Gençlerimizi, geleceğimizi kaybediyoruz

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ

Bir OECD araştırması

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD (The Organization for Economic Cooperation and and Development) 2018 yılında bir araştırma yapmaya başladı. Bunu 2020 ve 2022 yıllarında da tekrarladı. OECD, son yapılan “The 2022 OECD Risks that matter” araştırmasından özellikle gençlere (18-29 yaş grubu) ait bilgilerin analizini (Risks that matter for young people;https://www.oecd.org/en/publications/risks-that-matter-for-young-people_62b44423-en.html) yeni yayımladı. Bu araştırmanın yapıldığı 27 ülke içinde Türkiye de yer alıyor. Gençler ile ilgili önemli bulgular var:

- Giderleri karşılayamama riski

 Bu araştırmaya cevap veren her 10 gençten 7’si (%69), giderlerini karşılayacaklarından kuşku duyuyorlarmış.

- İşsiz kalma endişesi

- Gençlerin %29’u kısa bir süre içinde işlerini kaybetme endişesi duyuyorlarmış.

- Gençler iş ve yer değiştirmeye açıklar

- Gençlerin %41’i daha iyi bir iş için yer değiştirmeye hazırlar. Daha yaşlı kesim için bu rakam %33. 

- Teknoloji ve gelecekteki iş formu konusunda gençler iyimser. Gençlerin %62’si, teknolojinin işlerine ve çalışma saatlerine yardımı dokunacağı görüşünde.

- Barınma sorunu

Yaş grubu 18-29 arasındaki gençlerin %69’u önlerindeki 10 yıl içinde barıncak ev bulma konusunda sorunları olacağını öngörüyor.

Bir başka araştırma

Yukarıda sözünü ettiğim araştırma gençler için kaygıların olduğu alanları ortaya koymuş. Bu rakamlar içinde Türk gençleri de var. Ancak rakamlara Türk gençleri için bakıldığında endişelerin daha geniş bir genç kitleyi kapsadığını görüyoruz. Bir de Türkiye gerçeklerinin getirdiği koşullar var. Örneğin, Konrad-Adenauer-Stiftung Türkiye18-25 yaş grubundaki gençleri kapsayan kapsamlı bir araştırma yapmış. “Türk Gençliğinin Siyaset, Ekonomik Durum ve Sığınmacılara İlişkin Görüşleri 2022-2023” (https://www.kas.de/tr/web/tuerkei/einzeltitel/-/content/tuerkische-jugendstudie-2023) isimli araştırmada çarpıcı bilgiler ortaya çıkmış. Bunlardan bir kısmını aşağıda paylaşıyorum.

Yukarda sözü edilen araştırmaya göre, öğrencilerin genel olarak ekonomik anlamda zorluk çektiği görülmektedir. Ülkenin genel ekonomik durumunun gençler üzerinde etkilerinin oldukça yüksek düzeyde hissedildiği görülmektedir. Zorluk yaşadığını söyleyenlerin toplam oranı %61,3 imiş. Buna karşılık, bir zorluk çekmediğini söyleyenlerin toplam oranı ise %12,6. Gençlerin, harcamalarını kıstığını da görüyoruz. Tüketimi konusunda kendini sınırlandıran, tüketimini azaltan kişilerin oranı, %84,4 imiş.

Gençlerin ekonomi hakkında görüşleri şöyle: Hükümetin ekonomik politikalarını katılımcıların %80,6’sı başarısız, %3,9 ise başarılı buluyor. Türkiye’nin ekonomik durumunu kötü veya çok kötü bulanların oranı ise %86; iyi veya çok iyi bulanların oranı %2,6. Gençlerin Türkiye'deki işsizliğin nedenlerine ilişkin düşünceleri de şöyle: Fırsat eşitsizliği olduğu için işsizlik var 36,2%; Mevcut eğitim-öğretim sisteminden dolayı işsizlik var 29,2; Hükümet yatırım yapmadığı, iş sahası azaldığı için işsizlik var %34,6.

Gençlerin politik görüşleri de şöyle: Hükümetin yönetim biçimini doğru bulmayanların oranı %70,4; doğru bulanların oranı %6,2. Hükümetin adalet uygulamasını doğru bulmayanların oranı %81,2, doğru bulanların oranı %3,8. Hükümetin ekonomi uygulamasını doğru bulmayanların oranı %83,8, doğru bulanların oranı %3. Hükümetin eğitim uygulamasını doğru bulmayanların oranı %75,7, doğru bulanların oranı %4,7. Hükümetin insan hakları uygulamasını doğru bulmayanların oranı %73,3; doğru bulanların oranı %6. Türkiye çok kötü yönetiliyor diyenlerin oranı % 69,6; çok iyi yönetiliyor diyenlerin oranı %2.2.

Gençlerin Türkiye’de yaşanan sorunlar konusunda da görüşleri şöyle olmuş. Terörizm %.12,2. İşsizlik %.15,3. Mevcut ekonomik koşullar %16,5. Adam kayırma, yolsuzluk ve rüşvet %14,8. Güvenlik problemi %11,9. Hukuk ve adalet %15,3.Eğitim sistemi %14. Adeta tüm sorunlara eşit ağırlık vermişler. İşe alımlarda ehliyet ve liyakate uygun davranılmadığını düşünenlerin oranı ise %71,3.

