“Gençleri altın madeni olarak görüyorum, bu madeni işlememiz lazım”

Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler

Endeavor girişimcileri toplamda 3 milyar dolardan fazla değerlemeye ulaştı. Şirket satış toplamı 3.3 milyar doları buldu ve 180 Milyon dolardan fazla yatırım aldılar. Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli’ye yeni dönemde start up ekosistemi için ne gibi fırsatlar ve tehditler olduğunu sordum. “Gençleri altın madeni olarak görüyorum. Bu madeni işlememiz lazım” diyen Kurttepeli, gençlere yönelik çalışmaların önemini vurguladı.

Önümüzdeki dönem için start- up ekosistemi için fırsatlar ve tehditler nelerdir? Özellikle hangi alan ya da sektörlerde fırsatlar görüyorsunuz?

Pandemi’nin en büyük çıktısı, her sektörde dijitalleşmenin hızlanması. Daha önce 10 yıllık planlarla dijitalleşmeyi planlayan şirketler, bu süreci birkaç ayda halletme yoluna gittiler. Dijitalleşme, beraberinde bu yöndeki pek çok fırsatı getirdi. Bu dönemde dijitalleşmeye nispeten daha çabuk uyum sağlayan girişimciler hem şimdi, hem de ilerde bunun avantajlarını görecekler. Kısa vadede turizm, ulaşım gibi sektörler pandemiden olumsuz etkilense de, her sektörde online çözümler artacaktır.

Öte yandan her ne iş yapılırsa yapılsın global düşünmek gerekiyor. Son günlerde yatırım alan tüm şirketlerin ortak noktası satışlarının çoğunun global pazarlardan sağlıyor olmaları. Benim başkanlığımda Endeavor’da belirlediğimiz ana vizyonlardan biri globalleşmeydi. Bugüne kadar Türkiye’de 67 şirketten 108 Endeavor Girişimcisi seçildi. Son dönemde girişimcilerimizden Peak Games 1.8 milyar dolara, Gram Games 200 milyon dolara satıldı, Insider ciddi bir yatırım aldı. Hepsinin ortak noktası satışlarının global pazarlarda olmalarıydı.

Endeavor girişimcileri toplamda 3 milyar dolardan fazla değerlemeye ulaştı, şirket satış toplamı 3.3 milyar doları buldu ve 180 milyon dolardan fazla yatırım aldılar.

Gençlere tavsiyeleriniz neler?

Gençleri altın madeni olarak görüyorum. Bu madeni işlememiz lazım. Raporun da bize gösterdiği bu konuda büyük potansiyel var. Türkler girişimci bir yapıya sahipler, ancak doğru yönlendirmeleri gerekiyor. Bu konuda kamu dahil tüm girişimcilik ekosistemine büyük iş düşüyor. Sadece hibe yeterli değil, ekosistemin gelişimin destekleyici politikalar geliştirilmeli.

Gençlere önerim kendilerini geliştirmeleri ve global düşünmeleri yönünde. Mümkün olduğu kadar dünyayı ve gelişmeleri takip etsinler, bu gelişmelere adapte olmayı öğrensinler, online eğitimleri ve atölyeleri takip etsinler. Sadece girişimci olmayı hayal etmek değil, girişimci gibi düşünmek de önemli. Gençlere yönelik CaseCampus programımızı geçtiğimiz ay ilk defa online gerçekleştirdik, burada Endeavor Girişimcilerinin vaka çalışmaları üzerinden 4 günlük bir program tasarladık, bu tür programları takip etmelerini öneririm. Diğer önemli bir noktada girişimcilerin yatırımcılarını doğru seçmesi gerekiyor. Akıllı parayı, yani madde destek dışında yaptıkları işi bilen, girişimcilikte deneyimli, mentörlük verecek yatırımcıları bulmaları gerekiyor.

Start- up ekonomisinin gelişmesi için ne yapılmalı?

Talihsiz 15 Temmuz sonrası yurtdışından gelen fonlar oldukça azaldı. Pandeminin de etkisiyle bu daha da etkin hissediliyor. Bu bizim seri A dediğimiz yani ürün veya hizmeti hazır yurtdışına açılması gereken ancak bunun için sermaye bulamayan girişimcileri ciddi oranda vurdu. Girişimcilerin kaybettiği zamanda başka şirketler yurtdışındaki firmalar öne geçti. Her kaçırdığımız adımda zaman kaybediyoruz.

Öte yandan beyin göçünden dolayı da birtakım sıkıntılarımız mevcut. Ancak bunların hiçbiri aşılamaz konular değiller, Türkiye girişimcilik ekosistemi için fırsatlar var. Örneğin çalışanlara hisse opsiyonu vermek söz konusu. Kanunda var ancak uygulaması çıkmadı. Pek çok firma teknokentten çalışıyor ama teknokentler uzaktan çalışmayı desteklemiyor.

Teknoloji haritasının en büyük çıktısı bir yerlerde başarı kazanmış insanlar hem başarı kazanacak kişilerin önünü açıyor, hem de destekçisi oluyor. Dolayısıyla mentorluk çok önemli. Endeavor dahil sektördeki hiçbir oyuncunun tek başına bir şey yapması mümkün değil. Ekosistemdeki tüm aktörlerin birlikte hareket etmesi gerekli. Niyet var, ama hızlı hareket etmek gerek. Bir politikamız olmalı ve o doğrultuda hareket etmeliyiz.

Türkiye’nin yatırımcılar için cazibe merkezi olması için nasıl bir yol izlemeliyiz?

