelecek açısından ciddi belirsizlik yaratan bir süreçten söz ediyoruz. Aynı nesil için negatif faiz ortamından zıt yönde direksiyonun kırıldığı ve hızlı-kümülatif sıkılaştırma sürecinin tam ortasına düşüldüğü bir 2022 oldu. Geldiğimiz noktada henüz büyüme cephesinde ciddi sekteye uğrama durumu yok. Alın size şimdiden iki tane 2023 başlığı: parasal sıkılaşmanın geleceğine yanıt aranırken enflasyon ve büyüme ne olur? Üstelik global ve yerel zeminde ayrı ayrı düşünme lüksüyle.
Bir diğer anomali de Avrupa’nın, NATO’nun, daha geniş kümede dünyanın uzun yılların barış ortamı peşine deneyimlediği Rusya-Ukrayna savaşı özelinde oldu. Ekonomik taraftaki negatif yansımaları bir yana, siyasi ve askeri paktların yeniden şekillendiği, şekillenmesinin zaruri olduğu, şimdiden 2030’un dünyasına hazırlıkların hızlı bir şekilde yürütüldüğü sürecin ön provasının yapıldığı bir 2022’yi tamamlıyoruz. Gün sonunda onuncu ayına taşınmış olan savaş, insani dram ve batının askeri-maddi yardımlarının Ukrayna’ya, Rusya’nın askeri sevkiyatının savaş bölgesine sürdüğü bir dönemeçte 2023’e giriyor. Alın size bir başka konu başlığı: 2023 barışın yeniden tesis edildiği mi yoksa daha farklı boyutlara evrildiği, ekonomik anlamda bambaşka sorun kümelerinin karşımıza çıktığı bir yıl mı olur? Bu kadar dar bir coğrafya olarak da düşünmeyin; Asya’ya, Tayvan, Çin ve hatta Japonya’ya dek geniş düşünün geleceğin dünyasını.
Yerel taraftaki gündem elbette ki dışarıdan farklı bir düşük oynaklık ortamına işaret etmedi. Enflasyonun yüzde 80’in üzerine tırmandığı, politika faizinin tersi yönde tek haneye taşındığı, bankacılık sektörüne yönelik yepyeni regülasyonların hayatımıza girdiği, büyümenin yüzde 5’in üzerine (2022 sonu itibarıyla) taşındığı, cari açıktaki genişlemenin savaş ve liradaki değer kaybı ile arttığı ve BIST’in alternatifsizlik başlığı önderliğinde sık sık sohbetlere konu olduğu bir 2022 oldu. Şimdi 2023 için yerel gündem ciddi anlamda yılın ilk çeyreğine sıkışmış durumda. Neden? Ana gündem seçim nedeniyle. Reel sektörden finans kesimine dek beklentiler yılın geri kalanı için seçim sonuçlarına göre farklılaşabilir olduğu için. Bu nedenle bizler açısından içeri ve dışarıdaki başlıkları ayrı sepetlerde eritip tek yerde toparlama ve ona göre pozisyon alma fikri oluşturmak çok kolay olmayacak. Deneyeceğiz.
Tüm bunlar bir yana sağlık her şeyin ötesinde. O nedenle herkesin önceliği sağlık ve sevdikleri ile huzur içerisinde bir yıl geçirmek olmalı. Dilerim böylesi bir yıl olur.