Bütün bu görüşler çerçevesinde “Tercih imkânı verilse, başka bir ülkede yaşarım” diyenlerin oranı ise %63. Başka bir ülkede yaşama isteğinin nedenlerini de gençler şöyle sıralamış:

Türkiye'de iş bulamıyorum, orada daha kolay iş bulacağımı düşünüyorum %14,7;Türkiye'de kendimi güvende hissetmiyorum %16,8; Orada daha çok özgürlük var %20,7; Yaşam koşullarımı yükseltmek istiyorum %47,8.

Bir TÜİK çalışması

Başka ülkede yaşama tercihi, bunu yapmayı becerenler için gerçeğe dönüşüyor. Türkiye İstatistik Kurumu, çalışma kapsamında, lisans eğitimini Türkiye'de tamamlayıp, mezuniyet sonrasında yurtdışında uzun süreli ikamet eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hakkında bilgiler üretmiş.

Veri kaynağı olarak Yükseköğretim Kurulu (YÖK) mezun kayıtları ile İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden (NVİGM) temin edilen kayıtlardan oluşturulan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) ve Merkezi Nüfus İdare Sistemi (MERNİS) bilgileri esas alınmış. Bu çalışmalar sonucunda aşağıdaki veriler ortaya çıkmış:

- Yükseköğretim mezunlarının beyin göçü oranı 2015 yılında %1,6 iken, 2023 yılında %2,0 oldu. 2023 yılında yükseköğretim mezunu kadınların beyin göçü oranı %1,6, erkeklerin beyin göçü oranı ise %2,4 olarak gerçekleşmiş.

- En yüksek beyin göçü oranına sahip eğitim ve öğretim alanları bilişim ve iletişim teknolojileri (%6,8), mühendislik, imalat ve inşaat (%4,4) ve doğa bilimleri, matematik ve istatistik (%2,6) olmuş.

- Yükseköğretim mezunlarının tamamladıkları bölüme göre beyin göçü oranları da şöyle imiş: 

Moleküler biyoloji ve genetik %17,9; biyomühendislik %10,2;İşletme Mühendisliği %9,8; Elektronik Mühendisliği %9,1; Matematik mühendisliği 8,9; Bilgisayar mühendisliği %8,4; Fizik mühendisliği %8,3; Yazılım mühendisliği %7,8; Ekonomi %7,6; Endüstri tasarımı %7,1

Sonuç; 

Dünyada Covid-19 salgını ile bazı dengeler bozuldu. Arkasından Rusya ve Ukrayna savaşı ile hayat pahalılığının atması ve enerji kaynaklarında görülen belirsizlik dünyadaki her ulusu etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. Bireylerin, bu belirsizlikler yüzünden geleceğe dönük endişeleri var.OECD araştırması gösteriyor ki, toplumların genç kesiminde bu endişeler daha yaygın. Türkiye’nin genç nüfusu da bu olgunun içinde. Öte yandan, Türkiye’nin özel koşullarından dolayı gençler kapağı yurtdışına atmak istiyor. TÜİK’in verileri de yetişmiş insan gücü göçünü doğruluyor. 

Başka bir ülkeye gitmek için ekonomik koşullar her zaman ve her ulustaki birey için güçlü bir nedendir. Ancak “Türkiye’de kendimi güvende hissetmiyorum” ve “Orada daha çok özgürlük var” nedenleri üstünde durulmaya değer.

Gençler kendilerini güvende hissetmemekte haksız mı acaba? Siz güvende hissediyor musunuz? Bir ülke kurumları üstünde durur. Kurumlar sağlam çapalardır, devlet gemisinin savrulmasını önler. Kurumlar size güven verir. Ama ülkedeki kurumlar hızlı bir erozyon içindeler. Kurum denince akla nerdeyse sadece soba kurumu gelecek. Örneğin, hukukun üstünlüğü konusunda 142 ülke arasında 117. sırada yer almış bir ülkede kendinizi güvende hissedebilir misiniz? 

Gençlerin “Orada daha çok özgürlük var” deyişleri acaba gerçeği yansıtıyor mu? Bizim ülkede özgürlük daha mı az? Bir ülkedeki özgürlüğün en önemli ölçüsü, dördüncü güç olan basının sesidir. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde (https://rsf.org/en/index ) Türkiye, 180 ülke içerisinde 158'inci sırada yer almaktadır. Gençlerin gitmek istediği ülkelerin bu endekste yerleri de şöyle: Hollanda 4, Almanya 10, Kanada 14, Birleşik Krallık 23, A.B.D. 55. Gençler bu konuda da haklı galiba.

Ülkemiz, gelenlere ve gidenlere açık. İyi yetişmiş, beşeri sermaye birikimleri yüksek gençlerimiz başka ülkelere giderken diğer ülkelerden de bize gelen gençler var. Ancak beşeri sermaye açısından baktığımızda görüyoruz ki, kaybeden biziz. Nitelikli gençlerimiz gidiyor, bize gelenler ise niteliksiz.

Gençlerimizi yurtdışına iten nedenler düzelmedikçe bu kan kaybı sürecektir. Yurtdışına gidemeyip burada kalanların büyük bölümü ise ya işsiz, “Ev genci” olarak, ya da asgari ücrete yakın düşük ücretlere talim ederek mutsuz ve umutsuz olarak yaşamlarını sürdürecekler. 

Ülke, bu çapsız siyasetçiler ve yanlış uygulamalar yüzünden gençliğini, geleceğini kaybediyor. Bu feci durumun farkında mıyız?

Tüm yazılarını göster