Etkin girişimcilik anlamında Türkiye’nin bir seçimi yapması ve bu seçimin altını dolduran stratejiyi üretmesi gerekli. Her alanda başarılı olmayacağız, olabileceğimiz alanları seçmemiz ve onlara odaklanmamız gerekiyor. Örneğin Fransa teknolojide çok geri olmasına rağmen oyun sektöründe çok iyi durumda çünkü son 10 yılda bununla ilgili politikalar üretti. Devlet kanalının yapması gereken, hangi konuları stratejik desteklemesi gerektiğine belirlemesi. Sadece devlette değil bu ülkenin çok büyük şirketleri ve iş adamları var. Onların da bu ekosisteme maddi ve manevi sermaye desteği vermesi lazım.

Türkiye maliyet olarak teknoloji üretiminin çok ucuz olduğu bir üs haline geldi. Batılı ülkelere kıyasla onda biri maliyete sahibiz. Ve kalite olarak da aynı kalitede üretim yapabiliyoruz. Bu durumun avantajını kullanmamız gerekiyor. Parasal mekanizmalar bir yana bu potansiyeli kullanmak için politikalar üretilmeli.

Mentorluk çalışmaları için ne öneriyorsunuz?

Girişimciliğin gelişmesi için mentorluğa ihtiyaç var. Biz ne kadar başarılı girişimler çıkartırsak ekosistem o kadar hızlı büyüyor. Türkiye bu yönde oldukça şanslı başarılı girişimcilerimiz mentorluk yapma konusunda oldukça istekli oldular. Ayrıca teknoloji haritası çalışmasının bize gösterdiği en önemli konulardan biri, Türkiye’deki start up’lar diğer ülkelerdeki göre yardımlaşmayı seviyor ve birbirlerine daha çok güveniyorlar. Ben şahsen zamanın yüzde 30 ile 35’ini bu işe ayırıyorum. Endeavor ve GBA yoluyla hem girişimcilik eko sistemine destek oluyor, hem de yeni bir şeyler öğreniyorum. Bu arada sadece girişimciler değil iş dünyasının önde gelen isimleri de mentorluk anlamında girişimcilere destek olabilir. Bu ekosisteminin daha da hızlı büyümesini sağlayacak.

“Kadın için Teknoloji” ilk altı ayda 800 kadını dijital okur yazar yaptı

Kadın için Teknoloji çok önemsediğim bir proje, 14 yıldır sürüyor. Hedefi kadınların ekonomik ve sosyal yaşama katılım sağlaması için gerekli olan teknoloji bilgisini sunmak. Teknosa ve Habitat Derneği tarafından hayata geçirilen “Kadın için Teknoloji” projesi çalışmalarıyla, bugüne kadar 66 ilde 18 bin kadınımız dijital okur-yazarlık eğitimi aldı.

Proje yerel kurumların iş birliğiyle yürütülüyor. Tüm eğitimler ücretsiz. Program içerisinde internet ve teknoloji, sosyal medya, görsel tasarım, mobil uygulamalar, güvenli internet ana başlıkları altında 50’yi aşkın konu işleniyor. Eğitim sonunda kadınlar, her türlü bilgiye daha kolay erişme imkânı buluyor. İlgi alanlarına göre internet ve sosyal medya platformlarını etkin şekilde takip edebiliyor, işleriyle ilgili kullanabiliyor ve çocukları başta olmak üzere dünya ile iletişimlerini artırabiliyorlar.

Bu yıl eğitimler dijital olarak veriliyor. 11 Nisan’da başlayan programa 2600’den fazla başvuru olmuş. 81 ilin yanı sıra, İngiltere, KKTC, Bulgaristan, Polonya ve Macaristan’dan 17-71 yaş aralığında 800’ü aşkın kadın derslere katılmış. 2020 sonuna kadar hedef 2 bin kadına ulaşmak.

Eylül sonuna kadar devam edecek online eğitimler, 2 haftada bir çarşamba günleri 15:00-18:00 saatleri arasında düzenleniyor. Eğitime katılmak için http://www.kadinicinteknoloji.com/ veya https://habitatdernegi.org/blog/kadin-icin-teknoloji-projesi-online-egitimi/ adreslerindeki başvuru formunu doldurmak yeterli oluyor.

Gençler pandemi sorunlarına çözüm arıyor

Zorlu Holding, ATÖLYE ve sürdürülebilirlik ajansı s360’ın kurucu ortaklığında hayata geçirilen sosyal inovasyon platformu İmece, her yıl bir sorunu seçerek girişimci fikirler arıyor. İmece bu yıl da çalışmalarına devam etti ve sosyal inovasyon laboratuvarı imeceLAB ile ‘Sağlıklı Bireyler ve Topluluklar’ konusuna odaklandı.

Bu yılki mesele sürecine, Türkiye'nin 20 farklı şehrinden 115 öğrenciden oluşan 30 takım katıldı. Türkiye genelinde liseli ve üniversiteli gençlerle birlikte, Covid-19 sonrası çok daha acil ve önemli hale gelen ‘Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam’ (Health and Wellbeing) gündeme alındı.

Süreçte PeerCO, SCRUBS ve Vefa1872 öne çıkan üç takım oldu. Seçilen bu takımlar 2 ay boyunca kuluçka sürecine dahil olarak eğitim ve mentorluk desteği alacaklar ve liderlerin kreatif potansiyellerini keşfederek sorun çözme yeteneklerini geliştirebilecekleri bir online okul olan İDEOU’dan “From Ideas to Action”, “Storytelling for Influence”, “Insights for Innovation” eğitimlerini alacaklar. Ayrıca, 3 takım da mentorlardan ve imeceLAB’ten projeleri için destek almaya devam edecek.

Tüm yazılarını göster